Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı Bank Pozitif Kredi ve Kalkınma Bankası AŞ. vekili tarafından, konut finansmanı kredisi sözleşmesine dayalı olarak borçlular hakkında genel haciz yoluyla icra takibi yapıldığı, adı geçenlere örnek 7 nolu ödeme emri tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Konut finansman kredisi sözleşmesi 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Yasanın 10/a maddesinde düzenlenmiş olup, tüketici kredisi niteliğindedir ve anılan kredi sözleşmesi hakkında bu yasa hükümleri uygulanır.
4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanuna 4822 Sayılı Yasa"nın 15. maddesi ile eklenen 10. maddesinde; "Tüketici kredisi, tüketicilerin bir mal veya hizmet edinmek amacıyla kredi verenden nakit olarak aldıkları kredidir." şeklinde tanımlandıktan sonra maddede bu tür sözleşmelerin yapılma koşulları ile borcun muaccel kılınabilmesi ve temerrüt koşulları gibi farklı ve özel şartlara yer verilmiştir. Yasaya eklenen 10/A maddesinde; kredi kartı ve nakit çekim sureti ile kullanılan kredilerde 10. madde hükümlerinin uygulanacağı belirtildikten sonra, kredi verenin yükümlülükleri aynı Yasa"ya 21.02.2007 tarihli 5582 Sayılı Yasa"nıın 24. maddesi ile eklenen 10/B maddesinde ise; "Konut Finansman Sözleşmeleri"nde bu yasa kapsamında değerlendirilerek konut finansman sözleşmelerinin düzenlenme koşulları, borçlunun temerrüdü durumunda finansman sağlayan bankanın yükümlülükleri borcun muaccel kılınabilmesini ve muacceliyet uyarısının koşulları gibi hususlar özel olarak ve ayrıca düzenlenmiştir. Açıklandığı üzere Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun"un kredi kartı ve "Konut Finansmanı Kredisi" gibi tüketici kredisi kullanan borçluları diğer kredi borçlularından ayrı tutmak, tüketicinin koşullarını iyileştirmek ve kolaylaştırmak amacıyla getirilmiş özel bir yasa olup, bu kanun kapsamında verilen krediler nedeniyle borçluların temerrüde düşüp düşmedikleri, borcun muaccel olup olmadığı, muaccel olan borç miktarının ve faizinin yapılan özel sözleşmelerin şartlarında değerlendirilmesi gerekir.
Tüketici Yasasına göre daha genel bir Yasa olan İİK"nun 68/b maddesi bu özel yasanın kapsamında kalmayan krediler için uygulanabilir olup, yasa koyucunun anılan kredilere açıkça Tüketici Yasasında yer vermiş olması da, maksadının bu olduğunu ortaya koymaktadır. Aksinin kabulü halinde tüketici kredilerinde de İİK"nun 68/b maddesi koşullarında takip yapılacak, özel yasada düzenlenen muacceliyet ve temerrüt koşulları tartışılmadan alacağın tahsili gerçekleşecek tüketici, lehine getirilen yasa maddelerine rağmen diğer kredi borçluları ile aynı koşullar da icra takibine muhatap kılınarak mağdur edilecektir. Bu durumda alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediği, alacağın muaccel olup olmadığı, ne miktarının tahsil edilebilir olduğu faiz miktar ve oranlarının tespiti, tüketici yasası koşullarında genel mahkemede(tüketici mahkemesinde) yargılama yapılmasını gerektirir.
O halde İİK’ nun 68/b maddesinin tüketici kredilerinde uygulama olanağı yoktur.
Somut olayda, “Konut Finansmanı Sözleşmesine” dayalı olarak genel haciz yolu ile takibe geçilip borçluya örnek 7 ödeme emri gönderilmiştir. Yukarıda açıklandığı üzere alacağın varlığı ve miktarı 4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında genel mahkemede (tüketici mahkemesinde) yargılama yapılmasını zorunlu kıldığından mahkemece itirazın kaldırılması isteminin reddi yerine kabulü bu nedenle de doğru değildir.
Öte yandan HMK"nun 297. maddesinin (1). fıkrasının (e) bendi gereği hükümde "gerekçeli kararın yazıldığı tarihin" yer alması zorunlu olup, kanunun bu emredici hükmüne aykırı davranılması da doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18.09.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
SONUÇ : Borçluların temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/09/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.