10. Hukuk Dairesi 2017/2196 E. , 2019/6407 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
Dava, yaşlılık aylığının bağlanması ve yersiz tahsil edilen primlerin yasal faizi ile iadesi istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabul ile kısmen reddine, davacının 01/01/2015 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında özür durumuna göre (%53) yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, 2.371,13 TL alacağın davalıdan yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye 10. Hukuk Dairesince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı Kurum nezdinde Bağ-Kur ve SSK kapsamında hizmetlerinin bulunduğunu, müvekkilinin SSK kapsamında tahsis şartları oluştuğu gerekçesi ile 28/10/2014 tarihinde kuruma tahsis dilekçesi verdiğini, ancak hizmet birleştirilmesi yapılması esnasında basamak prim borcu çıkartıldığını ve 12/02/2015 tarihinde bu miktar ödendikten sonra tekrar talep alınması sonucu maaş bağlandığını, davalı Kurumun kanun dışı işlemi ile hem 4 aylık hak edilmiş maaşlarından olmuş hem de 2.371,13 TL"nin kanun dışı olarak tahsil edildiğini beyanla, müvekkilinin Kurum nezdinde ilk tahsis talep tarihini takip eden aybaşı itibari ile yaşlılık aylığına müstahak olduğunun tespitine, kurum işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili cevap dilekçesinde; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davayı kabul etmediklerini, davacı tarafından 30/10/2014 tarihinde Kuruma müracaatla ilk kez tahsis talebinde bulunulduğunu, 506 sayılı Yasanın 4759 sayılı Yasa ile değiştirilen 81. maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için gereken prim ödeme gün sayısını doldurmadığının tespit edildiğini, 09/12/2014 tarihinden itibaren de engellilik indiriminden faydalandığının anlaşıldığını, bu nedenle 506 sayılı Yasanın 4759 sayılı Yasa ile değiştirilen 87. maddesine göre engelliler için uygulanan engellilik indiriminden 28/10/2014 tarihinde faydalanmadığından ilk müracaat tarihinden itibaren aylık bağlanmasının Kurumca mümkün görülmediğini, kurum işleminin tümüyle mevzuaata uygun yapıldığını beyanla davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, davacının 01/01/2015 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında özür durumuna göre (%53) yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine, 2.371,13 TL alacağın davalıdan yasal faiziyle birlikte alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince;
"Dava, davacının tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti, kurum işleminin iptali ve tahsil edilen Tarım Bağ-Kur prim borcunun iadesi ve yaşlılık aylığının faiziyle ödenmesi talebine ilişkindir.
Davacının 28.10.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunması üzerine kurum tarafından yapılan inceleme sonucunda davacının 31.10.2010 tarihinde sigortalı çalışması nedeni ile iptal edilen 01.09.2006 tarihinde başlayan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının ziraat odası kaydının devam etmesi nedeni ile 6111 sayılı Kanun gereği 28.02.2011 tarihine çekildiği ve bu nedenle davacıya 2371,13 TL fark prim tahakkuk ettirildiği ve davacının bu borcu 28.01.2015 tarihinde ödediği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı bu ödediği prim borcunun iadesini talep etmiş ise de 23/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren 6645 sayılı Yasanın 56 maddesiyle 5510 sayılı Kanuna geçici 63. maddesine göre “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur" hükmü gereğince davacının ödediği prim borcu 12 aydan daha az süreye ilişkin olduğundan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının durdurulması ve ödenen prim borcunun iade edimesine yönelik mahkeme kararı isabetsizdir.
Davacının ilk tahsis talebinde bulunduğu 30.10.2014 tarihinde davacının engelli indiriminden faydalanma hakkı bulunmadığı ve 506 sayılı Kanunun 81. maddesindeki şartlar sağlanmadığından dolayı davacıya aylık bağlanmadığı, davacının 09.12.2014 tarihinden itibaren bu indirimden yararlanma hakkı olduğunun ... Vergi dairesince bildirilmiş olması nedeni ile davalı Kurum tarafından davacının 12.02.2015 tarihli tahsis talep dilekçesine istinaden aylık bağlandığının anlaşıldığı, davacının ilk tahsis talep tarihinde mevcut olmayan durumdan yararlanmasının söz konusu olamayacağından, mahkece davacının 01.01.2015 tarihinden itibaren aylığa hak kazandığına yönelik karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, davalının istinaf talebinin kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve dosyada mevcut delillerin hüküm kurmak için yeterli olduğundan delil toplanmasına ve duruşma açılmasına gerek olmaksızın davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan nedenlerle;
1- Davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.3 maddesi gereğince KABULÜNE,
... 3. İş Mahkemesinin 24/11/2016 tarih, 2016/351 E. - 2016/425 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2)Davanın REDDİNE,"Şeklinde karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın ilgili mevzuata aykırı olarak verildiği, davalı Kurum vekili ise; duruşma olmadığından dolayı lehe vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu ve re"sen tespit edilecek nedenlerle kararı temyiz etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
31.10.2010 - 28.02.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 53"ncü maddesi kapsamında davacının 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalı olması ve iadeye konu prim tutarının da bu döneme ilişkin olması karşısında prim iadesinin de reddine karar verilmesi bu gerekçeyle yerinde olup bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Ne var ki, bu konuların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hükmün gerekçesinde yer alan "Davacının 28.10.2014 tarihinde tahsis talebinde bulunması üzerine kurum tarafından yapılan inceleme sonucunda davacının 31.10.2010 tarihinde sigortalı çalışması nedeni ile iptal edilen 01.09.2006 tarihinde başlayan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının ziraat odası kaydının devam etmesi nedeni ile 6111 sayılı Kanun gereği 28.02.2011 tarihine çekildiği ve bu nedenle davacıya fark 2.371,13 TL fark prim tahakkuk ettirildiği ve davacının bu borcu 28.01.2015 tarihinde ödediği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı bu ödediği prim borcunun iadesini talep etmiş ise de 23/04/2015 tarihinde yürürlüğe giren 6645 sayılı Yasanın 56 maddesiyle 5510 sayılı Kanuna geçici 63. maddesine göre “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur" hükmü gereğince davacının ödediği prim borcu 12 aydan daha az süreye ilişkin olduğundan Tarım Bağ-Kur sigortalılığının durdurulması ve ödenen prim borcunun iade edimesine yönelik mahkeme kararı isabetsizdir." şeklindeki paragrafın yerine; "31.10.2010 - 28.02.2011 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanunun 53"ncü maddesi kapsamında davacının 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalı olması ve iadeye konu prim tutarının da bu döneme ilişkin olması karşısında ödenen prim borcunun iade edimesine yönelik mahkeme kararı isabetsizdir." paragrafının yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacıdan alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, 23/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.