16. Ceza Dairesi 2017/2549 E. , 2018/260 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, 2911 sayılı Kanunun 32 ve 33. maddelerine aykırılık, Görevi yaptırmamak için direnme, Trafik güvenliğini tehlikeye
Hüküm : 1- TCK’nın 314/3 ve 220/6. maddeleri delaleti ile 314/2, 220/6, 62, 53, 58/9, 63 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca mahkumiyet
2- TCK’nın 179/1, 62, 50, 52/2 ve 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
3- 2911 sayılı Kanunun 33/1, TCK’nın 62, 50, 52/2 ve 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
4- 2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK’nın 62, 50, 52/2 ve 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
5- 2911 sayılı Kanunun 33/2 ve 32/2. maddeleri delaleti ile TCK’nın 265/1, 265/3, 265/4, 62, 53, 58/9 ve 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I- Sanık hakkında 2911 sayılı Kanunun 33. maddesine aykırılık, görevi yaptırmamak için direnme ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Görevi yaptırmamak için direnme suçundan kurulan hükümde, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının, TCK’nın 53. maddesinin uygulanması yönünden infaz aşamasında gözetilmesi olanaklı kabul edilmiştir.
Yargılama sonunda, toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığın suçunun sübutu kabul, olay niteliğine ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezaları azaltıcı sebebin niteliği takdir kılınmış, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
II- Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme ve 2911 sayılı Kanunun 32. maddesine aykırılık suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
1- Silahlı terör örgütüne üye olamamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçu bakımından iddianamede talep edilmemesine rağmen, CMK’nın 226/2. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden sanık hakkında 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi ile uygulama yapılarak savunma hakkının kısıtlanması,
2- İzinsiz toplantı ve gösteri yürüyüşü sırasında kolluk tarafından dağılmaları yönünde ihtar yapılan topluluğun ihtara uymaması üzerine zor kullanılmasına rağmen dağılmamakta ısrar edilmesi halinde 2911 sayılı Kanunun 32. maddesine aykırılık suçunun oluşacağı, dosya içeriği ve Mahkemenin kabulüne göre somut olayda ise; olay yerine gelen kolluk kuvvetlerini gören ve kaçmaya başlayan sanığın kovalamaca neticesinde yakalandığının anlaşılması karşısında atılı suçun unsurları itibarı ile oluşmadığı gözetilerek, sanığın beraati yerine hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
3- Kabul ve uygulamaya göre ise;
a) TCK"nın 314/2 ve 220/6. maddeleri uyarınca belirlenen “3 yıl 4 ay” hapis cezasından 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca 1/2 oranında artırım yapılırken cezanın, “4 yıl 12 ay” yerine “5 yıl” olarak belirlenmesi,
b) Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan hapis cezası ile mahkumiyetine karar verilen sanık hakkında, TCK’nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 K. sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 07.02.2018 tarihinde 2911 sayılı Kanunun 32. maddesine aykırılık suçundan kurulan hüküm yönünden üye ... ve üye ..."ın atılı 2911 sayılı Kanun"a muhalefet suçunun sübut bulunduğuna, yerel mahkeme kararının isabetli olduğuna ve hükmün onanması gerektiğine dair karşı oyu ve oyçokluğu, diğer hükümler yönünden oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY:
Sanığın da içerisinde bulunduğu grubun olay mahallinde yolu araç trafiğine kapattığı, olaya müdahale etmek isteyen güvenlik güçlerinin dağılın ihtarına rağmen güvenlik güçlerine taşlı saldırıda bulundukları ve güvenlik güçlerine mukavemet ettikleri olayda, topluluğun eyleminin taşlı saldırıya dönüşmesi halinde güvenlik güçlerinden somut olay ve hayatın olağan akışına göre taşlı saldırıda bulunan kalabalığın önce sakinleştirilmesi, akabinde "dağılın" ihtarında bulunmaları, topluluğun ihtar ve zor kullanmaya rağmen dağılmamaları hususlarının gerçekleşmesini sağlamaya çalışmalarının beklenemeyeceği cihetle, 2911 sayılı Kanunun 33/son madde ve fıkrası hükmü de gözetildiğinde sanığın atılı 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan mahkumiyetine dair yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmediğinden onanması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.
KARŞI OY:
2911 sayılı kanunun 32. maddesinin birinci fıkrasıyla kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanların ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmakta ısrar eylemi suç olarak düzenlenmiştir.
6008 sayılı Kanunun 1. maddesiyle yapılan değişiklikten önce 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesindeki suçun oluşabilmesi için; Kanuna aykırı bir toplantı veya gösteri yürüyüşünün bulunması; Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşüne iştirak edilmesi; Toplantı ve yürüyüşün kanunsuz olduğunu katılanlara ihtar etmesi; Toplantı veya gösteriye katılanların bu ihtara karşın dağılmamaları, çekip gitmemeleri; Bunun üzerine hükümet kuvvetleri tarafından zorla dağıtılmış olmaları, suçun oluşumu için yeterli iken 6008 sayılı Kanunun 1. maddesi ile değişiklik sonrasında 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesinde yazılı suçun oluşumu için diğer koşulların varlığı yanında ihtar ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar edilmesi suçun oluşması için gereklidir.
Bu suçun faili, herkes olabilir. Kanunda suçun faili olmak için herhangi bir özelliğe sahip olmak aranmadığından, anılan suç faili yönünden özgü suçlardan değildir. Bu suçun faili, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılarak ihtar ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar eden kimsedir.
2911 sayılı Kanunun 32/2 maddesine göre ise ihtar ve zor kullanmaya rağmen kolluk görevlilerine karşı cebir veya tehdit kullanılarak direnilmesi halinde ayrıca 5237 sayılı TCK"nın 265. maddesinde yazılı suçunda oluşacağı hüküm altına alınmıştır. Bu hususa ilişkin düzenleme 2911 sayılı Kanunun 6008 sayılı Kanunun 2. maddesi ile yapılan değişiklikten önce 32/3 fıkrasında yer almaktaydı.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6008 sayılı Kanunun 2. maddesi ile değişik 33/1 maddesinde yazılı suçun oluşması için ise toplantı ve gösteri yürüyüşüne 2911 sayılı Kanunun 23/b maddesinde yazılı silah ve araçları taşıyarak katılmak gerekli ve yeterlidir.
2911 sayılı Kanun 33/2 maddesi, 6008 sayılı Kanunun 2 maddesi ile yapılan değişiklik ile mevzuatımıza giren 2911 sayılı Kanunda daha önce yer almayan bir düzenlemedir. 2911 sayılı Kanunun 33. maddenin 1. fıkrası 6638 sayılı Kanunla yeniden düzenlenmiş olmasına rağmen 2911 sayılı Kanunun 33/2 maddesi 6638 sayılı kanunla yapılan değişiklik sonrada değişiklikten önceki şekliyle madde metninde korunmuştur.
2911 sayılı Kanunun 33/2 maddesine göre kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünde dağılmamak için direnildiği takdirde ayrıca 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesine göre cezaya hükmolunacağı belirtilmiştir.
Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü 2911 sayılı Kanunun 24. maddesinde belirtilmiştir. Bu kapsamda sorun bulunmamaktadır. Ancak "dağılmamak için direnildiği" ibaresinin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
İhtara ve zor kullanmaya rağmen kolluk görevlilerine karşı cebir veya tehdit kullanılarak direnilmesi halinde, 32/3 maddesinde yazılı olduğu üzere ayrıca TCK"nın 265 maddesinde yazılı suçun oluşacağı hüküm altına alınmış idi. 2911 sayılı Kanunun 33/2 maddesindeki düzenleme bunun dışında bir eylemi suç olarak düzenlemektedir. Yine burada suç olarak düzenlenen eylem, 2911 sayılı Kanunun 33/1 maddesinde belirtilen silah yada maddede belirtilen araçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma ve yine 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesinde 6008 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle getirilen "ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar" eylemlerinden de farklı bir eylemdir.
Kanun koyucu kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünde dağılmamak için direnilmesi eylemini suç olarak düzenlemiş, müeyyideye bağlamış ancak madde de ayrı ceza öngörmeyip ceza yönünden 32/1 maddesine atıf yapmakla yetinmiştir. Yani 2911 sayılı Kanunun 33/2 maddesinde düzenlenen suç müstakil bir düzenleme olup 2911 sayılı Kanun 32/1 maddesine suçun unsuru yönünden yapılan bir atıf yoktur. Atıf 32/1 maddesindeki cezaya yapılmıştır.
Türkiye de terör örgütlerinin çağrısı üzerine yapılan kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin çok büyük çoğunluğunda güvenlik güçlerine taş, havai fişek, molotof kokteyli saldırılar olduğu hususunda kuşku yoktur. Kanun koyucu 2911 sayılı Kanunun 33/2 maddesine yer vermek suretiyle bu şekilde gerçekleşen kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünde dağılmamak için direnilmeyi suç olarak düzenlemiştir.
Burada suçun faili dağılmamak için direnilen kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılan herkestir yine faillik yönünden bir özgü suçtan söz edilemeyecektir. Dağılmamak için direnilme tekil değil çoğul bir eylemdir. Bu nedenle 32/1 maddesinde yazılı ihtara ve zor kullanmaya rağmen kolluk görevlilerine karşı cebir veya tehdit kullanılarak direnilmesi eyleminden farklı olarak dağılmamak için direnen grupla bütünleşerek başka bir eylem içinde bulunmasa bile dağılmamak için direnen topluluk içinde yer alması yeterli kabul edilmesi gerekecektir.
Burada "ihtar ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar" gibi suçun oluşumu için çoklu bir eylemede yer verilmemiştir. Kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünde dağılmamak için direnen topluluk içinde bulunmak yeterli olup dağılmamak için direnmekte ısrar etmesi suçun vücut bulmasında önem arz etmez.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde 07-08 ekim 2014 de gibi Batman"da meydana gelen olaylarda ölen bir örgüt mensubunun cenazesinin defnedilmesi sonrasında yolu trafiğe kapatarak ateş yakan gruba müdahalede bulunan güvenlik güçlerine taşlı ve molotof kokteylli saldırı eylemlerinin başladığı, bu eylemlere karşı tedbirlerin devam ettiği sırada çevre yolu üzerinde yolu trafiğe kapatıp, yoldan geçen araçlara taş atan 30-40 kişilik grubun bulunduğunun ihbarı üzerine, olay yerine gidildiğinde büyük taşlar ve sopalar ile yola barikat kurarak yoldan geçen araçlara ve bu arada zırhlı polis aracına da bahsi geçen grup tarafından taşlı saldırı yapıldığı bunun üzerine zırhlı araçla gruba müdahale edilip, diğer ekip aracınında şahısların kaçabileceği değerlendirilen sokaktan giriş yapması ile kaçış yönü kapatılan ve daha önce grup içerisinde olduğu görülen sanığın kaçmaya başlaması üzerine 20-25 metre kovalama ile yakalandığı olayda, sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma, 2911 sayılı Kanunun 33. maddesine aykırılık suçlarından kurulan mahkumiyet hükümleri onanmasına karşın, 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesinde yazılı suçun unsurları oluşmadığından beraatine karar verilmesi gerektiğinden bahisle sayın çoğunluğun oyları ile bozulmuştur. Kanuna aykın toplantı ve gösteri yürüyüşüne 2911 sayılı Kanunun 33/1 maddesinde belirtilen araçlarla katıldığı ve kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne müdahale eden güvenlik görevlilerine direndiği, yola barikat kurarak trafik güvenliğini tehlikeye soktuğu kabul edilip mahkumiyet hükümleri oy birliği ile onanan sanığın, kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşünde grupla bütünleşerek dağılmamak için direndiği sabit olup eyleminin 2911 sayılı Kanunun 33/2 yollamasıyla 32/1 maddesinde yazılı suçu oluşturduğu bu nedenle hükmün onanması gerektiği görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun bozma düşüncesine iştirak etmiyorum.