17. Hukuk Dairesi 2015/5876 E. , 2018/4948 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, asıl ve birleşen davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada, davacı vekili; davacı tarafından sigortalanan işyerinin bulunduğu ve davalıların maliki olduğu binanın atık su borusundaki tıkanma nedeniyle geri tepen pis suların sigortalı yerde hasara neden olduğunu, eksper raporuyla saptanan 39.405,00 TL. hasar bedelini 01.02.2008 tarihinde sigortalıya ödediklerini, sigortalı işyerinin bulunduğu binanın maliki olan davalıların zarardan sorumlu olduklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 36.000,00 TL. tazminatın ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada, davacı vekili; asıl davaya konu edilen olay nedeniyle sigortalıya ödenen 3.000,00 TL"lik hasar bedelinden de davalıların sorumlu olduğu belirtilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3.000,00 TL"nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davaya konu su basması olayında davalının hiçbir kusuru bulunmadığını, sigortalı işyerini kiracı olarak kullanan davacı sigortalısının kontrol yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle olayda kusurlu olduğunu, ayrıca İSKİ"nin de olayda kusurlu olduğunu ve davaya dahil edilmeleri gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delilere göre; asıl davanın kabulü ile 36.000,00 TL. tazminatın ödeme tarihi olan 01.02.2008"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; birleşen davanın kabulü ile 3.000,00 TL. tazminatın ödeme tarihi olan 01.02.2008"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, dahili davalı yönünde talebin reddine dair verilen hükmün, davalılar vekili tarafından temyizi üzerine, 11. Hukuk Dairesi"nin 07.03.2013 tarih ve 2011/3561 Esas- 2013/4277 Karar sayılı ilamı ile; "davalı ..."e usulüne uygun biçimde dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan, uyuşmazlığın esası hakkında karar verilmesinin hatalı olduğu" gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; asıl davanın kabulü ile 36.000,00 TL. tazminatın ödeme tarihi olan 01.02.2008"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline; birleşen davanın kabulü ile 3.000,00 TL. tazminatın ödeme tarihi olan 01.02.2008"den işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, dahili davalı yönünde talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; hasarın oluşmasında kusur ve sorumluluğu olduğu iddia edilen ... ile davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı değil ihtiyari dava arkadaşlığı olduğu ve davaya dahili davalı olarak eklenmelerinin mümkün olmadığı, ayrıca davalı tarafın talebi gereği davanın ihbarına ilişkin usul işlemlerinin de yapılmış olduğu dikkate alındığında, davalı tarafın bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının yerinde görülmemesine; davalıların ... aleyhine açtığı rücuen tazminat davası ile eldeki davanın bulunduğu aşama da gözetildiğinde, davaların birleştirilerek görülmeyişinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Asıl ve birleştirilen dava, işyeri ... poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarar sorumlusu olduğu iddia edilen davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı tarafından sigortalanan işyerinde, su basması olayı nedeniyle oluşan hasar ile bedeli, davacı tarafından alınan eksper raporuyla saptanmış ve davacı tarafça sigortalısına ödenmiştir. Mahkemenin, davacı tarafından ödenen bedelin yerinde olup olmadığı konusunda herhangi bir araştırma yapmadan ve bilirkişi raporu alınarak denetim sağlamadan tahsil hükmü kurduğu görülmektedir.
6100 sayılı HMK"nun 266/1. maddesinde "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir" düzenlemesi benimsenmiştir. Davacı tarafından sigortalı olan işyerinde oluşan hasarın nev"i ile miktarının belirlenmesinin, özel ve teknik bilgi gerektirdiği izahtan varestedir.
Bu durumda mahkemece; davacı tarafından açılan hasar dosyası örneğinin tamamının davacı ... şirketinden getirtilmesinden sonra, davacının tek taraflı olarak aldığı ve davalı tarafın savunma yapma imkanı bulunmayan eksper raporuyla yetinilmesinin doğru olmadığı da gözetilerek; davaya konu olayda hasar gören malların mobilya olduğu dikkate alınıp oluşturulacak uzman bilirkişi heyetinden, davacı tarafından sigortalanan işyerinde, davaya konu su basması olayı nedeniyle meydana gelen hasar ile miktarının ne olduğu konusunda, eksper raporunu da irdeleyen, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-Davaya konu edilen su basması olayındaki kusur durumunun belirlenmesi bakımından alınan 27.05.2010 tarihli bilirkişi raporunda, davacının sigortalısı olan dava dışı ..."ın da % 5 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiş olup bu rapor mahkemece de hükme esas alınmıştır. Davacı ... şirketi, sigortalısı ile aralarındaki poliçe gereği herhangi bir kusur değerlendirmesi yapmadan hasar bedelini ödemekle mükellef olduğu için gerekli ödemeyi yapmış olsa da; hasardan sorumlu olduğu iddiası ile rücu ettiği davalılara karşı ancak sigortalısının kusur oranını aşan kısım için rücu hakkına sahiptir.
Bu nedenlerle; davacının sigortalısının % 5"lik kusuru oranında davacının davalılara rücu hakkı bulunmadığı hususu dikkate alınmak suretiyle, davacının davalılara rücuya haklı olduğu bedelin saptanması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, tazminattan indirim yapılmadan hüküm tesisi de hatalı olmuştur.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 14/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.