16. Ceza Dairesi Esas No: 2017/1952 Karar No: 2018/307 Karar Tarihi: 06.02.2018
Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2017/1952 Esas 2018/307 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesinde görülen bir davada, sanıkların suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve üye olma, hırsızlık suçlarından yargılandığı belirtiliyor. Sanıklardan birinin suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme ile hırsızlık suçlamalarından beraat ettiği, diğer sanıkların ise örgüte üye olma ile hırsızlık suçlarından ayrı ayrı dava açılmış olduğu fakat bu davalardan da reddedildiği belirtiliyor. Temyiz sürecinde sanıkların suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma suçları yönünden yapılan incelemelerde hukuki yarar olmadığı için reddedildiği, hırsızlık suçu yönünden ise sanıkların aklanmasının hukuka uygun olmadığı ve kanuna aykırı olduğu sonucuna varıldığı ifade ediliyor. Kanun maddeleri olarak ise CMK'nın 223/2-e ve 223/7. maddelerine atıfta bulunuluyor.
16. Ceza Dairesi 2017/1952 E. , 2018/307 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme ve üye olma, Hırsızlık Hüküm : 1-Sanık ..."in suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme ile hırsızlık ve sanıklar Süleyman Kaymaz ve ..."ın suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma ile hırsızlık suçlarından CMK"nın 223/2-e maddesi gereğince beraatleri, 2-Sanıklar ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma suçundan açılan davaların CMK"nın 223/7. maddesi gereğince reddi
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: 1-Sanık ..."ın temyiz itirazları ile katılan vekilinin sanık ... hakkında örgüt kurmak ve yönetmek, sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında örgüte üye olma suçları yönünden yapılan temyiz incelenmesinde; a-Sanık ..."ın, hakkında beraat verilmesi gerektiğine dair itirazının beraat gerekçesine yönelik olmaması karşısında, temyizde hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından; b-Katılan vekilinin sanıklara yüklenen suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve kurulan örgüte üye olma suçunun niteliği itibariyle doğrudan doğruya zarar görmediğinden ve bu nedenle de davaya bu suçlar yönünden katılma hakkı bulunmadığından, Mardin Hazine vekilinin davaya katılmasına ilişkin karar hukukî değerden yoksun olup, hükmü temyiz yetkisi vermeyeceğinden, temyiz istemlerinin 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Katılan vekilinin sanıklar ..., ... ve ..."a yönelik hırsızlık suçu yönünden yapılan temyiz incelemesine gelince; a-Sanık ... yönünden yapılan incelemede; UYAP ortamından alınıp dosya içine konulan nüfus kaydına göre sanığın hükümden sonra, temyiz aşamasında 24.10.2014 tarihinde öldüğünün anlaşılması nedeniyle bu husus araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinde zorunluluk bulunması; b-Sanıklar ... ve ... yönünden yapılan incelemede; Oluş ve dosya kapsamına göre; sanık ..."ın annesi ... ve kardeşi ... arasında cezaevinde yapmış olduğu kapalı telefon görüşmelerinin hukuka aykırı delil olarak değerlendirilemeyeceği cihetle aralarındaki telefon görüşme içerikleri sanıklarla aralarında dosyaya yansıyan husumet iddiası bulunmayan ..."ın 24.02.2012 tarihinde Cumhuriyet Savcılığındaki tanık sıfatıyla detaylı anlatımları ve 04.03.2011 tarihinde bilgisine başvurulan İlhan Bor"un beyanları bir arada değerlendirildiğinde, sanıklar ... ve ..."a atılı hırsızlık suçunun sübut bulduğu gözetilmeden mahkumiyetleri yerine delillerin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde beraatlerine karar verilmesi, Kanuna aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 06.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.