21. Hukuk Dairesi 2014/2307 E. , 2015/1671 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İş Mahkemesi
TARİHİ : 09/10/2013
NUMARASI : 2011/461-2013/710
Davacılardan, T.. A.., Kurum tarafından G.. A.."ın sigortalılığının iptaline ilişkin Kurum kararının iptaline, 25/04/2008 tarihinden itibaren kendisine ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davalı kurum tarafından davacı G.. A.."nın sigortalılığının iptali hakkındaki kararın iptali ile 25.04.2008 tarihinden itibaren sigortaya tabi olarak davacı T.. A.."a ait işyerinde çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de, davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
Bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin gerçekten var olup olmadığı kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma olgusunun varlığı özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
Çalışma olgusu her türlü delille ispat edilebilirse de çalışmanın konusu, niteliği, başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli, dinlenen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde işyerinde çalışmış ve işverenin resmi kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işverenlerin aynı nitelikte işi yapan ve bordrolarına resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlardan seçilmesine özen gösterilmelidir. Bu tanıkların ifadeleri ile çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmelidir.Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden; davacının 25.04.2008 tarihli T.. A.."a ait işyerince düzenlenmiş olan işe giriş bildirgesinin Kurum kayıtlarına 24.04.2008 tarihinde intikal ettiği, davacıya ait hizmet cetvelinde 25.04.2008-05.10.2010 tarihleri arasında T.. A.."a ait işyeri tarafından kesintili olarak hizmet bildiriminde bulunulduğu, işyerinin faaliyet konusunun oto tamiri olarak Kurum"a tescil edildiği, işyerinin 01.03.1998 tarihi itibariyle Kanun kapsamında olduğu, 24.08.2010 tarihli Soyal Güvenlik Kontrol Memuru Raporuna göre davacı Gülhan"ın 25.04.2008 tarihinde bildirilen bildirimlerin fiili çalışmaya dayanmadığının tespit edildiği, 2008/4-2010/10. dönemlerine ait işyeri dönem bordrolarının getirtildiği, duruşmalarda uyuşmazlık konusu dönemin bordrolu çalışanı ile davacı tanıklarının dinlendiği, tanıklar tarafından davacı G... T.. A.."a ait işyerinde çalıştığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; dinlenen tanıkların beyanlarının çelişkili ve yetersiz olduğu ve dava konusu tarihler arasında davacının fiili çalışması bulunup bulunmadığının yeterli ve gerekli bir araştırmayla hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmeden davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş, öncelikle tek bordro tanığı olduğu anlaşılan B... Ö... Soyal Güvenlik Kontrol Memuruna vermiş olduğu beyan ile duruşmadaki beyanı arasındaki çelişkiyi gidirmek, ayrıca kolluk aracılığıyla tespit edilecek komşu işyerlerinin işverenleri veya bu işverenlerin resmi kayıtlarına geçmiş çalışanlarının beyanlarına başvurmak ve davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiği göz önünde bulundurulup araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.