16. Ceza Dairesi 2017/2518 E. , 2018/284 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Tehlikeli maddeleri izinsiz olarak bulundurma
Hüküm : İstinaf başvurusunun düzeltilerek esastan reddine
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Dairemizce benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 24.02.2009 tarih, 2008/9 - 78 esas, 2009/39 sayılı kararında;
765 sayılı TCY’nın silahlı çetenin sair efradı olmak suçunu ve yaptırımını düzenleyen 168/2 ve silahlı çete mensuplarının hal ve sıfatlarını bilerek yardım ve yataklık etmek suçunu ve yaptırımını öngören 169. maddeleri kaldırılmış, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nda örgütlü suçlar yönünden yeni ve farklı bir düzenleme benimsenmiştir. Bu kanunda suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin hükümlere 220. maddede yer verilip, Devletin güvenliğine, toprak bütünlüğüne, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurma, yönetme ve üye olma suçlan ise, 314. maddenin 1 ve 2. fıkralarında tanımlanıp yaptırıma bağlanmış, 314. maddenin 3. fıkrasında; “Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler”in, bu suç açısından da aynen uygulanacağı belirtilmiştir.
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin TCK"nın 220. maddenin 6. fıkrasında, "Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişinin, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı” cezalandırılacağı hükmüne yer verilip, anılan normun konuluş amacı gerekçesinde; “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan dolayı cezalandırılır” şeklinde açıklanmış, aynı maddenin 7. fıkrasında da; “Örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte, örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişinin örgüt üyesi olarak cezalandırılacağı belirtilmiş, böylece örgüt mensubu olmasa bile örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmiş olanlar ile örgüt adına suç işleyenlerin örgüt üyesi olarak cezalandırılacakları hüküm altına alınmıştır.
Görüldüğü gibi, 765 sayılı TCY’nın sistematiğinden tamamen farklı bir anlayışla yapılan bu düzenlemelerde örgütün faaliyetleri doğrultusunda işlenen suçlardan da ayrıca sorumluluk esası kabul edilmiş, yardım etme eylemleri de örgüt üyeliğine eş değerde görülecek, bağımsız bir yardım suçuna kural olarak yer verilmemiştir.
Ancak, gösterdiği vahamet dikkate alınarak örgüte silah sağlama şeklindeki yardım eylemleri, bağımsız bir suç olarak düzenlenmiş, 5237 sayılı TCY’nın, "Silah sağlama” başlığını taşıyan 315. maddesinde, “Yukarıdaki maddede tanımlanan örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak maksadıyla bunların amaçlarını bilerek, bu örgütlere üretmek, satın almak veya ülkeye sokmak suretiyle silah temin eden, nakleden veya depolayan kişi, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükmüne yer verilmiştir.
Maddede düzenlenen suç, örgüte yardımın özel bir şekli olup, Devletin güvenliğine, toprak bütünlüğüne, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçları işlemek amacıyla kurulan silahlı örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak üzere, bunların amaçlarını bilerek üretmek, satın almak ve ülkeye sokmak suretiyle silah, cephane veya nitelik ve nicelik yönünden vahim olan benzeri maddelerin temin edilmesi, nakledilmesi ve depolanması bağımsız bir suç olarak düzenlenmiş ve daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır.
Nitekim madde gerekçesinde, “Madde metninde, silahlı örgüt suçu kapsamına giren örgütlerin faaliyetlerinde kullanılmak üzere silah, cephane veya benzeri maddelerin sağlanmasını, imal veya icat veya bunların naklini veya bu maddelerin hazırlanmasını veya bu maksatla yabancı memleketlerden Türkiye"ye söz konusu maddelerin sokulmasını veya saklanması ve taşınmasını ayrıca cezalandırmaktadır.
Suçun manevi unsuru, söz konusu fiillerin, örgütlerin amaçları bilinerek gerçekleştirilmesidir.
Söz konusu maddelerin kullanılması suretiyle ve örgütün faaliyeti çerçevesinde çeşitli suçların işlenmesi hâlinde; bu silah ve cephaneyi temin eden kişiler, aslında bu suçların işlenişine yardım eden olarak sorumlu tutulmaları gerekir. Ancak, söz konusu fiiller bu madde kapsamında müstakil bir suç olarak tanımlandığı için, sadece bu suçtan dolayı cezaya hükmetmek gerekecektir” açıklamasına yer verilmiştir.
Bu suçun oluşması için failin, örgütün faaliyetlerinde kullanılacağını bilerek “üretmek, satın almak, ülkeye sokmak suretiyle silah temin etmek” veya "nakletmek” ya da “depolamak” şeklinde sayılan, seçimlik eylemlerden birisini gerçekleştirmesi gerekmektedir. Suçun manevi unsuru ise, madde gerekçesinde de belirtildiği üzere söz konusu eylemlerin, örgütün amaçlarını bilerek gerçekleştirilmesi, yani kasttır” ifadelerine yer verilmiştir.
Örgütle organik bağ kurup örgütün hiyerarşik yapısına dahil olarak yoğunluk, çeşitlilik ve süreklilik gösteren faaliyetlerde bulunduğuna dair yeterli ve kesin delil elde edilemeyen sanığın, oluş, tutanaklar, gizli tanık beyanı ve tüm dosya kapsamına göre, örgütsel amaçla kullanılmak üzere kimlikleri tespit edilemeyen örgüt mensuplarınca muhafaza etmesi için kendisine teslim edilen, ihbar neticesinde kollukça yapılan aramada evinde iki adet düdüklü tencere içerisinde oluşturulmuş el yapımı patlayıcı madde, "supex" marka akü, kablo, pense ve dürbünün ele geçtiği, benzer patlayıcıların örgütün gerçekleştirdiği bir kısım eylemlerde kullanıldığının tespit edilmesi karşısında, sanığın eyleminin kül halinde TCK"nın 315. maddesinde tanımlanan örgüte silah sağlama suçunu oluşturacağı gözetilmeden suç vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi gereğince ceza miktarı bakımından kazanı1mış haklarının saklı tutulmasına, mevcut delil durumuna, suç vasfına ve tutuklulukta geçen süreye nazaran tutukluluk halinin devamına, 08.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
TEFHİM ŞERHİ:
08.02.2018 tarihinde verilen iş bu karar, Yargıtay Cumhuriyet savcısı ...’nun huzurunda, duruşmada sanık ...’ın savunmasını yapmış bulunan Av. ..."in yüzüne karşı, 21.02.2018 tarihinde usulen ve açık olarak tefhim olundu.