Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/29174
Karar No: 2016/5742
Karar Tarihi: 05.09.2016

Yağma - Tefecilik yapmak - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/29174 Esas 2016/5742 Karar Sayılı İlamı

6. Ceza Dairesi         2013/29174 E.  ,  2016/5742 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Yağma, Tefecilik yapmak
    HÜKÜM : Beraat

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Suçun mağduru aleyhine suç işlenen kimse yani suçun kurbanıdır ve suçtan doğrudan zarar görendir. Şikayetçi resen kovuşturulan suçlar dahil bir suçu devletin soruşturma ve kovuşturma makamlarına duyuran kişi olarak da anlaşılmalıdır.
    Sanığın fiilinden haklı çıkarları zedelenen kişi fiil ile ilgili yetkili mercilere olayı intikal ettirebileceği gibi fiilin failinin yargılanmasında bu hali ile aktif ve etkin bir rol alması tartışmasızdır. Zaten bu niteliği nedeniyle kamu davasında taraf olma hakkına sahiptir.
    Maddi gerçeği araştırma en çok güvenilen mahkemelere verilmiştir. Bir olayın normlar karşısında durumunun tespiti hususu çıkan uyuşmazlığın yargılama makamı önüne getirilmesidir ki buna da dava denir.
    Bu durumda yargılanacak her uyuşmazlıkta; şüphelilik, uyuşmazlığın somut olması ve uyuşmazlığın çözüm şeklinde özellikler vardır.
    O halde önce olay öğrenilmelidir.
    Sübut konusunda bir hükme varılır. Sübut (veya ispat) meselesi modeli mesele olup, bu konu geçmişteki olayı zihnimizde yeniden yaratmak, yani nasıl meydana geldiğini belirlenmelidir. Olay belirlendikten sonra buna uygulanacak norm ve bunun olayın tipine uygun olup olmadığı konusunda sonuç çıkarılır. Maddi olayın durumun tespiti, hukuki durumun tespitidir. Olayın faili ve bunun ceza hukuku karşısındaki sorumlulukları öncelikle olayın belirlenmesi ile mümkündür.
    Olay ise deliller ile öğrenilebilinir. Delillerin gösterdiği objektif bakımdan bir ihtimaldir. İhtimal belli dereceye gelince kanaat (kanı) olacaktır.
    Şüphe yerini kanaate bıraktığında ispatta belirlilik ortaya çıkar. Yani belirliliğe şüphenin yenilmesi ile ulaşılır.
    Ceza muhakemesinin asıl amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmalıdır. Buna ulaştıracak araç ile delillerdir. Deliller; samimi açıklamalar, tanık beyanları, sanık ve tanıktan başka kişilerin açıklamaları, tutanaklar özel yazılı açıklamalar görüntü ve/veya ses kayıt eden açıklama ve belirtiler şeklinde ayrıma tabi tutulabilinir. Suç konusu ve/veya alet olayın parçası iken olay yerinde kalan her türlü iz ve eser belirti delil olup, olayı temsil eden dolaylı delildir. Bütün isnat araçları delildir. Soyut olarak deliller eşdeğerdedir. Eylem veya eylemlerin bir suç olup olmadığının belirlenmesi için eylemin olup olmadığı kanıtların yorumu ile saptanır. Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığı ve sonuca ulaştığım gerekçede açıklar. Gerekçedeki mantıksal kronolojik dizi ise iddia, savunma, kanıtlar, kanıtların yorumu sabit kabul edilen eylem; ihlal edilen norm ve bunun yorumu ile ulaşılan sonuçla hüküm şeklinde olmalıdır.
    Delil hukuku sıkı ispat kuralları kabul edilmiştir. Deliller zümresinde tanık, ceza muhakemesinde anlatımı önemli bir yer işgal etmektedir. Tanık olayın taraflarından olmayan ve olay ile ilgili olarak beş duyusu ile edindiği bilgileri açıklayan kimsedir.
    Tanık gördüğünü, müşahede ettiği hususlar ve öğrendiği bilgileri açıklar. Tanık beyanının önemi gözlemlenen maddi vakaları bizzat açığa kavuşturabilirliğinden kaynaklanır.
    Tanık bazen kendisinin veya yakınlarına menfaat sağlama, tehlikeyi önleme, bazen toplumun etki bazen de duyduğu veya gördüğü yanlış algılaması ve böylede inanması ile yanılgılı anlatımlarada yönelebilir. Hakim tecrübelerine dayanarak tanığın beyanlarının sağlamlığını değerlendirir bu özellik ise delil olarak sayılabilir.
    Tanık olmak ile onun beyanına yüklenen ispat gücü farklıdır. Hakim ispat konusunda mantık kuralları ile de bağlıdır.
    Somut olaya gelince;

