11. Hukuk Dairesi 2019/1462 E. , 2020/173 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/03/2017 tarih ve 2014/815 E- 2017/145 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabul-kısmen reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 27/12/2018 tarih ve 2017/888 E- 2018/1371 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka ile 07/09/2007 tarihinde "Vadeli Döviz Alım-Satım Çerçeve Sözleşmesi" imzaladığını, sözleşme çerçevesinde 07/02/2008 tarihinde 07/04/2008 vadeli olarak bankaya 1.775.330,00 TL karşılığı 1.000.000 Euro satmayı teklif ettiğini, davalı bankanın da bu teklifi kabul beyanını talep formuna şerhettiğini, sözleşme gereği hesapta bulunması gereken teminat tutarının 150.000 EURO olduğunu, bunun gibi 11/02/2008 tarihli taleplerinde 07/04/2008 vadeli olarak davalıya 2.705.670 TL karşılığında 1.500.000 EURO satmayı vaat ettiğini, bu teklifinde teklif formuna şerhedildiğini, teminat miktarının 225.000 EURO olduğunu, davalının daha sonra müvekkilinin hesabında yeterli teminat olmasına rağmen 31/03/2008 tarihinde hesapta yeterli teminat bulunmamasını sebep göstererek müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında vadeli döviz işlemlerini iptal ederek ters kapama işlemi yaptığını ve hesapta bulunan parayı alıp müvekkiline döviz sattığını, kur farkından dolayı müvekkilini zarara uğrattığını, zararın tespitini ve şimdilik 200.000.-TL"nin 31/03/2008 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının hatalı işlem iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacının bankaya vadeli olarak döviz satma talebinde bulunduğunu, vadeli işlem tarihine kadar hesabında %15 oranında teminat tutarını bloke etmesi gerektiğini ancak kurdaki aleyhe gelişme nedeniyle asgari teminat tutarının hesabında bulunmadığını, bunun üzerine işlemin iptal edildiğini, davacının söz konusu işlem nedeniyle zararı bulunmadığını, davacının uğradığını iddia ettiği zararlarları ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki vadeli döviz alım satım işlemleri çerçeve sözleşmesi ve döviz alım satım işlemleri talep formlarında; taraflar arasındaki bu sözleşme kapsamında 2 ayrı vadeli döviz alım satım işlemleri talep formunun imzalanmış olduğu, çerçeve sözleşmede; taraflar arasındaki işlemlerin işleyiş esaslarının belirlendiği, bu hükümler içerisinde davalı bankanın davacının hesaplarında belirli koşulların varlığı halinde, davacının izin ve onayını almaksızın tasarrufta bulunma yetkisinin bulunduğu, taraflar arasındaki imzalanmış olan talep formlarına göre yapılan her iki işleme ilişkin uyuşmazlığın, davacının çerçeve sözleşmede ve imzalanmış talep formlarında öngörülen asgari teminat tutarını davacı banka nezdindeki hesapta bulundurmadığına, teminat tutarının azalması durumunda eksik kalan kısmı davalı bankanın bir uyarısı olmaksızın tamamlanması konusunda davacının sorumluluğu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 61.366,65 TL"nin 21/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye istemin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuşlardır.
Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile; mahkeme kararının kaldırılmasına, davacının hesabına bloke konulduğundan bahisle talep ettiği tazminatın hesabına bloke konulduğunu ispatlayamaması nedeniyle reddine, davalı bankanın davacının hesabında yeterli teminat bulunmasına rağmen taraflar arasında akdedilen opsiyon sözleşmelerini vadesinden önce ters kapama işlemi yaparak feshetmesinin sözleşmeye aykırı olması nedeniyle davacının uğradığı kur farkı zararı olan ve bilirkişice hesaplanan 189.590,07 TL zarar ile yine davalı bankaca davacının talimatı olmaksızın 127626-1031 nolu hesabında bulunan TL"nin önce Euro"ye çevrilmesi sonra bu paranın bir kısmının tekrar TL"ye çevrilmesi ile oluşan kur farkı zararı 635,02 TL olmak üzere toplam 190.225,09 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 9.745,71 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 08/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.