9. Hukuk Dairesi 2013/8136 E. , 2015/483 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Davacı, kıdem tazminatı, fazla mesai ücreti, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, maaş alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile maaş, fazla mesai, genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini istemiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini istemiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
D) Temyiz:
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
E) Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Kıdem tazminatına uygulanması gereken faiz konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı iş kanununun 120 nci maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte bulunan 1475 sayılı yasanın 14 üncü maddesinin onbirinci fıkrası hükmüne göre, kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda mevduata uygulanan en yüksek faize karar verilmelidir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. İş sözleşmesinin ölüm ya da diğer nedenlerle son bulması faiz başlangıcını değiştirmez. Ancak, yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu ve yaşlılık aylığı bağlandığını belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Somut olayda, davacı kıdem tazminatı alacağını fesih tarihinden itibaren faiziyle birlikte talep etmesine rağmen, yaşlılık aylığı bağlandığına ilişkin belgeyi davalı belediye başkanlığına verdiğini kanıtlamadığından kıdem tazminatı faizinin dava tarihinden başlatılması gerekirken fesih tarihinden başlatılması hatalıdır.3- Genel tatil çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca son yıllarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır (Yargıtay 9.HD. 11.2.2010 gün 2008/17722 E, 2010/3192 K; Yargıtay, 9.HD. 18.7.2008 gün 2007/25857 E, 2008/20636 K.). Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir.
Somut olayda mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ulusal bayram genel tatil ücreti alacağı tanık beyanlarına göre hesaplandığından yukarıdaki ilke kararı uyarınca makul bir takdiri indirim yapılması gerekirken miktar itibariyle milli bayram ücret alacağından hakkaniyet indirimi yapılmasına yer olmadığına karar verilmesi hatalıdır.
4- Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davanın kısmen kabulüne karar verilmesi durumunda ret ve kabul oranına göre tarafların yargılama giderlerinden sorumluğuna karar verilmesi gerekirken mahkemece “takdiren tümünün davalıdan alınarak davacıya verilmesine” şeklinde yargılama giderinin tamamen davalıya yükletilmesine karar verilmesi hatalıdır.
Mahkemenin yargılama giderlerine hükmederken takdir yetkisi olmadığı halde yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
5- Hükmedilen miktarın net mi yoksa brüt mü olduğunun kararda belirtilmemesinin infazda tereddüde yol açacağının düşünülmemesi de hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.