Sahte fatura düzenlemeye iştirak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2859 Esas 2021/1483 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/2859
Karar No: 2021/1483
Karar Tarihi: 16.02.2021

Sahte fatura düzenlemeye iştirak - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/2859 Esas 2021/1483 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/2859 E.  ,  2021/1483 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Sahte fatura düzenlemeye iştirak
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Sanık ...’un yokluğunda verilen 09.04.2015 tarihli hükmün, dosyada bilinen en son adresi olan sorguda beyan ettiği adresine çıkartılan ve iade edilen tebligattan sonra mernis adresine Tebligat Kanun"un 21/2 maddesi uyarınca tebliğ yapılması, bunun mümkün olmaması halinde ilanen tebligat yapılması yerine daha önce adli mercilerce bu adrese usulüne uygun tebligat yapılmamış olmasına rağmen 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olduğu gözetilerek sanığın 18.03.2016 tarihli temyiz talebinin süresinde olduğunun kabulü ile Mahkemenin 07.04.2016 tarihli temyiz isteminin reddine dair ek kararı kaldırılarak yapılan incelemede:
    1-5271 sayılı CMK"nin 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiil ve failden ibaret olup, iddianamade açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen fiilin dışına çıkılarak açılmayan davadan yargılama yapılıp hüküm kurulmasının mümkün bulunmadığı; Adana Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 25.06.2012 tarih ve 2012/13323 esas sayılı iddianamesi ile sanık hakkında, "2011 yılında sahte fatura düzenleme" suçundan kamu davası açıldığı, "sahte fatura kullanma" suçundan açılmış bir dava bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan "sahte fatura düzenleme" ve "sahte fatura kullanma" suçlarının birbirine dönüşmeyeceği gözetilmeden iddianame dışına çıkılarak "sahte fatura kullanma” suçundan hüküm kurulması,
    2-Kabule göre;
    a)2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında; yüklenen suçu kabul etmeyen sanığın, çalıştığı muhasebecilik firmasında fiili olarak faaliyetinin bulunmadığını savunması, dosya arasında bulunan 25.05.2012 tarih ve 2012-A-1905/34 sayılı vergi suçu raporunun 2. sayfasında, “mükellef şirketin düzenlemiş olduğu sahte belgelerden haberdar olduğu halde vergi dairesine bildirme sorumluluğunu yerine getirmediği” görüşünün belirtilmesi karşısında; maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, faturaları kullanan kişi ya da şirket yetkilileri dinlenip, sanığı tanıyıp tanımadıkları, faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıkları ve faturaların verilmesine sanığın iştiraki olup olmadığı konusunda beyanlarının alınması, gerekli görülmesi halinde, düzenlenen faturalardaki yazı ve imzaların sanık ...’a ait olup olmadığı hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılması, 3568 sayılı Serbest Muhasebecilik, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu uyarınca muhasebecilik mesleği gereği olarak verilen hizmet kapsamında sanığın mükellef şirketin beyannamelerini vermek dışında ne şekilde sahte belge düzenlemek suçuna iştirak ettiğinin ve hakkında 213 sayılı VUK’nin 360. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ve yetersiz gerekçeyle hüküm kurulması yasaya aykırı;
    b) 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden diğer yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.