Esas No: 2020/382
Karar No: 2022/537
Karar Tarihi: 17.06.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/382 Esas 2022/537 Karar Sayılı İlamı
T.C.
ANTALYA
4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/382 Esas
KARAR NO : 2022/537
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 17/06/2022
Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki ve cari hesap gereği cam ürünlerinden oluşan malın yıllar boyunca satıldığını ve tesliminin yapıldığını, davalının aldığı ürünlerin faturasını alıp kayıtlarına işlediği ve mallarını teslim aldığı halde zamanında ödeme yapmadığını ve sürekli gecikmeli ödeme yaptığını, bunun üzerine müvekkilinin vade farkı faturası kestiğini ve taraflar arasında vade farkı uygulaması oluştuğunu, 03.04.2020 tarihli ... nolu vade farkı faturası müvekkili tarafından davalıya e-fatura olarak gönderildiğini, davalının da bu faturayı işlemeyeceğini bildirip iade faturası kestiğini ve 03.04.2020 tarihli vade farkı faturasını noter ihtarı ile geri gönderdiğini, müvekkilinin davalının vade farkı faturasından kaynaklı borcunu ödemesi vade farkı faturasını kayıtlarına işlemesi için 15.04.2020 tarih ... yevmiye nolu ihtarı ile Antalya ... Noterliğinden bildirimde bulunarak faturayı tekrar davalıya tebliğ ettiğini, davalının defalarca vade farkı faturasından kaynaklı borcunu ödediği halde bu sefer vade farkı faturasının borcunu ödemediğini, 03.04.2020 tarihli fatura ve buna bağlı cari hesap alacağı olarak müvekkilinin 353.999,51 TL davalıdan alacaklı olduğunu, davalının önceki vade farklarını ödeyip bu vade farkını ödememesinin yasaya aykırı olduğunu, örneğin 2019 yılında 7 adet 'vade farkı' faturası kabul ederek hem kayıtlarına işlediğini hemde ödemelerini yaptığını, bu nedenle sayın mahkeme tarafından yapılacak bilirkişi incelemesinde davacıya davalının geçmiş yıllarda ödediği vade farkı faturalarının özellikle tespit edilerek taraflar arasındaki uygulamanın tespitini talep ettiklerini, davalıya borcunu ödemesi için yapılan tüm uyarıların neticesiz kaldığını, bunun üzerine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalı tarafın yapılan takibe itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınamadığını, davalının taşınır taşınmaz mallarıyla üçüncü şahıslarda ki hak ve alacaklarına şimdilik dava değeri olan 353.999,51 TL için ihtiyati haciz kararı verilmesini, itirazının iptali ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve kabul edilemez olduğunu, davacının alacağa dayanak vade farkı faturasını e fatura olarak temel fatura özellikli gönderdiğinden reddedilememiş bu nedenle aynı tutarda müvekkilce 10.04.2020 tarih ... numaralı iade fatura düzenleyerek gönderildiğini ve faturanın iade edildiğini, davacı yararına kesinleşmiş bir faturanın söz konusu olmadığını, davacı ile müvekkili arasında vade farkı uygulaması ile ilgili herhangi bir sözleşme bulunmadığını, yazılı bir sözleşme olmaksızın vade farkı talebinde bulunulamayacağını, davacının ticari teamül iddiasının kifayetsiz olduğunu, müvekkil ile vade farkı uygulaması olduğu iddiası ise yine asılsız olduğunu, bu faturaların münferit olduğunu, söz konusu faturalar standart bir vade farkı uygulamasına delalet edemeyeceğini, haksız alınan faturalara karşı dava haklarının saklı olduğunu, yine söz konusu faturalar incelendiğinde genelinde verilen bir çeke dayandırıldığı, buda her ödemede vade farkının taraflar arasında ayrı ayrı görüşüldüğü ve kararlaştırıldığı anlamına gelmekte olduğunu, hiç bir açıklama yapılmadan 2018-2019 yılları için vade farkı dendiğini, bir diğer çelişkili durum ise davacının 2018-2019 yılları için vade farkı istemine dayanak olarak yine o yıllarda kesilmiş başka vade farkı faturalarına dayandığını, davacı tarafından düzenlenen faturalardaki vade kayıtları yada vade farkı oranının hiçbir geçerliliği bulunmadığını, fatura sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olduğundan öncelikle temel bir borç ilişkisinin bulunması gerektiğini, davacının çelişkili bir diğer tutumu ise müvekkile gönderdiği Antalya ... Noterliği 01.04.2020 tarih ... yevmiye numaralı ihtarında müvekkilin cari hesap ilişkisi 15.406,51 TL borçlu olduğunu beyan ederek başka bir alacağı olmadığını zımnen kabul ettiğini, müvekkili tarafından keşide edilen Antalya ... Noterliğinin 13.05.2020 tarih ... yevmiye numaralı ihtarname ile davacıda bulunan ancak müvekkilinin borçlu olmadığı çek iade istenmiş ise de karşı yanın bu ihtara verdiği Antalya ... Noterliğinin 18.05.2020 tarih ... yevmiye numaralı cevabı ihtarında müvekkilinin bu çek ve takip nedeniyle borçlu olmadığını inkar ederek icra takibine devam edeceğini bildirdiğini, söz konusu çek hakkında Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... D.İş sayılı dosyası ile icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir taleplerinin kabul edildiğini ve Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ... esas sayılı dosyası ile menfi tespit ve çek istirdatı davası açıldığını, bu tutumda davacının müvekkilinden haksız menfaat elde etme çabasında olduğunu, belirterek davanın reddi ile %20'den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Antalya Genel İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı takip dosyasında davalının itirazı üzerine İİK'nun 67. Maddesi gereği açılan itirazın iptali davasıdır.
İcra takip dosyası, tarafların ticari defter ve belgeleri, vergi dairesi kayıtları getirtilerek incelenmiştir.
Antalya Genel İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının ... Cam Doğrama Mobilya Metal inşaat Sanayi ve ticaret A.Ş., borçlunun ... ... Cam olduğu, 353.999,51 TL asıl alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 01/07/2020 tarihinde tebliğ edilip, davalı/borçlunun 02/07/2020 tarihli takibe itirazı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği, İİK'nun 67/1 maddesi gereği yasal 1 yıllık süre içerisinde eldeki itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi ... 01/02/2021 tarihli raporunda sonuç olarak; Taraflar arasında Cari Hesaba dayalı ‘Cam Ve Cam Malzemeleri' alımı / satımı yapıldığı, tarafların ticari defterlerinin açılış/kapanış tasdiklerinin/beratlarının süresinde yapıldığı, kayıtlarının usulüne uygun olduğu, 6100 sayılı HMK 222/2. maddesine göre 2018 ve 2019 yılı defter kayıtlarının kendi lehlerine davlarda delil vasfı taşıdığı, Davacının ticari defterlerine göre davalıdan 2019 yılı sonu itibariyle 15.405,86 TL alacaklı olduğu ve davalı defterlerinde de kayıtlı olarak yer aldığı, 1 Nisan 2020 Tarihli Antalya ... Noterliği İhtarnamesi ile alacağını talep ettiği, Taraflar arasında 2018 ve 2019 yılından süregelen bir vade farkı uygulamasının olduğu, geç ödemelerde davacının muhtelif tarih ve tutarlarda vade farkı faturası düzenlediği ve davalının vade farkı faturalarını kabul ederek defterlerine kayıt ettiği, (toplam: 72.196,24 TL) davacının takibe konu ettiği, 2018-2019 yılı vade farkı faturasını ispat külfeti içerisinde olduğu, sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mali Müşavir Bilirkişi ... 18/03/2021 tarihli ek raporunda sonuç olarak; dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile 2020 yılına ait vade farkı faturasının değerlendirilmesine dayalı olarak yapılan ek inceleme neticesinde, Davacının talep ettiği vade farkı alacağının yukarıda gerekçeleri ile açıklandığı üzere, geriye yönelik hesaplama ve faiz oranı belirleme olanağının bulunmadığı, sonuç ve kanaatine varmıştır.
Mali müşavir Bilirkişi ... 23/08/2021 tarihli raporunda sonuç olarak;
1- Davacı tarafından davalı aleyhine Antalya Genel İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı ile cari hesaptan kaynaklı 353.999,51TL asıl alacağına %13,75 avans faizi işletilmek üzere 23.06.2020 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalının borca, asıl alacağa faiz ve ferîleri yönünden borcun tamamına 02.07.2020 tarihinde itiraz ettiği, Antalya Genel İcra Müdürlüğünce İİK’nın 66. Maddesi gereğince 05.07.2020 tarihinde takibin
durdurulmasına karar verildiği , Dava dosyasının incelenmesi neticesinde davacı tarafça davalıya 2018 yılında 4 adet toplamda 11.594,29TL vade farkı faturası düzenlendiği, 2019 yılında ise 6 adet toplamda
60.601,95TL vade farkı faturası düzenlendiği, Tarafların daha önce incelenen ticari defterlerine esas olan cari hesap ekstreleri incelendiğinde 2018-2019 yılları vade farkı açıklaması ile düzenlenen 354.000,00TL’lik
fatura dışında küsürat farkı ile bakiyelerin birbiri ile uyuştuğu davacı tarafça ihtarname ile talep edilen 15.405,86TL’nin 20.06.2020 tarihinde davalı tarafça ödendiği ihtilaf konusu olan ...’lik faturanın 2018-2019 yıllarına ait vade farkı faturası olduğu ve davacı tarafça 01.04.2020 tarihinde Antalya ... Noterliği ... yevmiye nolu ihtarname ile finansman masrafları iştirak payının hesaplanarak fatura edileceğinin
davalıya bildirildiği, 4- Davacı tarafça düzenlenen faturalarda ödeme vadeleri ile geç ödeme halinde %4 vade farkı uygulanacağının yazılı olduğu ancak davacı tarafça düzenlenen vade farkı
faturasının hangi ödemelerin geç yapılmasından ötürü kesildiği ile ilgili bir belgenin ise dosya içerisinde olmadığı yine bir önceki bilirkişice ticari defterlerden tespit edilen cari hesap ekstresinde faturaların vadeleri ile çeklerin vadeleri yazılmadığından bu ekstrelerden ödemelerin ne kadar geç yapıldığı ve vade farkı hesaplamasının doğru olup olmadığının tespitinin yapılamadığı, Sayın mahkemenizce daha önce taraflar arasında vade farkı faturaları düzenlendiğinden ve bu vade farkı faturaları davalı tarafça kabul edilip ödendiğinden taraflar arasında sözleşme olmasa dahi davacı tarafça vade farkı talep edilebileceği kanaatine varılacak olunur ise davacının 2018-2019 yıllarına ait tüm faturalarının örneklerini ve davalının yaptığı ödemelere ait dekontlarını (özellikle çeklerin vadelerini gösteren belgeleri) sunması ve talep edilen 354.000,00TL vade farkının uygun olup olmadığının denetlenmesi gerekmekte olduğu, kanaat ve sonucuna varmıştır.
Bilirkişi ... 17/12/2021 tarihli ek raporunda sonuç olarak; 1-Davacı tarafın nezdindeki davalının cari hesabındaki fatura vadeleri ile davalının ödeme vadeleri dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının düzenleyebileceği vade farkı
faturasının 310.144,98TL+KDV=365.971,08TL olacağı hesaplanmış olup davacı tarafından ise 300.000,00TL+KDV=354.000,00TL talep edildiği, Sayın mahkemenizce daha önce taraflar arasında vade farkı faturaları düzenlendiğinden ve bu vade farkı faturaları davalı tarafça kabul edilip ödendiğinden taraflar arasında sözleşme olmasa dahi davacı tarafça vade farkı talep edilebileceği kanaatine varılacak olunur ise davacının
düzenlediği 300.000,00TL+KDV=...’nin ödenip ödenmemesinin takdir ve hukuki değerlendirmesinin sayın mahkemenize ait olduğu, Kanaat ve sonucuna varmıştır.
Bilirkişi ... 11/05/2022 tarihli 2. Ek raporunda sonuç olarak; Ek rapor yazım aşamasında davacının düzenlediği tüm faturalar ve davalının yapmış
olduğu ödemeler de esas alınarak vade farkı faturasının düzenlendiği 03.04.2020 tarihi esas alınarak hesap yapılmıştır. Sayın mahkemenizce fatura, fatura vade ve çek vadelerinin incelenmesi talep edilmiş olup ilk ek raporumuz incelendiğinde faturaların tarihi her bir faturanın vadesi belirtilmiş yine ödemeler içinde eksi hesaplama yapılmış ve böylece toplam düzenlenen vade farkı faturasının nasıl düzenlendiği tespit edilmişti. Kök raporumuzda dava dosyasının incelenmesi neticesinde davacı tarafça davalıya 2018 yılında 4 adet toplamda 11.594,29TL vade farkı faturası düzenlendiği, 2019 yılında ise 6 adet toplamda 60.601,95TL vade farkı faturası düzenlendiği tespit edilmiş ve bu vade farkı faturalarının da davalı tarafça ödendiği belirtilmiş idi. Sayın mahkemenizce daha önce taraflar arasında vade farkı faturaları düzenlendiğinden ve bu vade farkı faturaları davalı tarafça kabul edilip ödendiğinden taraflar arasında sözleşme olmasa dahi davacı tarafça vade farkı talep edilebileceği kanaatine varılacak olunur ise davacının düzenlediği 300.000,00TL+KDV=...’nin ödenip ödenmemesinin takdir ve hukuki değerlendirmesinin sayın mahkemenize ait olduğu belirtilmiş olup tarafımızca ek rapor da davacının tüm faturaları ve vadeleri incelenmiş ve davalıca da yapılan ödemeler düşülerek vade farkının nasıl hesaplandığı belirtilmiş olduğundan yeni bir hesaplama yapılmasını gerektirecek bir durum olmadığı değerlendirilmiştir.
Davalının itirazlarının tamamının vade farkı faturasının düzenlenemeyeceği konusunda hukuki olarak açıklamalardan ibaret olduğu bu nedenle faturanın düzenlenmesinin doğru olup olmadığının değerlendirilmesi sayın mahkemenize aittir. Tarafımızca kök raporda taraflar arasındaki cari ilişki incelenmiş cari hesaptan dava konusu vade farkı faturası dışında bir alacak borç kalmadığı ihtilafın sadece dava
konusu vade farkı faturası olduğu tespit edilmiş ve ek raporda da davacının düzenlediği tüm faturalar incelenerek vadeleri ve davalının yaptığı ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapılmış ve bu hesaplamaya göre davacının düzenleyebileceği vade farkı faturasının 310.144,98-TL+KDV=365.971,08-TL olacağı, davacı tarafından ise 300.000,00-TL+KDV=...-TL talep edildiği, sayın mahkemenizce daha önce
taraflar arasında vade farkı faturaları düzenlendiğinden ve bu vade farkı faturaları davalı tarafça kabul edilip ödendiğinden taraflar arasında sözleşme olmasa dahi davacı tarafça vade farkı talep edilebileceği kanaatine varılacak olunur ise davacının düzenlediği 300.000,00-TL+KDV=354.000,000-TL’nin talep edilip edilemeyeceğinin sayın mahkemenizin takdirinde olacağı kanaat ve sonucuna varmıştır.
Uyuşmazlık davacının cari hesaptan ve vade farkından kaynaklanan alacağının bulunup bulunmadığı ve miktarı noktasındadır.
Belirtilmelidir ki vade farkı, enflasyonun ekonomi üzerindeki olumsuz etkisi sonucunda yargı kararları ile uygulama bulmuş ve bu kavram ile para borcunun ifasında gecikmeden zarar gören alacaklının korunması amaçlanmıştır.
Nitekim, 27.06.2003 gün ve 2001/1 E, 2003/1 K. Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında vade farkının “veresiye veya taksitle satışlarda ilk satış bedeline yani semen'e belirli oranlarda yapılan ilave başka bir anlatımla … mal ve hizmet satım sözleşmesinde kararlaştırılan veya ticari teamüllere göre vade tarihinden başlayarak fiili ödeme tarihindeki mal ve hizmet bedeline ekleme yapılmak suretiyle semen'in ulaştığı miktarı ifade ettiği” belirtilmiştir.
Vade farkı, başta sözleşme ilişkisi kurulurken ya da daha sonradan tarafların ortak iradeleri ile kararlaştırılabileceği gibi var olan ticari teamüller sonucu da ortaya çıkabilir.
Vade farkının sözleşmede kararlaştırıldığı ya da sonradan sürekli uygulama nedeniyle sözleşmenin bir unsuru kabul edildiği durumlarda alacaklı bu yöndeki istemini doğrudan sözleşmeye dayandıracaktır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 24.09.2003 gün ve 2003/19-449 E.- 2003/491 K.; 28.04.2004 gün ve 2004/19-205 E. - 2004/246 K.; 06.10.2004 gün ve 2004/19-470 E. - 2004/462 K. sayılı ilamları).
