Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1299
Karar No: 2020/476
Karar Tarihi: 03.02.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/1299 Esas 2020/476 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)21. Hukuk Dairesi         2019/1299 E.  ,  2020/476 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Lapseki Asliye Hukuk Mahkemesi

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    K A R A R

    A)Davacı İstemi:
    Davacı vekili; davacının 01/01/1999 -10/05/2012 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı vekili, davacının davalının çalışanı olmadığını, kiracısı olduğunu, davacının keçi bakmak üzere arazinin bir bölümünü kiraladığını, yetiştirdiği keçilerin sütlerini mandıraya verdiğini, araziye elektriğin 04.07.2001 tarihinde verildiğini, davanın husumetten ve zamanaşımından reddine ve davanın görevsiz mahkemede açılması sebebiyle görevsiz kararı verilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
    Feri Müdahil Kurum vekili, davanın hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini, davacının iddia ettiği dönemlere ilişkin işe giriş bildirgesinin olmadığını, işyerine giriş çıkışların eşdeğer belgelerle ispatının mümkün olabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    İlk derece mahkemesince; davanın davalı ... yönünden kabulü ile, davacının davalı ..."ye ait tavuk çiftliği işyerinden 20/05/1999-25/05/2005 ve 05/02/2007-10/05/2012 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının, uzun sigorta kolları yönünden sigorta başlangıç tarihinin 20/05/2003 tarihi olduğunun tespitine, diğer hizmetleri ile birleştirilmesine, davalı ..."ye açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı :
    Bölge Adliye Mahkemesince; davalı ..."nün ve feri müdahil kurumun istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile Lapseki Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinin 2014/302 Esas ve 2018/62 karar sayılı ilamının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile, davanın davalı ... yönünden kabulü ile, davacının davalı ..."ye ait kuruma tescil edilerek yasa kapsamına alınması gereken tavuk çiftliği işyerinde 20/05/1999-25/05/2005 ve 05/02/2007-10/05/2012 tarihleri arasında asgari ücretle çalıştığının ve yaşı nedeniyle 506 sayılı yasanın 60/g maddesi çerçevesinde uzun vadeli sigorta kolları yönünden sigorta başlangıç tarihinin 18 yaşını doldurduğu 20/05/2003 tarihinden başlatılması gerektiğinin tespitine, davacı...T.C kimlik numaralı ..."un zorunlu SGK sigortalılığı ile çakışan 2926 sayılı yasa kapsamındaki 01/08/2007-31/07/2012 dönemine ait tarım Bağ-Kur sigortalılığının iptali gerektiğinin tespitine, davalı ..."ye açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davacı vekili, davacının işyerinde herhangi bir ortaklık olmadan mermer ustası olarak çalıştığı sabit olduğunu, işyerinin resmi kayıtlarında davacının hiçbir şekilde işyeri ortağı olduğuna dair kayıt ve davalı tarafından sunulmuş herhangi bir ortaklık sözleşmesi bulunmadığı, buna rağmen tamamen soyut beyanlarına dayalı davalı tanıklarının taraflı beyanlarına itibar edilmek suretiyle red kararı verildiğini beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, feri Müdahil vekilinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, davacının davalı işyerinde 01/01/1999 -10/05/2012 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi gereğince; yönetmelikle tespit edilen belgeler işveren tarafından verilmeyen sigortalıların çalıştıkları hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde dava açacakları hükmü öngörülmüştür. Maddede belirtildiği üzere, yönetmelikle tespit edilen belgelerin verilmesi durumunda 5 yıllık hakdüşürücü süreden bahsedilemeyeceği açıktır. Yerleşik Yargıtay görüşü; birden ziyade işe giriş bildirgesi verilmesi halinde çıkış yok ise ilk işe giriş bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği tarihler arasında geçen çalışmaların hak düşürücü süreye uğramayacağı, çıkış varsa hak düşürücü sürenin her kesim çalışma için ayrı ayrı hesaplanacağı, çıkış tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü süre içerisinde tekrar aynı işyerine girerek çalışmasının hak düşürücü sürenin işlemesine engel olmayacağıdır.
    İşverenin, çalıştırmış olduğu sigortalılara ait hangi belgeleri Kuruma vermesi gerektiği Kanun"un 79/1.maddesinde açıkça ifade edildiği üzere yönetmeliğe bırakılmıştır. Atıf yapılan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği"nin dördüncü kısmında işverence verilecek belgeler düzenlenmiştir. Bunlar, aylık sigorta primleri bildirgesi (SSİYön.Madde16) , dört aylık sigorta primleri bordrosu (SSİYön. Madde 17), sigortalı hesap fişi (SSİY. Yön. Madde 18) vs.dir. Yönetmelikte sayılan bu belgelerden birisinin dahi verilmiş olması halinde artık Kanun"un 79/10 (eski 8) maddesinde yer alan hak düşürücü süreden söz edilemez. Yargıtay uygulamasında anılan maddenin yorumu geniş tutulmakta; eğer sayılan belgelerden birisi işveren tarafından verilmişse burada Kurumun işçinin çalışmasından haberdar olduğu ve artık hizmet tespiti davası için hak düşürücü sürenin varlığından söz edilemeyeceği kabul edilmektedir.
    Maddede belirtildiği üzere yönetmelikle tespit edilen belgelerin (işe giriş bildirgesi) verilmesi durumunda hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi çalışmaların sigorta müfettiş raporu ile saptanması durumunda da hak düşürücü sürenin geçtiğinden sözedilemeyeceği açıktır. Bir sigortalının askere gitmeden önce çalıştığı işyerini askerliğe müteakip girmesi durumunda hizmet akdi mecburi hizmet nedeniyle kesilmiş olduğundan artık hak düşürücü sürenin oluştuğundan bahsedilemez.
    Davacının sigortalı çalışmalarının Kuruma kısmen bildirildiği hallerde, eksik bildirimlere yönelik olarak açılan davada hak düşürücü süre işlemeyecektir. (Hukuk Genel Kurulunun 23.06.2004 gün ve 2004/21-369 E, 2004/371 K. sayılı kararı )
    Ayrıca çalışmanın blok çalışma niteliğinde olması yani kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü süreden bahsedilemeyeceği gibi, mevsimlik çalışmanın bulunması ve bu çalışmanın yıllar itibariyle kesintisiz sürdüğünün kabulü halinde de çalışılmayan dönemde hizmet akdi askıda olduğundan hükme esas alınan 5 yıllık hak düşürücü sürenin başlangıcı olarak, mevsimlik çalışmanın sona erdiği yılın sonu esas alınması gerekir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Çanakkale Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü’nün 07.07.2015 tarih 3594011 tarihli yazısına göre, ..., parsel No: 150 de kayıtlı çiftliğine ilişkin işyeri tescil kaydı bulunmadığı, talep konusu dönemde 20.05.1985 doğumlu davacının davalı ..."ye ait işyerinde çalıştığına dair SGK" na bildirim yapılmadığı, davacının ... sicil numarası ile 01.08.2007-31.07.2012 tarihleri arasında Bağ-Kur tescili olduğu, Lapseki Ziraat Odası Başkanlığı’nın 08.08.2015 tarihli yazısı ekinde gönderilen 01.01.2007 tarihinden 01.01.2008 tarihine kadar geçerli ... parsel 150 de kayıtlı araziye (2007 kayıtlarında arpa ekili) ilişkin kira sözleşmesinde kiraya verenin davalı ..., kiralayanın davacı ... olduğu, kira sözleşmesinin köy karar defterine 18.06.2007 tarihinde tasdik edildiği, Adatepe Muhtarı ve azası tarafından imzalandığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda; 20.05.1985 doğumlu olan davacı, işe başladığı iddia edilen tarihte 18 yaşından küçük olduğu halde öğrenimine devam edip etmediği araştırılmadığı, davacı ve davalı ... arasında muhtarlıkça tasdik edilmiş 01.01.2007 başlangıç tarihli kira sözleşmesi varlığı karşısında, kira sözleşmesinin gerçek olup olmadığı araştırılmadığı, davacıya; söz konusu kira sözleşmesi açıklattırılmadığı, davacının 01.08.2007-31.07.2012 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığı olduğu halde bu kayıtların getirtilmediği anlaşılmakla eksik inceleme ve araştırma neticesi kurulan hüküm hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, davacının eğitim ve öğrenim durumunu araştırmak, ihtilaflı dönemde öğrenimine devam edip etmediğini ortaya koymak, davalılara ait kümesin veteriner hizmetlerini Şeker Piliç adına yerine getirdiğini ve davalıya ait kümese yem götürdüğünü beyan eden tanıkların ihtilaf konusu dönemde davalıya ait işyeri hakkında tuttuğu tutanak ve yem teslim fişleri gibi belgelerin bulunup bulunmadığını tanıklardan da sorarak araştırıp varsa dosyaya celbetmek, davacının nizalı dönemdeki Tarım Bağ-Kur sigortalılığı hakkında belgeleri ve şahsi sicil dosyasını dosyaya getirtmek, davacının kira sözleşmesi hakkında beyanını almak, kira sözleşmesinin gerçek olup olmadığını araştırmak, davacının kendi adına mı yoksa hizmet sözleşmesi ile çalıştığı hususunda tahkikatı genişleterek araştırmak, davacının çalışmasının kesintisiz devam etmesi halinde hak düşürücü sürenin geçmeyeceğini göz önünde bulundurarak, anılan çalışmanın blok halinde gerçekleşip gerçekleşmediğini araştırmak, davanın nitelikçe kamu düzenini ilgilendirdiğini de nazara alarak gerektiğinde araştırmayı genişleterek hak düşürücü sürenin gerçekleşip gerçekleşmediği ve davacının nizalı dönemdeki Tarım Bağ-Kur sigortalılığı da değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın eksik araştırma ve inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, Feri Müdahil Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozulmalıdır.
    G)SONUÇ:Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 03/02/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi