2. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/12073 Karar No: 2016/2673
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2015/12073 Esas 2016/2673 Karar Sayılı İlamı
2. Hukuk Dairesi 2015/12073 E. , 2016/2673 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Eşya ve Ziynet Alacağı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı kadın tarafından, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafaka miktarı, ziynet ve eşya alacağı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan nafakalar ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının eşya ve ziynet alacağına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların boşanma davalarına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, davacı-karşı davalı kadının eşini tehdit ettiği ve bu eyleminden dolayı ceza mahkemesinde yargılandığı, hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı gerekçesi ile kusurlu kabul edilmiş ise de; kadın tarafından gerçekleştirilen bu eylemden sonra tarafların barışarak bir araya geldikleri ve davalı-karşı davacı erkek tarafından, kadın tarafından gerçekleştirilen bu eylemin affedildiği, en azından hoşgörü ile karşılandığının kabulü gerekir. Davacı-karşı davalı kadının en son evden ayrıldıktan sonra, erkeğin akrabası olan kadının da uzun yıllardır arkadaşı olan tanık ... "e gönderdiği mesajlar evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak nitelikte olmadığı gibi, tanığın gönderdiği mesaja karşılık gönderildiğinden kadına kusur olarak yüklenemez. Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa, dinlenen davalı-davacı erkek tanıklarının sözlerinin bir kısmı Türk Medeni Kanununun 166/1. maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla, her iki tarafın boşanma davasının reddi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile boşanmaya karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16.02.2016 (Salı)