    Katılan aşamalardaki anlatımlarında,..Kargo Medikal ve Modernizasyon Sağlık Hizmetleri Ltd Şti"nin hissedarı ve müdürü olduğunu, ortağı bulunduğu şirketin 2008 yılı ortalarında ekonomik sıkıntıya düştüğünü, şirketin mermer ve fayans işlerini yapan sanık ..."nin, tefecilik yapan tanıdıklarının bulunduğunu, isterse bu tefecilerden borç para için aracılık yapabileceğini belirttiğini, zor durumda bulunduğundan sanığın teklifini kabul ettiğini, onun aracılığıyla sanıklar ... ve ..."la tanıştığını, bu kişilerin almış olduğu borç karşılığında bir kısım senetleri imzalattıklarını, bu senetlerin vadeleri geldiğinde bir kısmını ödediğini, senet bedellerinin hepsini ödeyemediğinden dolayı sanıklar ..., , ..."nin işyerini basarak, "Ya işyerini bizim üzerimize yaparsın ya da bize vereceğimiz evrakları imzalarsın, yapmazsan seni burada yaşatmayız, eşini, aileni, çocuğunu dipsiz kuyularda bulursun" diyerek silah çektiklerini, sonradan öğrendiğine göre sanık ..."nin sanık ..."in dayısı olduğundan şirkete gelip gittikçe şirkete para geldiğinde bu kişilere bildirdiğini, sanık ..."nin, haraç vermeyenleri kurşunlattığını, sabahlara kadar dövdürdüğünü, cezasını ve günahını bir şekilde çektirdiğini, para vermezse kendisinin de aynı sonu beklediğini söylediğini, üzerindeki baskıdan ve korkudan dolayı 80.000 TL bedelli, 23.000 TL bedelli ve 15.000 TL bedelli, 7 adet 4.500 TL"lik senetleri doldurtarak altlarını imzalattıklarını, daha sonra 80.000 TL"lik senedi avukatları aracılığıyla tahsil ettiklerini, geri kalan çeşitli senetleri de kendi aralarında cirolayarak avukata vererek icra takibine soktuklarını, sanık ..."in,... isimli firmaya borcu olduğunu söyleyerek, kişisel borcuna zorla tehditle ve baskıyla senet imzalattırarak kendisini kefil yaptığını, daha sonra söz konusu senedin icra takibine girmesinden dolayı... isimli firmanın sahibine elden ödediğini, daha sonra "in Ankara Yolu galericiler sitesinde bulunan Radikal galeriden 1998 model Audi marka almış olduğu otomobilin 33.000 TL borcunu da tehditle ödemesini istediğini, sanığa artık polise gideceğini, işlerinin bitme aşamasına geldiğini, yuvasının dağılacağını söylediğini, bunun üzerine polise gitmesi halinde aynı gün çocuklarını dağa kaldıracağını, yüksek mevkilerde tanıdığının olduğunu, sanık ..."ye teslim edeceğini ve hiçbir şekilde bu işlerin sonuçlanmayacağını, olayları kapatacak gücünün olduğunu söylediğini, bunun üzerine söz konusu senedin altına kefil olarak zorla imza attırdığını, daha sonra arabayı galericiye teslim ettiği halde, söz konusu bonoları icra takibine koyduğunu, bu borç içinde 13.000 TL ödediğini,... Oto galerinin sahibi ..."in yine ..."in ve arkadaşlarının muhtelif borç tutarı olan 35.000 TL yi şirketine zorla ödettiklerini, tehdit ve baskıyla 194.000 TL ödediğini, ayrıca şu anda 70.000 TL civarında icra takibine girmiş borcunun da devam ettiğini, söz konusu şahıslarla hiçbir şekilde ticari ilişkisinin olmadığını, tarafına kesilmiş herhangi bir fatura olmadığını, 12. ayda şikayet etmesinin sebebinin, ortağı olan ..."nun "bunlarla uğraşmayalım miktarları ödeyelim" dediği için olduğunu belirttiği, katılanın aşamalarda verdiği beyanlar karşısında, olayların başında alınan borcun, borcun ödeme vadesine göre ve buna ilişkin bir faiz oranının belirlenip belirlenmediğinin açıklığa kavuşturulmadığı, ve/veya alınan borcun miktarı ve vadesinde ödenmemesi ile yeni bir yapılandırılmaya gidilip gidilmediği ve faiz belirlenip belirlenmediğinin netleştirilmediği,
    dosya arasında bulunan... İcra Müdürlüğünün 2009/3456 Esas sayılı dosyasında alacaklı ... vekili tarafından borçlu ... Kargo Medikal ve Modern Sağ. Hizm. Ltd. Şti aleyhine 11.03.2009 tarihinde 01.01.2009 tanzim tarihli 80.000 TL bedeli senet üzerinden icra takibi başlatıldığı, dosyanınderdest olduğu, bu senette sanık ... ve ..."nun ciranta olarak yer aldığı, tanık ..."nun, kayınbiraderi olan sanık ..."den 10.000 TL alacağı olduğunu, bu alacağına karşılık kendisine 4-5 tane senet verdiğini, senetlerin 35-40 bin TL civarında olduğunu, icra takibiyle uğraşan Avukat ..."dan 10.000 TL aldığını, geri kalan miktarın sanık ... Kiraz"a geçtiğini, avukata verdiği senedin l0. icra Müdürlüğü dosyasındaki 80 bin TL"lik senet olmadığı senet arkasındaki cironun kendisine ait olmadığını belirttiği, yapılan inceleme sonucunda senet arkasındaki yazı ve imzaların ... ve ..."nun eli ürünü olmadığının tespit edildiği,
    Tanık ..."nin, ... diyaliz merkezinde 25.12.2008 tarihinde resmi sözleşme ile ve 01.01.2009 tarihi itibariyle fiilen çalışmaya başladığını, başladığı dönemde işletmenin yöneticisinin ... ve İsmail İşçi olduğunu, 2009 yılı üçüncü ayında sanık ..."nin, diyaliz merkezinin işletmesinin sanık ... ile kendisine geçtiğini ve bu işletmede payları olduğunu söylediğini, hatta ... diyaliz merkezinin ismini ...Diyaliz olarak levha ve antetli kağıtlar üzerinde değiştirdiklerini, ancak resmiyette bir değişiklik olmadığını, sanıkların bu tarihten itibaren işletmenin kendilerine ait olduğunu ve kendileri ile hekim olarak yeni bir anlaşma yapacaklarını ve eski anlaşmanın geçersiz olduğunu, eski haklarının kendileri tarafından ödenmeyeceğini söylediklerini, bu şartları kabul etmeyeceğini söylediğinde, sanık ..."in "İşine gelirse doktor, bu parayı kumarda kaybettiğini farz et, buradaki her mal bize aittir" dediğini, bu sırada sanığın belinde silah bulunduğunu ve sanığın sürekli silah gösterme çabası içerisinde hareketler sergilediğini belirttiği,
    Tanık ..."ın, katılanın, oğlu olduğunu, 2009 yılı Nisan ayından sonra iş yerinde bir süre orada olanı biteni görmek için bulunduğunda, bu süre zarfında sanıkların birkaç kez geldiklerini, yanlarında bazı kişilerin de bulunduğunu, bellerinde silah olduğunu, özellikle silahlarını gösterdiklerini belirttiği,

    Tanık ..., ... diyaliz merkezinde sorumlu hemşeri olarak görev yaptığını, sanıklar ... ve ..."in işyerine geldiklerinde kabadayı gibi gezdiklerini, bu durumun hastaları rahatsız ettiklerini, sanık ..."in belinde bir çok kez tabanca gördüğünü, katılan ile sanık ..."in, katılanın odasında konuştukları esnada birkaç sefer odaya girdiğinde katılanın önünde senetlerin olduğunu, sanığın da masanın başında olduğunu ve belinde silah gördüğünü, olaylardan rahatsız olduğu için işyerinden ayrıldığını,
    Tanık ..."in Şubat ayları içerisinde katılanın yanına ziyarete gittiğinde odasında yaklaşık 3-4 kişinin olduğunu, bunların sert bir tonla tartıştıklarını, kendisi içeri girince sanık ..."in "Dışarı çık" dediğini, bu esnada sanığın oturduğu masanın üzerinde silah olduğunu, daha sonradan katılanın, bu kişilerin tehdit ederek 80.000 TL lik senet imzalattıklarını söylediğini, başka bir gün yine işyerine gittiğinde sanık ..."in belinde silah gördüğünü, "Hepinizi buradan çıkartacağım, biz bu işyerine çöktük" dediğini duyduğunu belirttiği,
    Tanık ..."nun katılan ile ortak diyaliz merkezi işlettiklerini, işyerinin sürekli borç içinde olduğunu, zamanında ödeme yapılmadığı için senetler yenilenerek ve eski senetler iade edilmeyerek 270.000 TL takiple karşı karşıya kaldıklarını, hastalar bulunduğu ve diyaliz makinaları haciz tehdidi ile karşı karşıya olduğu için bütün borçları ödemek zorunda kaldıklarını ifade ettiği,

    Tanık ..."in, 2008 yılından itibaren ...Kargo Medikal Sağlık Hizmetleri Ltd. Şti"nde ön muhasebe görevlisi olarak çalıştığını, sanıklar ..., ..., ... ve ..."nin sık sık iş yerine geldiklerini, zaman zaman bellerinde tabanca olduğunu gördüğünü, "Burayı biz aldık. Bundan sonra patronunuz biziz" dediklerini, şirketin o dönemde fahiş miktarlarda para ödediğini, sanıkların resmiyette ya da gayri resmi olarak şirkete ortak olduklarını görmediğini belirttiği,

    Sanıkların suçlamayı kabul etmediklerini, senetlerin aralarındaki ticari ilişkiden dolayı alındığını savunduklarının anlaşılması karşısında,

    Yukarıda genel ilkelerle açıklandığı üzere;
    Öncelikle mağdurun olayın başlangıcında aldığı borç ve varsa belirlenen faiz miktarı ve/veya borcun vadesinde ödenmeme nedeniyle yeni bir borç yapılandırılması ile faiz belirlenmesi yapılıp yapılmadığı sorulup, gereğinde olay dahilinde mağdurun hissedar olduğu işletme muhasebe kayıtlarından iddia doğrultusunda herhangi bir ödeme olup olmadığı araştırılıp sonucuna göre iddia, savunma ile olaya ilişkin her bir delil ayrı ayrı ele alınıp, değerlendirilip, birini diğerine üstün kılan nedenler karar yerinde denetime olanak verecek şekilde gösterilip tartışılmadan, eksik inceleme ile yetinilip denetime olanak sağlamayan genel geçişli ifadelerle yetinilerek yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle atılı suçlardan yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenle isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi