18. Ceza Dairesi 2016/9821 E. , 2018/7238 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hakaret, tehdit
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
düzenlenen tehdit suçunun uzlaştırma kapsamına alınmış olması karşısında; anılan Kanunun 35. maddesiyle değişik CMK’nın 254. maddesi gereğince sanık ... ..."ın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
2- Sanık ..."in, kimseye hakaret etmediğini savunması, tanık ..."in ise sanığın hakaret ettiğini doğrulaması, tanık ..."in annesinin kimseye hakaret etmediğini , tanık ..."nın tarafların ağız tartışması yaptığını, kimsenin kimseye hakaretini duymadığını beyan etmesi karşısında, ifadeler arasındaki çelişki giderilmeden ve hangi beyana hangi gerekçe ile üstünlük tanındığı açıklanmadan yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması,
3- Kısmi kabule göre de;
a-Suçun işlendiği site bahçesinin aleni olmadığı gözetilmeden sanık hakkında TCK"nın 125/4. maddesinin uygulanması,
b-Dairemizce de benimsenen Ceza Genel Kurulu"nun 2013/13-293 esas, 2013/297 karar sayılı ve 11.06.2013 tarihli kararında da kabul edildiği üzere TCK"nun 43. maddesinin ikinci fıkrası; "Aynı suçun birden fazla kişiye karşı tek bir fiille işlenmesi durumunda da, birinci fıkra hükmü uygulanır" hükmünü içermekte olup, zincirleme suçtan farklı bir müessese olan ve aynı neviden fikri içtima olarak kabul edilen bu durumda, fiil yani hareket tektir ve bu fiille aynı suç birden fazla kişiye karşı işlenmektedir. Burada, hareket tek olduğu için, fail hakkında bir cezaya hükmolunacağı, ancak bu cezanın Kanunun 43/1. maddesine göre artırılacağı öngörülmüştür. Ancak burada kastedilen, fiil ya da hareketin, doğal anlamda değil hukuki anlamda tekliğidir. Hakaret suçunun farklı mağdurlara karşı tek fiille gerçekleştirildiğinden söz edilebilmesi için hakaretin mutlaka ortak söz veya davranışlarla gerçekleştirilmiş olması şart değildir. Her bir mağdura veya mağdurlardan bazılarına özel olarak hitap edilerek hakaret içeren sözler söylenmiş veya davranışlarda bulunmuş olsa bile objektif bir gözlemcinin bakış açısıyla bakıldığında failin hareketlerinin tek bir iradi karara dayalı olduğu, aralarında yer ve zaman bakımından bağlantı bulunduğu, bu nedenle bir bütünlük oluşturduğu sonucuna ulaşılması durumunda, fiilin hukuken tek olduğu kabul edilmelidir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, sanığın,... ve ..."a hakaret ettikten hemen sonra ..."a gıyabında hakarette bulunduğu şeklinde kabul edilen eylemlerinin bir bütün anlamda hukuki olarak tek bir suçu oluşturması nedeniyle,TCK’nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerekirken, iki ayrı hüküm kurulması,
c-TCK"nın 53/1-b maddesinin Anayasa Mahkemesi"nin, 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı kararıyla, iptal edilmiş olması nedeniyle, uygulanma olanağının ortadan kalkmış olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafii ve sanık ......"ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak sanık ...... yönünden sair yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 10.05.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.