12. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/8674 Karar No: 2012/26869
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2012/8674 Esas 2012/26869 Karar Sayılı İlamı
12. Hukuk Dairesi 2012/8674 E. , 2012/26869 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara 11. İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/02/2012 NUMARASI : 2012/12-2012/159
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : İkrar, bir tarafın, diğer tarafın ileri sürdüğü bir vakıanın doğru olduğunu bildirmesidir. Mahkemede yapılan ikrara mahkeme içi ikrar denir. Takip tarihinde yürürlükte bulunan 1086 Sayılı Hukuk Usulu Muhakemeleri Kanununun 236/1. maddesinde; dava evrakında veya hakim huzurunda iki taraftan birinin veya ikrarının geçerli olduğu, ikrarın ikrar eden aleyhinde delil teşkil edeceği düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı kanunun 151. maddesinin son fıkrasında “Zabıtnamenin, şahitlerin ve ehlihibrenin ifadelerine ve iki tarafın ikrar sulh ve feragatine taalluk eden kısımları bunların huzurunda okunarak kendilerine imza ettirilir” hükmü yer almaktadır. Borçlu icra mahkemesindeki ikrarı ile başka bir davada veya takipte bağlı sayılmalıdır ( Kuru, Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü, C. II S.2046). Somut olayda borçlu aleyhinde genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatılmış olup, takibe dayanak olan Ankara 14. İcra Mahkemesinin 2008/1223 E., 2010/857 K. 13.07.2010 tarihli kararı ve dosyası gösterilmiştir. Anılan kararın incelenmesinde; borçlu A. K. aleyhinde Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2008/19829 esas sayılı dosyasında başlatılan kambiyo senedine dayalı takibin dayanağı bono miktarı 7300 TL iken tahrifatla 103700 TL haline getirilmesi nedeniyle takibin durdurulmasına, borçlunun icra mahkemesinin 13.07.2010 tarihli duruşmasındaki kabul beyanı dikkate alınarak takibin 4.309,49 TL üzerinden normal takip yapmakta muhtariyetine karar verildiği, alacaklının bu kararı takibe ekleyerek borçlu aleyhinde takip başlattığı, borçlunun süresinde icra müdürlüğünde borca ve faize itiraz ettiği alacaklının da icra mahkemesinde itirazın kaldırılmasını talep ettiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesi önünde 13.07.2010 tarihli duruşmada usulüne uygun olarak 3700 TL"yi ikrar etmesi mahkeme içi ikrar niteliğinde olup yukarıda belirtilen ilkeler uyarınca alacaklının alacağını İİK"nun 68. maddesinde sayılan belgelerle ispatına gerek yoktur. Mahkemece itirazın kaldırılması isteminin kabulü yerine, davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.