Öyle ise vade farkı istenebilmesi için bu konuda taraftarlar arasında bir sözleşmenin bulunması veya vade farkı ile ilgili benimsenmiş bir uygulamanın mevcut olması gerekir(YİBK 27.6.2003 gün ve 2001/1 esas 2003/1 karar sayılı kararı ). Teamülün mevcut olduğunun kabulü için ise en az iki ya da daha fazla vade farkı faturasının davalı tarafça itirazsız ödenmiş olması gerekmektedir (HGK'nın 2004/19-470 E. 2004/462 K. sayılı kararı).
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi'nin 11. H.D. Dosya no:2019/358 Karar no: ... sayılı kararında "vade farkı uygulamasının mevcut olduğunun tespiti halinde vade farkı faturasındaki asıl alacağın hangi tarihte muaccel olduğu, muaccelliyet tarihinden ödeme tarihine kadar geçen sürenin tespit edilmesi ve ayrıca taraflar arasındaki önceki vade farkı faturalarında uygulanan vade farkı oranı da dikkate alınmak suretiyle, muaccelliyet tarihi ile ödeme tarihi arasındaki süre yönünden takibe konu vade farkı faturasındaki istenebilir miktarın belirlenerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi" açıklamalarına yer verilmiş olup, 17/12/2021 tarihli ek raporda fatura vadeleri tespit edilip vade farkı faturalarının düzenlendiği tarihe göre hesaplama yapıldığından işbu rapor hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişkinin sabit olduğu, davacının faturadan kaynaklanan alacağının tahsili bakımından yapılan icra takibine itirazın iptalini talep ettiği, davalının vade farkı faturasından kaynaklı talebini yerinde olmadığını savunduğu, tarafların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş ve uyuşmazlık konusu fatura haricinde birbirini teyit eder nitelikte olduğu, takibe dayanak edilen faturanın 03/04/2020 tarihli olduğu, fatura bedelinin ...- TL olduğu, işbu fatura ile 2018-2019 yıllarına ait vade farkının talep edildiği, tarafların ticari kayıtları incelendiğinde; Vade farkı ile ilgili anlaşma bulunmadığı, vade farkı faturası kesme hususunda taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşme yok ise de, ihtilafsız dönemde vade farkı uygulanıp ödeme yapılmış olduğu görülmektedir. Böylelikle taraflar arasında yıllardır süregelen ticari ilişkide bunun başkaca örneklerinin de olduğu, gerekli hallerde davacı tarafça vade farkı faturası kesilmesinin, itirazsız olarak evvelce yapılan ödemelerden, davalı tarafın kabulünde olduğu, davacının lehine delil vasfı taşıyan ticari defter ve kayıtlarının husumet konusu faturayı, davalıdan olan alacaklarına uygun olarak hesap edildiği anlaşılmakla, davacının davalıdan 353.999,51-TL alacaklı olduğu anlaşılmakla, davacının davasının kabulüne, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiştir.
Takibe ve davaya konu alacak, ticari defterlerde de kayıtlı olup, faturadan kaynaklı alacak likit nitelikte olduğundan, davacı yararına icra inkar tazminatının koşulları mevcut olduğundan, icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntıları yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; Davalının Antalya Genel İcra Müdürlüğü’nün ... Esas sayılı takip dosyasında takibe itirazının iptaline,
Takibin 353.999,51- TL alacak ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi üzerinden takibin devamına,
2-Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan %20 oranında 70.799,90-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 24.181,70.-TL harçtan peşin olarak alınan 4.275,43.-TL harcın mahsubu ile 19.906,27.-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA
4-Davacı kendini vekil ile temsil ettirdiğiden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 33.229,97.-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 4.337,63.-TL ilk dava masrafı, 1.705,00.-TL müzekkere, davetiye, gideri ve bilirkişi giderinden ibaret toplam 6.042,63.-TL yargılama giderinin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. Maddeleri, 6100 sayılı HMK 297/1-ç, 326.maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödeneceği öngörüldüğünden; 1.320,00 TL nin DAVALIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan bakiye kısmın HMK 333. maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra masrafı kendisine ait olmak üzere gösterecekleri bir IBAN/hesap numarasına yatırılmasına ancak hesap numarası bildirilmemiş veya bildirilmez ise masrafı avanstan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak gönderilmesine veya taraflara iadesine,
Dair, davac vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ...'ın yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 6100 Sayılı Kanunun 345.maddesi gereğince 2 hafta içerisinde ilgili İstinaf Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/06/2022
Katip ... Hakim ...
E- imzalı E- imzalı
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.