17. Hukuk Dairesi 2015/10062 E. , 2018/4951 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... Genel Müdürlüğü"ne ait olup davalı Hasan idaresinde olan otobüsün yol kenarında bulunan davacıya çarpmasıyla oluşan kazada davacının ağır biçimde yaralanıp % 59 malul kaldığını; araç işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısına karşı açtıkları ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/275 Esas sayılı davasında alınan raporlarda davacının 6/8 ve davalı sürücünün 2/8 kusurlu olduğu saptanarak davalı sürücünün kusur oranına göre tazminatın belirlendiğini, kaza tarihinde 2,5 yaşında olan davacıya kusur izafe edilemeyeceğini, anılan mahkeme kararının karar düzeltme aşamasında olduğunu, davacı küçüğün anne babası olan davalılar da dahil olacak biçimde tüm kusurlular hakkında bu davayı açtıklarını belirterek 82.436,00 TL. maluliyet tazminatının ilk davanın açıldığı tarihten işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, davacı taraf iddialarının ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında incelenip temyizden de geçerek kesinleştiğini, kesin hüküm nedeniyle davanın reddi gerektiğini, asıl davada hükmedilen tazminatı ödediklerini, davalının kusuru oranında zarardan sorumlu tutulabileceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı ... Genel Müdürlüğü vekili, davaya konu istem hakkında kesin hüküm ve derdestlik itirazlarının bulunduğunu, davaya konu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, davalı sürücünün kusuruna göre belirlenip kesinleşen tazminatı ödediklerini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili, aynı dava hakkındaki önceki davanın karar düzeltme aşamasında olduğu gözetildiğinde derdestlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davaya konu edilen alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davaya konu kaza tarihinde 2,5 yaşında olan davacının dava tarihinde 8 yaşında olduğu, davacı çocuğun kazada malul kalmasında 6/8 oranında kusurlu olduğunun önceki dosyada tespit edildiği ve esasen bu kusurun davacının anne babası olan davalılara ait olduğu, davacının anne babasına ait kusurdan kaynaklanan bakiye zararın diğer davalılardan tahsili amacıyla ve çocuğun yaşı da gözetildiğinde davalı gösterilen anne babasının isteğiyle eldeki davanın açıldığı, Türk Medeni Kanunu"nun 2. maddesi gereği hakkın kötüye kullanımının korunamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı taraf, temyize konu ettiği davadaki maddi tazminat istemi hakkında, aynı davalılara karşı, daha önce ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/275 Esas sayılı dosyasında dava açmış; anılan dosyada, davacının hak kazanacağı tazminat miktarı saptanıp hüküm altına alınmış; davacı taraf ile davalı ... Genel Müdürlüğü vekilinin temyizi üzerine, 4. Hukuk Dairesi tarafından, 05.10.2010 tarihinde mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiş; davacılar vekili ile davalı ... Genel Müdürlüğü vekilinin karar düzeltme istemi de, 4. Hukuk Dairesi tarafından 03.02.2011 tarihinde reddedilmiş ve hüküm kesinleşmiştir.
Davacı tarafın davaya konu ettiği maddi tazminat yönünden aynı taraflar arasında görülen davada, davacı tarafın tüm iddia ve itirazları incelenmiş; mahkemece verilen hüküm, kanun yollarından da geçerek kesinlemiştir. Ancak davacı taraf, aynı gerekçelerle eldeki davayı açmıştır. Davaya konu maddi tazminat istemi yönünden, ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/275 Esas-2009/232 Karar sayılı ilamı, kesin hüküm teşkil etmektedir.
6100 sayılı HMK"nın 114/1-i maddesine göre, aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartlarından olup, bu durumda mahkemece, HMK"nın 115/2. maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği halde, işin esası incelenerek esastan red kararı verilmesi doğru olmamakla birlikte, neticeten davanın reddine karar verildiğinden bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.
Açıklanan sebeplerle, esasen dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği gözetildiğinde, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan AAÜT"nin 7/2. maddesi gereği, davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değil bozma sebebi ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden, hükmün 6100 sayılı HMK"nın geçici 3/II. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 3. bendindeki "8.994,88 TL. nisbi vekalet ücretinin" ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine "1.500,00 TL. maktu vekalet ücretinin" ibaresinin yazılmasına ve hükmün bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 14.5.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.