17. Hukuk Dairesi 2017/3445 E. , 2018/4955 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
MAHKEMESİ : ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Davacı ... ile davalı ... arasındaki tazminat davasına ilişkin davadan dolayı ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 05.12.2016 gün ve 2015/1737- 2016/1147 sayılı karara karşı davacı vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi"ne yapılan istinaf başvurusu üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 18.05.2017 gün ve 2017/367- 2017/463 sayılı kararın ..."ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, şehir içi servis taşımacılığı yapan araçta yolcu olarak bulunan davacının, servis aracının karıştığı kazada yaralandığını, sözkonusu aracın karayolu yolcu taşımacılığı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortasının bulunmadığını, sözkonusu aracın yapmış olduğu taşıma işinin niteliği gereği bu sigortayı yaptırmasının zorunlu olduğunu, zorunlu ... yaptırılmadığı için de davalının zarardan sorumlu olduğunu belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL. maddi tazminatın zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası limitleri ile sınırlı olarak temerrüt tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 05.08.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle, taleplerini 52.500,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, dava iki yıllık zamanaşımı süresi içinde açılmadığından alacağın zamanaşımına uğradığını, davacının yolcu olduğu aracın yasa ve yönetmelik kapsamında zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığını, Hazine Müsteşarlığı"nın 2010/8 sayılı genelgesiyle 01.07.2010 tarihinden itibaren taşıma mesafesine bakılmaksızın D4 yetki belgesi kapsamında il içinde yapılan yolcu taşımaları ile 100 km’ye kadar olan şehirlerarası yolcu taşımalarının Karayolları Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası kapsamı dışında bırakıldığını, 4925 sayılı Taşıma Kanunu gereğince ancak taşıma yetki belgesi almış kişilerin zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırmakla yükümlü olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Hazine Müsteşarlığı’nın 01.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren 2010/8 sayılı Genelgesi ile bu tarihten sonra yapılan yolcu taşımalarında, taşımacıların zorunlu koltuk ferdi kaza sigortası yaptırma mecburiyetinin bulunması için, taşımanın il sınırları içinde yapılmaması, 100 km üzerinde şehirlerarası veya uluslararası taşıma olması gerektiği, somut olayda kazanın 10.04.2013 tarihinde ve il sınırları içerisinde yapılan yolculuk sırasında meydana geldiği, 2010/8 sayılı Hazine Müsteşarlığı genelgesi gereğince Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma zorunluluğu bulunmadığından davalının da zarardan sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen hükme karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından; davaya konu kazanın ... İl sınırları içinde yapılan servis taşımacılığı sırasında meydana geldiğinin dosya kapsamı ile sabit olduğu, Hazine Müsteşarlığı"nın 01.07.2010 tarihinde yürürlüğe giren genelgesinden sonraki tarihte kazanın meydana geldiği, kaza tarihi itibariyle il içi taşımalarda “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası” yaptırma mecburiyeti bulunmadığı, kaza tarihi itibariyle Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası yaptırma mecburiyeti bulunmayan araçtan dolayı davalı ..."nın da sorumluluğunun doğmayacağı, yerel mahkemenin red kararının mevcut düzenlemelere uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiş; bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk derece mahkemesince verilen karara yönelik olarak davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi"nce esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi"nce verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının ... 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"ne, Dairemiz karar örneğinin ise ... Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine,
aşağıda dökümü yazılı 4,50 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.