Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/4241
Karar No: 2018/8246
Karar Tarihi: 10.09.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2018/4241 Esas 2018/8246 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2018/4241 E.  ,  2018/8246 K.

    "İçtihat Metni"

    .......

    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı; davalı .......... adına eski yönetici (dava dışı) ..........ile abonelik sözleşmesi imzalandığını ve buna göre abone olan davalı.........tüketilen su bedellerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek, davalı tarafça ödenmeyen 2.196,74 TL su bedeli, 978,71 TL usulsüzlük cezasından kaynaklı tahakkuksuz bedeli, 7.955,52 TL gecikme cezası ve 7,08 TL açma kapama bedeli olmak üzere toplam 11.137,95 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı; dava konusu abonelik sözleşmesine ait su sayacının davacı idare tarafından söküldüğünü, 1998 yılından bu yana boş ve metruk olan kapıcı dairesinin ise hiç kimse tarafından kullanılmadığını, bu nedenle davaya konu borcun doğumunun imkansız olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün davacı tarafça temyizi üzerine, Dairemizin 27.11.2013 tarih ve 2013/13741 Esas, 2013/16743 Karar sayılı ilamı ile "davaya konu aboneliğin mesken ya da iş yeri için mi olduğu hususunda araştırma yapılarak mesken aboneliği olduğunun tespit edilmesi halinde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği" gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, dava konusu aboneliğin ilk olarak mesken aboneliği olarak yapıldığı, ardından iş yeri aboneliği olarak düzeltildiği belirtilerek yargılamaya genel mahkeme sıfatıyla devam edilmiş ve yapılan yargılama sonucunda, dava konusu borcun dayanağının bulunamamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
    Dava, su aboneliğinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.

    ./..
    -2-
    Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davalı apartman yöneticiliği ile davacı kurum arasında 08.09.1994"te abonelik sözleşmesi imzalandığı, davacı kurum tarafından davalı hakkında, 19.03.2001 ile 15.09.2003 tarihleri arasındaki su kullanımı nedeni ile, 2.196,74 TL su bedeli (ödenmeyen 14 adet fatura), 978,71 TL usulsüzlük cezasından kaynaklı tahakkuksuz bedeli, 7.955,52 TL gecikme cezası ve 7,08 TL açma kapama bedeli olmak üzere toplam 11.137,95 borç tahakkuk ettirildiği, davalı tarafça bu borca ilişkin herhangi bir ödeme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Yargılama sırasında görüşüne başvurulan bilirkişi tarından düzenlenen 06.07.2011 tarihli bilirkişi raporunda, yalnızca davalı kurum tarafından düzenlenen borç doküm belgelerine atıf yapılarak davalı tarafın ödemesi gereken 14 adet fatura borcunun 11.137,95 TL olduğu belirtilmiş, itiraz üzerine düzenlenen 11.05.2012 tarihli ek raporda ise 21.05.2001 ile 23.09.2003 tarihleri arasında davaya konu olan yerde su tesisatı ve su saati bulunmadığı, su tesisatı ve su saati bulunmayan bu yer için 14 adet fatura düzenlenmesinin nedeninin anlaşılamadığı, bu faturaların tahmini olarak düzenlendiği ve neye dayandırıldığının bilinemediği, tesisatın olmadığı bir yerde su kullanımının söz konusu olmayacağı ifade edilmiştir. Mahkemece ek rapor esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
    Abonelik sözleşmesini imzalayan ve aboneliği devam eden davalı abone, tesisatta kullanılan su bedelinden, davacı şirkete karşı sözleşme gereği sorumlu olduğu gibi, sayacın muhafazası konusunda da sorumluluğu devam eder. Buna göre, fiili kullanıcıya karşı rücu hakkı mevcut olan abonenin sözleşmesi iptal edilmediği sürece, fiili kullanıcı ile beraber şirkete karşı kullanılan su bedelinden dolayı müteselsil sorumluluğunun devam edeceği kuşkusuzdur.
    Davalı davacının su abonesidir ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun ve Dairemizin istikrar kazanmış uygulamasına göre abonelik iptal ettirilmedikçe o abonelik üzerinden tüketilen su, bedelinden fiili kullanıcı ile birlikte abone de müteselsilen sorumludur.
    Somut olayda, davacı ile davalı arasında 08.09.1994"te imzalanan sözleşme ile abonelik ilişkisi kurulduğu, davalı tarafın bu aboneliğin iptali için davacı kuruma herhangi bir başvurusu bulunmadığı, davalı tarafça her ne kadar abonelikte kullanılan su sayacının davacı kurum tarafından iptal edildiği ve sistemin kapatıldığı iddia edilmiş ise de davacı kurum belgelerinde böyle bir bilgi ve belgenin yer almadığı, aksine davacı kurum tarafından mevcut abonelikte çeşitli tarihlerde sayaç değişimi ve sayaç okuması yapılarak sayaçtaki endeks değerlerinin kaydedildiği anlaşılmaktadır. Buna göre aboneliği iptal ettirmeyen davalının dava konusu borçlardan sorumlu olduğu açıktır. Ne var ki davacı kurumun da19.03.2001 ile 15.09.2003 tarihleri arasında 14 adet su tüketimine esas faturanın ödenmemesine rağmen dava konusu yerde su kullanımını kesmediği çeşitli tarihlerde (kimin talebi ile yapıldığı belli olmayan) sayaç değişikliği yaptığı ve borç ödenmemesine rağmen su kullanımına izin verdiği görülmektedir.
    Buna göre mahkemece, dosyanın yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile, aboneliği iptal ettirmeyen davalının dava konusu borçtan sorumlu olduğu gözetilerek, dava konusu olayda davacı kurumun borcun ödenmemesine rağmen su kullanımına izin vermek suretiyle müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususuda değerlendirilmek suretiyle, dava konusu faturaların (tahakkuklarının) usulüne uygun olup olmadığı, dava konusu alacak döneminde yürürlükte bulunan tarife ve sözleşme hükmü uyarınca davacı tarafın alacaklı olduğu miktarın belirlenmesi hususunda somut verilere dayalı, gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu benimsenerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    ./..

    -3-






    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    ........



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi