17. Ceza Dairesi 2016/5171 E. , 2018/6111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hırsızlık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz nedenleri de yerinde görülmemiştir. Ancak;
1-Katılanın, olay tarihinde banka şubesinde bulunduğu esnada, kimliği belirlenemeyen failin katılana üzerinin kirlendiğinden bahisle peçete verdiği, katılanın içinde para bulunan poşetini koltuğun üzerine bıraktığı, bir süre sonra baktığında poşetin çalınmış olduğunu anladığı, şubeden dışarı çıktığında kendisine peçete veren şahsın kaçmakta olduğunu gördüğü ve ancak yakalayamadığı, araştırmaları sonucu başka bir yerde sanık ile kimliği belirlenemeyen bir başka şahsı hızla araca binmeye çalışırken görüp parasını sorduğunda önce şahısların yanıt vermediği, kolluk görevlilerini çağıracağını beyan etmesi üzerine şahısların parasını parka attıklarını söylediği ve katılanın şahısların bildirdiği yerden parasını bularak aldığı olay nedeni ile;
a-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.11.2017 tarih ve 2014/13-486 Esas, 2017/497 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere “ ...5237 sayılı TCK"nın 142. maddenin 2. fıkrasının (b) bendinin gerekçesinden yola çıkılmak suretiyle, “özel beceri” sözcüğünün “elde ve üstte taşınan eşya” koşulundan soyutlanarak (765 sayılı Yasanın 493. maddesinin 1. fıkrasının l. bendindeki) “kişisel çeviklik” halini de kapsadığı yönünde görüşler bulunmakta ise de; madde gerekçelerinin yalnızca yorum aracı olması ve bağlayıcı bulunmaması, metne aykırı olan madde gerekçesinin, maddenin uygulanma alanını genişletmesine olanak sağlamayacağı nazara alındığında ve 142. maddenin 2. fıkrasının (b) bendinin yazımından; gerek çekip almak suretiyle ve gerekse özel beceriyle gerçekleştirilen hırsızlık fiillerinin, elde veya üstte taşınan eşyaya karşı işlenmesinin öngörüldüğü, anılan 2. fıkranın "Suçun, bu fıkranın (b) bendinde belirtilen surette, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda olan kimseye karşı işlenmesi halinde, verilecek ceza üçte biri oranına kadar artırılır" şeklinde düzenlenmiş olan son cümlesindeki hükmün de bunu destekleyici nitelikte olduğu kabul edilmelidir. Nitekim öğretide de, beceriklilik ve özel yetenekle alınmanın eşyanın mağdurun üzerinde olduğu anda gerçekleştirilmesi gerektiği belirtilmiştir...” nedeni ile sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK nın 142/1-b maddesine uyduğu halde, aynı Kanun"un 142/2-b maddesi uygulanmak sureti ile sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
b-Sanığın, katılan tarafından kesintili takip sonucu yakalandığının anlaşılması karşısında; eylemin tamamlandığı gözetilmeden, yazılı şekilde teşebbüs hükümlerinin uygulanması,
c-Sanığın katılan tarafından yakalanması üzerine parayı attıkları yeri söyleyerek katılana suça konu paranın iadesini sağladığı anlaşıldığından, hakkında 5237 sayılı TCK nın 168/1 maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- T.C. Anayasa Mahkemesi"nin, TCK"nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, CMUK 326/son gereği sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 02.05.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.