Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için  Tetkik Hakimi tarafından  düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Şikayet dosyasının incelemesinden, borçlu vekilince 06.01.2012 tarihli şikayet dilekçesinde usulsüz tebliği öğrenme tarihinin 30.12.2011 tarihi olarak belirtildiği ve bu tarihin tebliğ tarihi olarak tespitini talep ettiği, mahkemece 09.01.2012 tarih ve 2012/12-7 sayılı karar ile şikayetin kabulüne karar verildiği ancak hüküm fıkrasında şikayetçi vekilinin karar tarihinden sonra dosyaya ibraz ettiği 10.01.2012 havale tarihli dilekçesinde belirttiği 02.01.2012 tarihinin usulsüz tebliği öğrenme tarihi olarak tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu hali ile karar tarihinde dosyada bulunmayan dilekçe ve tebligat sorgulama belgesine dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir. O halde mahkemece 7201 sayılı Tebligat Kanunu 32. maddesi gereğince borçlunun şikayet dilekçesinde açıkca belirttiği öğrenme tarihine göre ödeme emri tebliğ tarihinin 30.12.2011 tarihi olarak tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.