Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2007/13-153
Karar No: 2007/183

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2007/13-153 Esas 2007/183 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu 2007/13-153 E., 2007/183 K.

Hukuk Genel Kurulu 2007/13-153 E., 2007/183 K.

  • EKSİK BORÇ
  • POLİÇELERDE MÜRURUZAMAN
  • TAHRİRİ MUKADDİME-İ BEYYİNE
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 292 ]
  • 6762 S. TÜRK TİCARET KANUNU [ Madde 661 ]
  • "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 10. Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 8.4.2004 gün ve 2003/843-2004/124 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 6.4.2006 gün ve 2006/769-5159 sayılı ilamı ile,

    ("...Davacı, davalıdan bonoya dayalı alacağı olduğunu, bononun zamanaşımına uğraması dolayısıyla alacağının tahsili için ilamsız takip başlattığını, itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline, % 40 icra inkar tazminatı ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

    Davalı, dava konusu bononun teminat olarak 3. şahsa verilmiş bono olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.

    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm,davalı tarafından temyiz edilmiştir.

    1-Dava konusu bono nedeniyle davalının Cumhuriyet Savcılığına yaptığı şikayet başvurusu üzerine davacı hakkında Ankara 2 Asliye Ceza Mahkemesinin 2005/965 esas sayılı dava dosyasında emniyeti suistimal suçundan ceza davası açıldığı ve derdest olduğu incelenen ceza dosyası ile anlaşılmaktadır. Borçlar Kanunu"nun 53.maddesine göre hukuk hakimi ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile bağlı değilse de verilecek mahkumiyet kararı ve tespit edilen maddi olgular ile bağlıdır. Ceza davasının sonucu bu davayı etkileyecek niteliktedir. Mahkemece ceza davası sonucu beklenerek, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

    2-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan bozma nedenine göre bu aşamada, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir...")gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDEN: Davalı vekili

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

    Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak genel haciz yoluyla yapılan icra takibinde itirazın iptali istemine ilişkindir.

    Davacı Hüseyin S...... vekili, davacı tarafından davalı hakkında borçlusu davalı, lehdarı ve meşru hamili ise davacı olan 25.02.2000 vade tarihli, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı olarak, genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, davalının haksız şekilde borca itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, asgari %40 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

    Davalı Sabri Ö.... vekili, alacak iddiasının dayandırıldığı zamanaşımına uğramış bononun, davalının oğlu dava dışı Mustafa Ö.... ile davacının ortak olarak yaptıkları bir inşaatın işçilerine gıda malzemesi satan dava dışı bir bakkala teminat amaçlı olarak ve sadece isim yazılıp imza atılmak suretiyle, diğer kısımları boş olarak verildiğini, anılan bakkal ile yapılan hesap tasfiyesinden sonra, davacının bonoyu bakkalın iyiniyetinden yararlanıp, ondan alarak üzerini doldurmak suretiyle takibe koyduğunu bildirmiştir.

    Yerel Mahkeme, (Dava zamanaşımına uğramış bonoya dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir. Davacı vekili temel ilişkiyi açıklamış, müvekkilinin davalıya borç verdiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili, senedin davacı ile oğlunun adi ortaklığı için gıda malzemesi veren bakkala teminat olarak boş verildiğini, daha sonra davacı tarafından doldurulduğunu savunmuştur. Zamanaşımına uğrayan senette ispat yükü davacıda iken, davalı senedin teminat amacıyla verildiğini ve anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu beyan ettiğinden, ispat yükü davalıya geçmiştir. Davalı vekili, senedin teminat olarak verildiğine ve anlaşmaya aykırı doldurulduğuna dair yazılı delilleri olmadığını beyan etmiş, hatırlatılmasına rağmen yemin teklifinde bulunmamıştır) gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptaline karar vermiş; bu karar Özel Dairece, metni yukarıda bulunan ilamla bozulmuş; Yerel Mahkeme gerekçesini tekrar ederek ve genişleterek önceki kararında direnmiştir.

    Davacı tarafından davalı hakkında 29.9.2003 tarihli takip talebiyle başlatılan ve Ankara 19. İcra Müdürlüğünün 2003/6131 esas sayılı dosyası üzerinden yürütülen ilamsız icra takibinde, 15.200.000.000 TL. asıl alacağın 25.2.2000 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istenilmiş; takip talepnamesinde borcun sebebi "15.200.000.000 TL. bedelli 25.2.2000 ödeme tarihli senet" olarak açıklanmıştır.

    Davalının borçlu, davacının lehdar durumunda bulunduğu, 15.10.1999 tanzim ve 25.2.2000 vade tarihli, "nakden" kaydını içeren söz konusu bononun, Türk Ticaret Kanunu"nun 661. maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin daha önce dolması nedeniyle, takip tarihi itibariyle zamanaşımına uğramış olduğu açık ve çekişmesizdir. Dava dilekçesinde de, bononun zamanaşımına uğramış olması nedeniyle, icra takibinin genel haciz yolu ile yapıldığı belirtilmiştir.

    Davalı, zamanaşımına uğrayan bonodaki imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmiştir.

    Belirtilmelidir ki; Türk Ticaret Kanunu"nun 661. maddesi uyarınca zamanaşımına uğramış bir bonoda yazılı alacak, temel ilişkiye dayanılmak suretiyle talep edilebilir. Böylesi bir istemi içeren alacak veya itirazın iptali davalarında, gerek temel ilişkinin varlığını ve niteliğini, gerekse, o ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğunu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğü, davacı tarafa aittir.

    Her iki dava türünde de, zamanaşımına uğrayan ve imzası inkar edilmeyen bono, temel borç ilişkisi bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğindedir.

    Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 292. maddesine göre, senetle ispatı gereken bir konuda yazılı delil başlangıcı mevcut ise, tanık dinlenmesi mümkündür.

    Görülmekte olan davada, davacı vekili, 29.1.2004 günlü cevaba cevap dilekçesinde, senetteki meblağın davalıya nakden verildiğini bildirmiş ve böylece, taraflar arasındaki temel borç ilişkisinin ödünç (karz) akdine dayandığını ileri sürmüştür.

    Bu durumda, davacı taraf, yukarıda açıklanan yasal çerçeve içerisinde, taraflar arasında ödünç ilişkisi bulunduğuna ilişkin iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Belirtildiği üzere, takip dayanağı zamanaşımına uğramış bono, bu iddia bakımından yazılı delil başlangıcı niteliğinde olup, davacı taraf, buna dayanarak ödünç ilişkisi hakkında tanık dinletme hakkına sahiptir. Yine, dava dilekçesinde, "sair delil" ibaresine yer verildiğinden, davacı tarafın, ödünç iddiası bakımından davalıya yemin teklif etme hakkına sahip bulunduğunun ve gerektiğinde Mahkemenin bu hakkının varlığını davacıya hatırlatmakla yükümlü olduğunun kabulü zorunludur.

    Hal böyle olunca, Yerel Mahkemece yapılması gereken; davacı tarafın ödünç iddiasıyla ilgili tanık dahil tüm delillerini ve varsa davalının karşı delillerini sorup, toplamak; gerektiğinde davalıya bu yönden yemin teklif etme hakkı bulunduğunu da davacı tarafa hatırlatmak ve bütün bu işlemlerin sonucunda ortaya çıkacak olan uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermektir.

    Yerel Mahkemece açıklanan gereklilikler yerine getirilmeksizin direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı, açıklanan bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.

    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 4.4.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi