Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/1471
Karar No: 2021/4941
Karar Tarihi: 21.04.2021

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2021/1471 Esas 2021/4941 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2021/1471 E.  ,  2021/4941 K.
"İçtihat Metni"

Adalet Bakanlığı"nın, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/04/2019 tarihli ve 2018/1255 esas, 2019/646 sayılı kararının kanun yararına bozulması istemi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 07/01/2021 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A-)Konuyla İlgili Bilgiler:
1-Şüpheli ... hakkında, 03/03/2018 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 03/08/2018 tarihli ve 2018/18535 soruşturma, 2018/696 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, aynı Kanun"un 191/4. maddesi gereğince erteleme süresi içerisinde kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi ya da tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması durumunda hakkında kamu davası açılacağının ihtarına, karar verildiği, kararda itiraz kanun yolu, itiraz başvuru süresi ve merciinin gösterildiği, kararın doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 28/08/2018 tarihinde MERNİS adresinde aynı konutta birlikte ikamet eden babası ... imzasına tebliğ edildiği, kararın 17/10/2018 tarihinde infazı için Çarşamba Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,
2-Çarşamba Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce infaz işlemlerine başlandığı, 18/10/2018 tarihli ve 2018/368 DS sayılı çağrı yazısının doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 31/10/2018 tarihinde MERNİS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle bu kez 12/11/2018 tarihli uyarılı çağrı yazısının yine doğrudan şüphelinin MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı, 19/11/2018 tarihinde MERNİS adresinde 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21/1.maddesine göre tebliğ edildiği, müdürlüğe başvurmaması nedeniyle, dosyanın kapatılarak 30/11/2018 tarihinde Samsun Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği,
3-Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca erteleme kararı kaldırılarak 21/12/2018 tarihli, 2018/41313 soruşturma, 2018/11237 esas ve 2018/8585 sayılı iddianame ile, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1-4, 53 ve 58. maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Samsun 1.Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açıldığı,
4-Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin kanun yararına bozma istemine konu 30/04/2019 tarihli ve 2018/1255 esas, 2019/646 sayılı kararı ile, sanığın 5237 sayılı TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği,kararın 11/07/2019 tarihinde istinaf edilmeden kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B-)Kanun Yararına Bozma İstemi:
Kanun yararına bozma istemi ve ihbar yazısında;
“Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurmak suçundan sanık ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/08/2018 tarihli ve 2018/18535 soruşturma, 2018/696 sayılı kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/3. maddesi uyarınca şüpheli hakkında 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair kararı müteakip, adı geçen sanığın yükümlülüğünü ihlâl etmesi sebebiyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 30/04/2019 tarihli ve 2018/1255 esas, 2019/646 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
1- Benzer bir konuya ilişkin olarak Yargıtay 10. Ceza Dairesi"nin 23/12/2019 tarihli ve 2019/5427 esas, 2019/8638 karar sayılı, Yargıtay 20. Ceza Dairesi"nin 26/05/2016 tarihli ve 2016/1582 esas, 2016/3201 karar sayılı ve Yargıtay 9. Ceza Dairesi"nin 16/05/2016 tarihli ve 2016/927 esas, 2016/4447 karar sayılı ilâmlarında da değinildiği üzere, şüpheli hakkında verilen "Kamu davasının açılmasının ertelenmesi" kararı ve bu karar ile birlikte verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararların, şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağı, şüpheli hakkında Düzce Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/05/2015 tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve 1 yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair karar her ne kadar şüpheliye 15/06/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ise de, söz konusu kararın kesin olarak verildiği, şüpheliye anılan karara karşı itiraz kanun yoluna başvuru hakkı tanınmadığı, bu nedenle yapılan tebligatın geçerli olmadığı cihetle, kovuşturma şartı gerçekleşmediğinden kamu davasının durmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinde,
2-Çarşamba Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından çıkartılan 31/10/2018 tarihli çağrı kağıdı ile 19/11/2018 tarihli uyarı yazılarının ise sanığın bilinen adresi ve aynı zamanda mernis adresi olan "..." adresine ilk önce mernis şerhi düşülmeksizin 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi gereğince tebligat yapılması yerine, doğrudan mernis şerhi düşülerek anılan Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca usulsüz olarak tebliğ edildiği, sanığın müracaat etmemesi üzerine de ısrar şartının oluştuğu kabul edilerek kayıtların kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulması üzerine kamu davası açıldığı, söz konusu denetim sırasında yapılan tebligatların usulsüz olduğu ve ısrar koşulunun oluşmadığı, bu nedenle de kovuşturma şartı bulunmadığı ve mahkemesince durumun bu şekilde kabul edildiği anlaşılmakla birlikte, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilemeceği, bu halde kamu davasının açılmasının şarta bağlanmış olduğu gözetilerek, kamu davası açılmasının koşulları gerçekleşmemesine rağmen dava açılmış olduğu anlaşılmakla, Mahkemesince 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/8-2. cümlesi uyarınca durma kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde,isabet görülmemiştir.” denilerek Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/04/2019 tarihli ve 2018/1255 esas, 2019/646 sayılı kararının 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması istenilmiştir.
C-) Konunun Değerlendirilmesi:
Şüpheli Serdar Gülmez hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığının 03/08/2018 tarihli ve 2018/18535 soruşturma, 2018/696 sayılı kararı ile; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 6545 sayılı Kanun ile değişik 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının 5 yıl süreyle ertelenmesine, 1 yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, şüphelinin yükümlülüklerini ihlalde ısrar etmesi nedeniyle kamu davası açılması üzerine yapılan yargılama sonucunda, Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/04/2019 tarihli ve 2018/1255 esas, 2019/646 sayılı kararı ile sanığın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 191/1 ve 62. maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, karar verildiği, anlaşılmıştır.
1-Şüpheli hakkında, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan yapılan soruşturma sonucunda, Samsun Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/08/2018 tarihli ve 2018/18535 soruşturma, 2018/696 karar sayılı “beş yıl süre ile kamu davasının açılmasının ertelenmesine ve bir yıl süre ile denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararın itiraz yolu açık olmak üzere verildiği, kararda itiraz kanun yolu, itiraz başvuru süresi ve merciinin gösterildiği, kararın tebliği ve kesinleşmesinden sonra 17/10/2018 tarihinde infazı için Çarşamba Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne gönderildiği,anlaşıldığından kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamedeki (1) numaralı bozma istemi yerinde değildir.
2-7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Bilinen adreste tebligat” başlıklı 10.maddesinde : “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. (Ek fıkra: 11/1/2011-6099/3 md.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”, yine “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21.maddesinde;
“Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.” şeklindeki düzenlemeler ile, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinde yer alan; “ Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa,tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti ve meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması,imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, tebliğ memuruna adreste bulunmama sebebini araştırma görevi, adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç tutularak verilmiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda; 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 10/2. maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” düzenlemesi ile gerçek kişilere yapılacak tebligat ile ilgili olarak iki aşamalı bir yöntem benimsendiği , tebligatın öncelikle bilinen en son adrese, MERNİS adresi olduğu belirtilmeksizin, Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanun"un 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından tebligata Tebligat Kanunu"nun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanunu"nun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerektiği, somut olayda ise;
Çarşamba Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce çıkartılan 31/10/2018 tarihli çağrı kağıdı ile 19/11/2018 tarihli uyarı yazılarının, sanığın bilinen adresi ve aynı zamanda MERNİS adresi olan "..." adresine ilk önce MERNİS şerhi düşülmeksizin 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesi gereğince tebligat çıkarılması yerine, doğrudan MERNİS şerhi düşülerek tebliğe çıkarılması usulsüz ise de; tebliğ memurunca “muhatap en yakın komşuya sorularak, çarşıya gittiği tespit edildikten sonra muhtara teslim edilip 2 nolu haber kağıdının kapıya yapıştırılması ve en yakın komşuya haber verilmesi” karşısında, tebligat işlemlerinin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesine göre usule uygun şekilde yapıldığı, tebligat işlemlerinin, tebligat zarfı üzerinde MERNİS adresi olduğu belirtilmesine rağmen aynı Kanun’un 21/2. maddesine göre yapılmadığı, bu nedenle yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunun kabulü gerektiği, kovuşturma şartı olan ısrar şartının gerçekleştiği, şüphelinin yükümlülüklerini ihlal etmesi nedeniyle TCK’nın 191/4-a maddesi uyarınca açılan kamu davasında mahkemece yargılamaya devamla mahkumiyet hükmü kurulması kanuna uygun olduğundan, kanun yararına bozma istemi ve ihbarnamedeki (2) numaralı bozma istemi de yerinde değildir.
Yukarıda belirtilen nedenlerle, kanun yararına bozma istemi yerinde görülmediğinden reddine karar vermek gerekmiştir.
D-)Karar:
Açıklanan nedenlerle, Samsun 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 30/04/2019 tarihli ve 2018/1255 esas, 2019/646 sayılı kararına yönelik yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE; dosyanın Adalet Bakanlığı’na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine,
21/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi