14. Hukuk Dairesi 2016/14104 E. , 2017/3474 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.01.2010 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin meni, kal ve ecrimisil, karşı dava temliken tescil olmadığı takdirde tazminat talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 12.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; karşı dava ise, TMK"nın 725. maddesine dayalı temliken tescil, temliken tescil isteğinin kabul edilmemesi halinde tazminat istemine ilişkindir.
Davacı-karşı davalı vekili, davalının 2991 parsel sayılı taşınmazına yaptırdığı evin müvekkiline ait 10668 parsel sayılı taşınmaza taşkın şekilde yapıldığını belirterek elatmanın önlenmesine, taşan inşaat kısmının kal"ine ve ecrimisile hükmedilmesini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin iyiniyetli olduğunu, binanın projeye, kadastro ve harita mühendisinin ölçümlerine uygun olarak yapıldığını ve değerinin arsa değerinden fazla olduğunu, yıkılma imkanının olmaması nedeniyle binanın oturduğu alana tekabül eden kısmının tapusunun iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olmaz ise evin yıkımı ve yeniden kullanılır hale getirilebilmesi için yapım bedeli olan 35.241,76 TL tazminatın faiziyle tahsilini istemiştir.
Mahkemece, asıl davada ecrimisil talebinin kabulüne, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, tapu iptali ve tescil isteğine yönelik açılan karşı davanın da kabulüne karar verilmiştir.
Davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce "...davacıya ait 10668 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının 2989 ve 2990 parsel sayılı taşınmazlar olduğu ve 2989 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 10.05.1984 tarihinde, 2990 ve 2991 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin 13.06.1986 tarihinde kesinleştiği, mahalli bilirkişi, tanık beyanları ve binaya ilişkin ruhsat verilme tarihi nazara alındığında karşı davacının 2991 parsel sayılı taşınmazına 2002 yılında dava konusu taşkın yapıyı yaptığı anlaşılmıştır. Karşı davacı, taşkın yapıyı kendisine ait taşınmaz ile karşı davalıya ait taşınmazın kadastro tespiti kesinleşip her iki taşınmaz da çapa bağlandıktan sonra yaptığına göre, karşı davacı yararına sübjektif iyiniyet koşulu gerçekleşmediğinden tapu iptali ve tescil davasının reddine karar vermek gerekirken kabulü doğru görülmemiştir" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne 2989 ve 2990 parsel sayılı taşınmazlara yönelik (yeni 10668 parsel) müdahalesinin men"i ile 08.04.2011 tarihli raporda "B" ve "C" harfleriyle belirtilen toplam 20,79 m2"lik yerin tecavüzlü olduğu anlaşıldığından bu kısımda yapılan yapının kal"ine, ecrimisilin tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizce hükmün onanmasına karar verilmiştir.
Davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteminde bulunması üzerine Dairemizce "Dava konusu 2991 ve 10668 sayılı parsellerle ilgili olarak, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi gereğince 05.09.2011 tarihinde, yargılama devam ederken yenileme kadastrosu yapıldığı, parsel numaralarının 190 ada 12 ve 190 ada 15 olarak değiştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece yenileme kadastrosu sonucu oluşan pafta uygulanmak suretiyle müdahale olup olmadığının belirlenmesi, parsel numaralarının değiştiği nazara alınarak infaza elverişli bir hüküm kurulması gerekir." gerekçesiyle davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme itirazları belirtilen nedenle yerinde görüldüğünden Dairemizin onama ilamı kaldırılarak, hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne 190 ada 15 parsel sayılı taşınmaza yönelik müdahalesinin men"i ile 21.03.2016 tarihli raporda "B" ve "C" harfleriyle belirtilen toplam 21,06 m2"lik yerin tecavüzlü olduğu anlaşıldığından bu kısımda yapılan yapının kal"ine, ecrimisilin tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı- karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazlarla ilgili 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi gereğince yenileme kadastrosu yapıldığı, parsel numaralarının 190 ada 12 ve 190 ada 15 olarak değiştiği, 190 ada 12 parselin davalı-karşı davacı adına, 190 ada 15 parselin davacı-karşı davalı adına tapuda kayıtlı olduğu, tapu kaydında yüzölçümü hanesinin boş bırakıldığı, parsellere ilişkin uygulama tutanağında ise 22/a uygulamasından önce parsellerin kadastro mahkemesinde davalı olduğunun belirtildiği anlaşıldığından yenileme kadastrosunun henüz kesinleşmediği düşünülmektedir. Dolayısıyla mahkemece, yenileme kadastrosunun kesinleşip kesinleşmediği araştırılıp kesinleştiyse kayıtların getirtilmesi, kesinleşmemiş ise yenileme kadastrosunun kesinleşmesi beklenilerek sonrasında işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.04.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.