Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: I-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan beraat hükmünün incelenmesi neticesinde; Dosyada sanığın eylemi hırsızlık suçu olarak nitelendirilmişse de; sanığın üzerine atılı eylemin TCK 165. maddesinde düzenlenen suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunu teşkil ettiği gözetilmeden, mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi; karar verirken de hükümden sonra 24/10/2019 tarihinde 30928 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 7188 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 26. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendine eklenen alt bendler arasında yer alan ve 5237 sayılı TCK"nın 165. maddesinde tanımı yapılan suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi suçunun da uzlaşma kapsamına alındığının anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK"nın 7/2. maddesi uyarınca; ""Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur."" hükmü de gözetilerek 6763 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik CMK"nın 254. maddesi uyarınca aynı kanunun 253. maddesinde belirtilen esas ve usûle göre uzlaştırma işlemleri yerine getirildikten sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan diğer yönleri incelenmeyen hükmün açıklanan nedenle 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 2-Sanık ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan mahkumiyet hükmünün incelenmesi neticesinde; Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre; suçun sanık tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, diğer temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir. Ancak; 1-Eylemin 5237 sayılı TCK’nun 142/1-a maddesi kapsamında kaldığı ve haberleşmenin kesilmesi halinde TCK’nun 142/5 maddesi kapsamında iletişimin kesilip kesilmediği araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi 2-Yargılandığı müsnet suçtan mahkumiyet kararı verilen sanık hakkında Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre Katılan kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden katılan lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 14/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.