3. Ceza Dairesi 2017/3158 E. , 2017/5639 K.
"İçtihat Metni"
Basit yaralama suçundan suça sürüklenen çocuk ...’ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 29/1, 31/2, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 52/4. maddesi gereğince adli para cezasının birer ay ara ile 10 eşit taksitte tahsiline, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Antalya 1. Çocuk Mahkemesinin 11/06/2013 tarihli ve 2010/1487 esas, 2013/878 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinin ihbar edilmesi üzerine, hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Kanun"un 86/2, 29/1, 31/2, 62/1 ve 52. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Antalya 1. Çocuk Mahkemesinin 22/11/2016 tarihli ve 2016/295 esas, 2016/370 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 08.03.2017 tarih ve 2017/132 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 23.03.2017 tarih ve 2017/17757 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre;
1) 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11. maddesinde düzenlenen “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki hüküm ile benzer bir olay nedeniyle verilen Yargıtay 4.Ceza Dairesinin 22/05/2015 tarihli ve 2015/12016-29693 sayılı ilamında “Deneme süresinde yeni suç işlenmiş olması nedeniyle duruşma açılmasının amacı, oluşan yeni durum karşısında duruşma açıldığının ve yargılamaya devam olunduğundan sanığın bir şekilde haberdar edilmesini ve bu şekilde savunma hakkının kullanılmasını sağlamaya yöneliktir. Bununla birlikte duruşmanın usulüne uygun olarak sanığa bildirilmesine karşın duruşmaya katılmaması halinde önceki savunma ile yetinilerek hüküm kurulabilecektir” şeklindeki açıklamalara nazaran, sanığın 18 yaşını doldurduğu anlaşılmakla, 28/06/2016 tarihli duruşma davetiyesi için çıkarılan tebliğ mazbatasında sanığın askerde olduğunun tespit edilmesi karşısında sanığın askerlik adresinin tespit edilerek tebligatın söz konusu adrese yapılması gerekirken, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) Mahkemenin 11/06/2013 tarihli ilk kararında, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının 5237 sayılı Kanun’un 52/4. maddesi gereğince birer ay ile 10 eşit taksitte tahsiline karar verilmesi karşısında, bu durumun sanık için kazanılmış hak oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında deneme süresinde yeni bir suç işlemesi nedeniyle yapılan yargılamada, adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verilmemesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Suç tarihinin 25/03/2010 olduğu ve yargılama konusu kasten yaralama suçunun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 66/1-e, 66/2 ve 67/2. maddelerinde öngörülen 4 yıllık asli ve 6 yıllık kesintili zamanaşımı süresine tabi olduğu, suça sürüklenen çocuk hakkında verilen 11.06.2013 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 06.08.2013 tarihinde kesinleşmesi ile 3 yıllık denetim süresinin başladığı ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/8. maddesinin son cümlesi gereği dava zamanaşımının durduğu, ancak suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içinde 19.11.2014 tarihinde yeni bir kasıtlı suç işlediği ve bu suça ilişkin mahkumiyet hükmünün de kesinleşmiş olmasına nazaran önceki hükmün açıklanması gerekeceği, buna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması ile duran zamanaşımının denetim süresinde işlenen yeni suç tarihinden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı cihetle, suça sürüklenen çocuk hakkındaki dava zamanaşımının durma ve yeniden başlama süreleri dikkate alındığında zamanaşımını kesen en son işlem olan suça sürüklenen çocuğun savunmasının alındığı 08.03.2011 tarihi ile hükmün açıklanma tarihi olan 22/11/2016 itibari ile dava zamanaşımının dolmuş olduğu gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hususunun da, kanun yararına bozma sebebi yapılıp yapılmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, takdir hakkı kullanıldıktan sonra diğer kanun yararına bozma istemlerinin incelenmesine; 03.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.