Abaküs Yazılım
17. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/79
Karar No: 2018/6132
Karar Tarihi: 25.04.2018

Yargıtay 17. Ceza Dairesi 2016/79 Esas 2018/6132 Karar Sayılı İlamı

17. Ceza Dairesi         2016/79 E.  ,  2018/6132 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇLAR : Suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, örgüte üye olmak, hırsızlık, mala zarar verme, yalan tanıklık
    HÜKÜM : Beraat, mahkumiyet

    Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararların niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    I-Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve örgüte üye olma suçundan kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 2017/5-157 Esas, 2017/325 Karar sayılı ilamında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; 5271 sayılı CMK"nın 237/1. maddesinde; “Mağdur, suçtan zarar gören gerçek ve tüzel kişiler ile malen sorumlu olanlar, ilk derece mahkemesindeki kovuşturma evresinin her aşamasında hüküm verilinceye kadar şikâyetçi olduklarını bildirerek kamu davasına katılabilirler” hükmü ile kamu davasına katılma hak ve yetkisi bulunanlar üç grup halinde belirtilmiştir. Bu düzenleme, 1412 sayılı CMUK"nun 365. maddesindeki; “Suçtan zarar gören herkes, soruşturmanın her aşamasında kamu davasına müdahale yolu ile katılabilir” hükmü ile benzerlik göstermekte ise de yeni hükme, önceki kanunda yer almayan malen sorumlu ve dar anlamda suçtan zarar göreni ifade eden mağdur da eklenmek suretiyle, madde; öğreti ve uygulamadaki görüşlere uygun olarak, katılma hak ve yetkisi bulunduğu kabul edilenleri kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
    Kamu davasına katılma için aranan “suçtan zarar görme” kavramı kanunda açıkça tanımlanmamış, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulanmış, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceği kabul edilmiştir. Nitekim bu husus, Ceza Genel Kurulu"nun 08.11.2016 gün ve 830-412, 03.05.2011 gün ve 155–80, 04.07.2006 gün ve 127–180, 22.10.2002 gün ve 234–366 ile 11.04.2000 gün ve 65–69 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edilmiştir.
    Diğer yandan, işlenen bir suç nedeniyle, o eylemin gerçekleşmesini engellemeye yönelik yükümlülüğün yerine getirilmesinde ihmal gösterildiği takdirde tüzel kişilerin veya diğer yetkililerinin cezaî ve hukukî sorumluluklarının doğması halinin, suçtan doğrudan zarar gördükleri anlamına gelmeyeceği, bu nedenle işlenen suç açısından ilgili tüzel kişiliklere veya yetkililere “mağdur” ya da “suçtan zarar gören” sıfatını kazandırmayacağı açıktır. Yine Ceza Genel Kurulunca 25.03.2003 gün ve 41-54 sayı ile “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılma, dolayısıyla verilen hüküm hakkında yasa yollarına başvurmanın olanaksız olduğu" şeklinde karar verilmiştir.
    Uyuşmazlık konusuna ilişkin olarak, bir tüzel kişinin kamu davasına katılabilmesi için CMK"nın davaya katılmayı düzenleyen genel kural niteliğindeki 237. maddesinde belirtilen şartın gerçekleşmesi, başka bir deyişle suçtan doğrudan zarar görmüş olması veya herhangi bir kanunda, belirli bir tüzel kişinin bazı suçlardan açılan kamu davalarına katılmasını özel olarak düzenleyen bir hükmün bulunması gerekir. Örneğin 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu"nun davaya katılmayı düzenleyen 18. maddesi uyarınca Gümrük İdaresinin, 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu"nun 18. maddesi uyarınca Maliye Bakanlığının, 5411 sayılı Bankacılık Kanunun 162. maddesi uyarınca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun usulüne uygun başvuruda bulunmaları halinde kamu davasına katılacakları açıkça hükme bağlanmıştır. Özel kanun hükümleri uyarınca davaya katılmanın kabul edildiği bu gibi durumlarda, belirtilen kurumların suçtan zarar görüp görmediklerini ayrıca araştırmaya gerek bulunmamaktadır. Ceza Genel Kurulu"nun 15.04.2014 gün 599-190, 21.02.2012 gün 279–55, 03.05.2011 gün ve 155-80 ve 22.10.2002 gün 234-366 sayılı kararlarında da aynı sonuca ulaşılmıştır.
    Bu itibarla,
