Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/234
Karar No: 2019/1014
Karar Tarihi: 20.02.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2019/234 Esas 2019/1014 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalı banka tarafından kullanılan kredilerin teminatı olarak davacı adına kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotek tesis edildiği ancak daha sonra borcun 3. şahıs tarafından ödendiği ve ipoteğin davalı bankaya sanki 3. şahıs tarafından ödenmiş gibi temlik edildiği iddiasıyla dava açılmıştır. İlk derece mahkemesi, dava konusu kredi borcuna yönelik ödemelerin kefil sıfatı bulunan davalı tarafından yapıldığı ve davalı banka tarafından bu ödemelerin, borcu ödeyen 3. şahıs tarafından yapılmış gibi gösterilerek ipoteğin davalıya temlik edildiğini kabul etmiş ve davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesi, delillerin yetersiz değerlendirildiği gerekçesiyle kararı kaldırmış ve dosyanın yeniden incelenmesine karar vermiştir. Kararın nihai olmadığı gerekçesiyle temyiz talebi reddedilmiştir. HMK'nın 353/1-a-6 maddesi, \"mahkemece, tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması\" hali için Bölge Adliye Mahkemesi'nin esasını incelemeden kararın kaldırılması ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesini öngörmektedir. Kanun maddeleri açıklayıcı olarak yazılmamıştır.
19. Hukuk Dairesi         2019/234 E.  ,  2019/1014 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : 4. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasında görülen ipoteğin fekki davası hakkında ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 03/04/2018 gün ve 2016/346 E. - 2018/165 K. sayılı hükmün istinaf incelemesi sonrası istinaf talebinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ilişkin ... Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 07/11/2018 gün ve 2018/1364 E. - 2018/1447 K. sayılı ilamına karşı davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, dava dışı ... Ltd. Şti.’nin davalı bankadan kullanacağı kredilerin teminatını oluşturmak üzere davacı adına kayıtlı olan taşınmaz üzerinde davalı banka lehine ipotek tesis edildiğini, davalı ...’ın genel kredi sözleşmesinde kefil olduğunu ve diğer davalının ipotekli taşınmaz üzerindeki ipoteği temlik alan şahıs olduğunu, şirketin borcunun şirket tarafından ödendiğini, ancak davalı banka tarafından kredi borcunun 3. şahıs tarafından ödenmiş gibi işlem yapılarak taşınmaz üzerindeki ipoteğin davalı ...’a temlik edildiğini, bu davalının da ipoteği arkadaşı olan davalı ...’e temlik ettiğini ileri sürerek, taşınmaz üzerindeki ipoteğin ve ipotek temlik kayıtlarının fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı banka vekili, dava dışı şirketin borcunun sözleşme dışı davalı ... tarafından, ödeme miktarınca ipoteğin kendisine temliki şartıyla ödendiğini, davacının dava açmadan önce her hangi bir şekilde davalı bankaya başvurmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davalı ...’ün genel kredi sözleşmesinde kefil olduğunu, yaptığı ödeme karşılığında banka alacağını ve ipoteği temlik aldığını ve davalı ...’in kendi alacağına mahsuben dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteği temlik aldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
    Yerel mahkemece, dava konusu kredi borcuna yönelik ödemelerin sözleşmede kefil sıfatı bulunan davalı ... tarafından, asıl borçlu şirket hesapları üzerinden yapıldığı, davalı banka tarafından bu ödemeler sanki ... tarafından yapılmış gibi ipoteğin davalı ..."a temlik edildiği, davalı ..."in ve davalı ..."ün ipotek yönünden temlik alacaklısı sıfatının bulunamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar vekillerince istinaf edilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ... tarafından yapılan istinaf başvurusunun harcın süresinde ikmal edilmemesi nedeniyle yapılmamış sayılmasına karar verilmiş ve diğer iki davalının istinaf talebi incelenmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi tarafından yapılan tahkikatın ve hukuki değerlendirmenin yetersiz olduğu saptanarak tahkikatın ve hukuki değerlendirmenin nasıl yapılacağı belirlenmiş ve açıklanan şekilde “... inceleme yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine...” gerek görülerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve belirtildiği şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine iadesine HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince karar verilmiş ve bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi “Mahkemece, tarafların davanın esası ile ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiç biri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” halinde Bölge Adliye Mahkemesi’nce istinaf başvurusunun esasını incelemeden kararın kaldırılmasını ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesini düzenlemektedir.
    Somut olayda ilk derece mahkemesi delilleri toplamış ve kendince değerlendirerek bir sonuca varmıştır.
    Bu itibarla Bölge Adliye Mahkemesi’nce ilk derece mahkemesince sanki hiçbir delil toplanmamış ve hiç değerlendirme yapılmamış gibi yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Bölge Adliye Mahkemesi’nce somut olayda 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-3 veya 356 ve devamı maddelerine göre işlem yapılmalıdır.
    Açıklanan bu hususlar sadece yeni kanun yolu sisteminin gelişmesi amacıyla belirtilmiştir.
    Zira HMK’nun 361. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri’nin sadece nihai kararlarının temyizi mümkündür.
    Bu itibarla davacı vekilince temyiz edilen karar nihai bir karar olmadığından temyizi kabil olmayıp temyiz talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz isteminin REDDİNE, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, karardan bir örneğin Samsun BAM 3. Hukuk Dairesi"ne gönderilmesine, 20/02/2019 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    (M)

    MUHALEFET ŞERHİ 

    Dava, sona erdiği iddia edilen borç nedeniyle teminat vasfını yitiren ipoteğin fekkine ilişkindir. 
    İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde dava kabul edilmiştir.
    Kararın istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince delillerin hiç toplanmaması ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle karar kaldırarak dosyanın yeniden mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 353/1 fıkrasında bölge adliye mahkemesinin hangi hallerde kesin karar vereceği tek tek sıralanmıştır. Nitekim ilgili BAM dairesi kararını 6. bentte açıklanan “tarafların gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması” gerekçesine dayandırmıştır.
    Oysa dosyanın ilk derece mahkemesi safahatı incelendiğinde mahkemenin yetersiz de olsa bir takım deliller topladığı ve bunlar üzerinde yapmış olduğu değerlendirme sonucunda karar verdiği görülmektedir.
    Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş HMK’nun müteakip maddeleri uyarınca gerektiğinde duruşma açıp taraf delilleri toplandıktan sonra uygun sonuç çerçevesinde bir karar vermekten ibaret olmalıyken; kanun koyucunun şarta bağlı kesinlik atfettiği maddenin teviliyle yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, kararın bu gerekçelerle bozulması gerektiği düşüncesiyle aksi yönde tezahür eden sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.  
         



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi