MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Nitelikli dolandırıcılık ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık ..."in, katılanın ölen ağabeyi..."in imzasını taklit ederek sahte olarak düzenlemiş olduğu bir belgeye dayanarak kendisi aleyhinde Bakırköy 11. İcra Müdürlüğünün 2008/5183 Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiği ve bu şekilde sanığın atılı suçları işlediği iddia edilen olayda; Sanık savunması, katılan beyanı, tanık anlatımı, ATK Fizik İhtisas Dairesinin raporları ve tüm dosya içeriğine göre; İstanbul 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/12 Esas sayılı dosyasında davacı olan ..."un yargılama konusu belgeye dayanarak açtığı davanın şekil şartlarının bulunmaması sebebiyle reddine karar verildiği, ATK raporuna göre belgedeki yazının sanığa ait olduğu, imzanın Selahattıin Bastıyalı"nın eli ürünü olduğunun belirlendiği, buna göre sanığın atılı suçları işlediğine dair her türlü şüpheden uzak mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gerekçesiyle verilen beraat hükmünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; katılan vekilinin eksik incelemeye, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 08/04/2019 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


(Karşı oy)


KARŞI OY

Sanık hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/43029 Esas sayılı iddianamesiyle; müşteki ..."nın, kendisinin ağabeyi olan Salahattin Bastıyalı"nın 19.10.2007 tarihinde yaşamını yitirmiş olduğunu, ağabeyinin yaşamını yitirmesinden sonra şüpheli ..."un ölen ağabeyi Salahattin"in imzasını taklit ederek sahte olarak düzenlemiş olduğu bir belgeye dayanarak kendisi aleyhinde Bakırköy 11. İcra Müdürlüğünün 2008/5183 Esas sayılı dosyası ile icra takibine giriştiğini ve şüphelinin bu şekilde belgede sahtecilik yaparak kendilerini dolandırmaya çalıştığını iddia ederek şikayetçi olduğu, adli emanetin 2012/11755 sırasında kayıtlı ve şikayete konu olan belgenin "mal varlığımdan bana hizmeti ve emeği geçen ..."a 300 bin dolar bağışta bulunuyorum, benim vefatımdan sonra bu parayı almasını taahhüt ediyorum. Selahattin Bastıyalı" şeklinde yazıları ve imzayı içeren adi yazılı bir belge niteliğinde olduğu, soruşturma aşmasında Cumhuriyet Başsavcılığımızca suça konu belgedeki imzanın Salahattin Bastıyalı"nın eli ürünü olup olmadığı hususunda İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden 10372 sayı ve 01.11.2011 tarihli raporun aldırıldığı ve de bu rapora göre suça konu belgedeki imzanın Salahattin Bastıyalı"nın eli ürünü olduğunun tespit edildiği, soruşturma dosyasına alınan müştekinin aile nüfus kayıt tablosuna göre müştekinin ağabeyi Salahattin Bastıyalı"nın 19.10.2007 tarihinde yaşamını yitirdiği, dosyadaki belgelere göre şüphelinin suça konu belgeye dayanarak müşteki aleyhinde Bakırköy 11. İcra Müdürlüğünün 2008/5183 Esas sayılı dosyasında ilamsız takip yolu ile icra takibinde bulunduğu, 5237 Sayılı TCK"nun 209/2 maddesi gereğince şüphelinin iddia olunan sahte belgeye ilişkin eylemi yönünden özel belgede sahtecilik suçu hükümleri gereğince ve yine aynı yasanın 212/1 maddesine göre de suça konu belgenin icra dairesinde takibe konulmuş olması sebebiyle de ayrıca kamu kurumunu aracı kılmak suretiyle dolandırıcılığa teşebbüste bulunmak suçundan dolayı cezalandırılmasının gerektiği iddiası ile kamu davası açılmıştır.
Anılan Mahkemece yapılan yargılama sonunda;
İstanbul 16.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/12 Esas sayılı dosyasında davacı olan ..."un yargılama konusu belgeye dayanarak açtığı davanın şekil şartlarının bulunmaması sebebiyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. ATK raporuna göre belgedeki yazının sanığa ait olduğu, imzanın Selahattin Bastıyalı"nın eli ürünü olduğunun belirlendiği anlaşılmıştır. Buna göre sanığın özel evrakta sahtecilik yaptığına dair ve müşteki tarafı dolandırmaya teşebbüs ettiğine dair suça konu evrakı Selahattin Bastıyalı"nın iradesi dışında içeriğini doldurduğuna dair tanık beyanları da dikkate alınarak her türlü şüpheden uzak mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından beraatine karar verildiği,
Bahse konu kararın katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, sanık hakkında verilen beraat kararının onanmasına hükmedildiği,
Somut olay incelendiğinde; sanık tarafından tanzim edilen suça konu belgede "mal varlığımdan bana hizmeti ve emeği geçen ..."a 300 bin dolar bağışta bulunuyorum, benim vefatımdan sonra bu parayı almasını taahhüt ediyorum. Selahattin Bastıyalı" şeklinde ifadelerin yer aldığı belge gerçeğe aykırı olup, yasal ve hukuki bir dayanaktan yoksun ve Selahattinin mirasçılarını borç altına sokan bir belge niteliğindedir. Sanık tarafından düzenlenip icra takibine konan suça konu belgedeki yazıların sanığın el ürünü olduğu İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden 10372 sayı ve 01.11.2011 tarihli raporu ile sabittir. Murisin sanığa belirtilen şekilde borçlanmasını gerektirir haklı ve yasal hiç bir neden bulunmamaktadır. Sanık ile Selahattin arasında bu şekilde borç altına girmesini gerektirir bir ilişkide olmadığı gibi, belirtilen belgeyi düzenlemesi hayatın olağan akışına da aykırıdır. Sanık belgeyi hileli yöntemle ele geçirmiştir. Nitekim, mirasçıların açık adresini çok iyi bilmesine rağmen, suça konu belgeyi icra takibine koyduğu sırada, ödeme emrini başka adrese göndermek suretiyle hileli davranışlarına devam ederek suç işleme kastını açıkca göstermiştir, her ne kadar mahkemenin beraat gerekçesinde suça konu konu belgenin şekil şartlarına uymadığından bahisle beraat kararı verilmiş ise de; hukuk mahkemesi tarafından verilen kararlar ceza hakimini bağlamayacaktır, delil serbestisi ilkesi uyarınca ceza hakimi sanığın suç kastını her türlü delil ile belirlemek zorundadır, belgenin geçerlilik bakımından şekil şartlarını taşımaması ceza yargılaması yönünden sanığın eylemini suç olmaktan çıkarmayacaktır,
Davaya konu olayda; başından itibaren suç işleme kastıyla hareket eden sanık hileli davranışlarla suça konu belgeyi tanzim edip, icra takibine koymak suretiyle özel belgede sahtecilik suçu ile kamu kurumu niteliğindeki icra müdürlüğünü aracı kılmak suretiyle dolandırıcılık suçuna teşebbüs suçunu işlemiştir.
Bu bakımdan; iddia, savunma, ve tüm deliller itibariyle sanığın mahkumiyeti gerektiğinden sanık hakkında verilen beraat kararının onanmasına dair sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.