    Suç işlemek amacı ile örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçlarından katılan kurumların doğrudan zarar görmediği ve katılan sıfatını almalarının mümkün bulunmadığı, bu nedenle katılan ... vekili ve ...vekili’nin hükmü temyize haklarının olmadığı anlaşıldığından, tüm sanıklar için suç işlemek amacı ile örgüt kurmak, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmak suçlarına ilişkin kurulan hükme yönelik katılanlar BOTAŞ vekilinin ve BOTAŞ Ltd. Şti. vekilinin temyiz isteminin CMUK"nun 317. maddesi uyarınca tebliğnameye aykırı olarak REDDİNE,
    II-Sanıklar ... ve ...’in hakkında, yalan tanıklık suçundan kurulan beraat kararlarına yönelik kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
    Suçun niteliğine göre suçtan doğrudan doğruya zarar görmeyen şikayetçi BOTAŞ vekili ve BOTAŞ Ltd. Şti. vekilinin davaya katılamayacağı gibi, katılma kararı verilmiş olması da hükmü temyiz hakkı vermeyeceğinden; şikayetçi vekilinin vaki temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasa"nın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    III-Sanık ...’ın hırsızlık, kamu malına zarar verme, sanık ...‘ın mala zarar verme, sanıklar ..., ... ve ...’nın hırsızlık suçlarından kurulan beraat kararları ile sanık ... hakkında hırsızlık suçundan ölmesi nedeniyle düşme kararı haklarında kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
    Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibarıyla infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
    Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanıklar ..., ..., ... ..., ..., ... müdafileri ile katılan ... vekili ve BOTAŞ Ltd. Şti. vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
    IV-Sanıklar ... ve ... hakkında hırsızlık suçlarından kurulan hükümlerin temyiz incelemesinde;
    a-Anayasa"nın 141 ve 5271 sayılı CMK"nın 34, 230 ve 289. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının denetimine imkan verecek şekilde açık ve gerekçeli olması, gerekçe bölümünde mevcut delillerin tartışılması, değerlendirilmesi, reddedilen veya kanıtlama yönünden üstün tutulan delilerin neler olduğu ve nedenlerinin gösterilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması, bir başka deyişle eldeki delillerle neden bu sonuca varıldığının anlatılması gerektiği, tüm bunların ışığında ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu kabul edilen eylemi, bunun yasal unsurları ve nitelendirmesi, uygulanacak kanun maddesi ve CMK’nın 230. maddesinde belirtilen diğer unsurların bulunması gerektiği ;
    Somut olayda, sanık ...’in, tüm aşamalarda istikrarlı biçimde atılı suçu işlemediğini, olay tarihinde sanıklardan ...’ın yanında traktör şoförü olarak çalıştığını beyan etmesi ve sanık ...’nin de bu yönde beyanlarda bulunması karşısında, mahkemenin gerekçesinde “ sanık ..."in sanık ..."nin uzun yıllardır şoförlüğünü yapması nedeni ile suçtan haberdar olmadığı ve eyleme katılmadığı yönündeki savunmalarının hayatın olağan akışına uygun düşmediği” şeklinde kabulü karşısında, sanığın atılı suçları işlediğine dair mahkûmiyetine yeter delillerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilip tartışılmadan, yetersiz gerekçe ile mahkûmiyetine karar verilmesi,
    b-Sanık ...’ın petrol boru hattına çeşitli ilaveler yaparak ve zarar vererek gerekli çalışmaları tamamladıktan sonra, sanıkların Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattından ham petrol çaldıklarının mahkemece kabul edilmesi karşısında, sanık ...’nin tüm aşamalarda üzerine atılı suçu kabul etmediği ve savunmalarında sanıklardan ...’ın yakalanmadan bir gün önce kendisini cep telefonu ile aradığını, Kuzey Irak’tan kaçak mazot aldığını ve bu mazotu başka bir yere araçla sevk edeceğini, karşılığında kendisine 300,00 TL para vereceğini söylediği ve sanık ...’nin de bu beyanları doğruladığının anlaşılması karşısında, sanığın eylemini TCK’nın 43. maddesi uyarınca birden fazla kez işlediğini gösteren delilllerin nelerden ibaret olduğu karar yerinde gösterilmeden ve tartışılmadan eksik kovuşturma ile hüküm kurulması,
    Kabule göre de ;
    c-Sanık ... hakkında, iddianamede TCK"nın 43. maddesinin uygulanması talep edilmediği anlaşılmakla, CMK"nın 226. maddesi gereğince ek savunma hakkı verilmeden, TCK"nın 43. maddesi ile uygulama yapılması suretiyle sanığın savunma hakkının kısıtlanması,
    d-T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ile katılan ... vekili ve BOTAŞ Ltd. Şti. vekilinin temyiz nedeni bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 25/04/2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi