Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/2715
Karar No: 2019/6300
Karar Tarihi: 19.09.2019

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/2715 Esas 2019/6300 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/2715 E.  ,  2019/6300 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi


    Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle; “Sübut bulmayan davanın REDDİNE” dair verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüne ve kararın kaldırılmasına, “Davanın KABULÜ ile, davacının davalı şirkete ait 1096073.042 sicil sayılı işyerinde 09.10.2012-15.01.2013 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun"un 4/1-(a) bendi kapsamında sigorta primine esas kazancın alt sınırı üzerinden hizmet akdi ile sigortalı olarak çalıştığının TESPİTİNE” karar verilmiştir.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, 09.10.2012-15.01.2013 tarihleri arasında davalı iş yerinde hizmet akdi ile çalıştığının tespiti ile prime esas kazanç tutarının tespitini talep etmiştir.
    II- CEVAP:
    Davalı şirket vekili, davacının iddialarının tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının teknik ressam olarak müvekkili şirkete dışardan hizmet verdiğini ve hizmet karşılığının çek ile ödendiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı Kurum vekili, Kurumun iş ve işlemlerinin yasaya uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    III- MAHKEME KARARI:
    A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
    Mahkemece, dava konusu hukuki ilişkinin istisna akti olduğu gerekçesiyle “Sübut bulmayan davanın REDDİNE” karar verilmiştir.
    İSTİNAF SEBEPLERİ:
    Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; yeterli inceleme yapılmadığını, davanın reddini talep etmiştir.
    B- BAM KARARI
    1-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK"nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE,
    2-Konya 3. İş Mahkemesinin 14.12.2016 gün ve 2014/348 E. 2016/457 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, yerine,
    3-Davanın KABULÜ ile, davacının davalı şirkete ait 1096073.042 sicil sayılı işyerinde 09.10.2012-15.01.2013 tarihleri arasında 5510 sayılı Kanun"un 4/1-(a) bendi kapsamında sigorta primine esas kazancın alt sınırı üzerinden hizmet akdi ile sigortalı olarak çalıştığının TESPİTİNE, karar verilmiştir.
    TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı şirket vekili ve davalı Kurum vekili Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesinin kararının temyizen incelenerek bozulması talep edilmiştir.
    IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dava ile davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete ait iş yerinde 09.10.2012-15.01.2013 tarihleri arasında teknik ressam olarak çalıştığını, ancak çalışmasının davalı kuruma bildirilmediğini, aylık ücretlerinin ödenmediğini, bu nedenle müvekkilinin iş akdinin haklı nedenle fesh ederek işten ayrıldığını beyanla müvekkilinin 09.10.2012-15.01.2013 tarihleri arasında davalı iş yerinde hizmet akdi ile çalıştığının tespiti ile prime esas kazanç tutarının tespitini talep etmekte iken, davalı şirket vekili davacı ile müvekkili arasında işçi işveren ilişkisi bulunmadığını beyanla davanın reddini talep ettiği anlaşılmaktadır. Davada çözümlenmesi gereken hukuksal sorun, davacının çalışmalarının hizmet aktine dayanıp dayanmadığı meselesidir.
    Bir kimsenin 5510 sayılı Kanun anlamında sigortalı niteliğini edinmesi için üç koşulun birlikte gerçekleşmiş olması gerekir.; 1-İş ilişkisi olarak hizmet aktine dayanmalıdır. 2-Hizmet aktinin çalıştırılana yüklediği edim işverene ait işyerinde görülmelidir. 3- Çalışan, Kanunda açıkça belirtilen sigortalı sayılmayacak kişilerden olmamalıdır.
    818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 313/1.(6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 393/1) maddesinde, hizmet sözleşmesi; “Hizmet akdi, bir mukaveledir ki onunla işçi, muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeği taahhüt eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımda sadece hizmet ve ücret unsurlarına yer verilmişken, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 8. maddesinde, “bağımlılık” unsuruna da yer verilmiştir. Hizmet akdi, her şeyden önce bir iş görme edimini zorunlu kılar. Bu sözleşmeyle sigortalıya yüklenen borç, işveren yararına bir iş görmek, hizmet sunmaktır.
    Bağımlılık ve bu kapsamda ele alınması gereken zaman unsuru, hizmet akdinin ayırt edici özelliğidir.
    Bağımlılık, iş ve sosyal güvenlik hukuku uygulamasında temel bir ilke olup, bu unsur, hizmetini işverenin gözetimi ve yönetimi altında yapmayı ifade eder. Ne var ki, iş hukukunun dinamik yapısı, ortaya çıkan atipik iş ilişkileri, yeni istihdam modelleri, bu unsurun ele alınmasında her somut olayın niteliğinin göz önünde bulundurulmasını zorunlu kılmaktadır. Bazı durumlarda, taraflar arasında sıkı bir bağımlılık ilişkisi bulunmasa da, işverenin iş organizasyonu içinde yer alınmaktaysa bu unsurun varlığının kabulü gerekecektir. Önemli yön, işverenin her an denetim ve buyurma yetkisini kullanabilecek olması, çalışanın, edimi ile ilgili buyruklara uyma dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte teknik ve hukuki bir bağımlılığın bulunmasıdır. Genel anlamda bağımlı çalışma, işverenin belirleyeceği yerde ve zamanda, işverence sağlanacak teknik destek ve işverenin denetim ve gözetiminde yapılan çalışmadır. İşverenin yönetim (talimat verme) hakkı karşısında işçinin talimatlara uyma (itaat) borcu yer alır. Bir işin görülmesi süreci içinde işçinin faaliyeti, çalışma şekli, yeri, zamanı ve işyerindeki davranışları düzenleyen talimatlar veren işveren onu kişisel bağımlılığı altında tutar. Bu sözleşmede varolan otorite/bağımlılık ilişkisi taraflar arasında kaçınılmaz olarak bir hukuki hiyerarşi yaratır. Bu nedenle hizmet akdinde bağımlılık hem işçinin kişiliğini ilgilendirmekte hem de bir hukuki bağımlılık niteliği taşımaktadır.
    Hizmet akdi, çoğu kez Borçlar Kanunu"nun 355. Maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 470. maddesinde) tanımlanan istisna akdi (eser sözleşmesi) ile karıştırılabilmekte, ikisinin ayırt edilebilmesi bazı durumlarda güçleşmektedir. Çalışan, iş gücünü belirli veya belirsiz bir zaman için çalıştıranın buyruğunda bulundurmakla yükümlü olmayarak, işveren buyruğuna bağlı olmadan sözleşmedeki amaçları gerçekleştirecek biçimde edimini görüyorsa, sözleşmenin amacı bir eser meydana getirmekse, çalışma ilişkisi istisna akdine dayanıyor demektir. Hizmet akdinde ise çalışan, emeğini iş sahibinin emrine hazır bulundurmaktadır ve ücret, faaliyetin meydana gelmesinin sonucu için değil, bizzat yapılan faaliyetin karşılığı olarak ödenmektedir. Öte yandan; 313. madde hükmünün açıklığı gereği, çalışanın kendi aletleri ile çalışması veya götürü hizmet sözleşmelerinde ücretin, yapılacak işe göre toptan kararlaştırılması imkan dahilinde bulunduğundan, tarafların belli bir fiyat üzerinden anlaşmaları istisna akdinin varlığını göstermediği gibi, götürü sözleşmelerde, bir süre için hizmet etme borcunun mu, yoksa önceden belirlenmiş bir sonucun meydana getirilmesi borcunun mu yüklenildiğinin şüpheli bulunduğu durumlarda, araştırma yapılarak tarafların amacı, durumu ve yaşam deneyimleri gözetilip hukuki ilişki saptanmalıdır.
    Somut olayda, kabule gerekçe kılınan ... Civatacılık-Sarraflık Tic. San. A.Ş. ye ait sevk irsaliyesi ile dava dışı Atakan Kültür’ün geçirdiği iş kazasına ilişkin Konya Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma kayıtlarının davacı iddiasına göre yazılı delil olarak değerlendirilmiş ise de bu bağlantının nasıl sağlandığının dosya içeriğinden anlaşılamadığının, dayanak kılınan ve dava dışı...’a ait olan 28.05.2012 tarihli uyuşmazlık öncesi döneme ilişkin çalışma iddiasında bulunduğu şikayet dilekçesinin davaya konu uyuşmazlıkla bağlantısının anlaşılmadığı, buna göre ilişkinin dayanağı istisna mı, yoksa hizmet akti mi olduğu olgularla irdelenmeli, hizmet aktinin varlığı halinde ise çalışma süresi belirlenip sonucuna göre karar verilmelidir.
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kısmen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce istinaf başvurusunun kabulüne karar verilmiştir.
    O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ...İthalat ve İhracat Ltd. Şti."ye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 19.09.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi