11. Hukuk Dairesi 2017/1712 E. , 2018/7420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 02/11/2016 tarih ve 2013/302-2016/555 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin sigorta acenteliği yaptığını, bu amaçla davalı adına çok sayıda poliçe tanzim ettiğini ancak davalının poliçe primlerini ödememesi nedeniyle primlerin müvekkili tarafından ödendiğini, davalı hakkında başlatılan icra takibinin itiraz üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın alacağın varlığını ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davacının poliçe primlerini kendisinin ödediğini ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verildiği, kararın, ödemelerin davalı tarafça yapıldığının yine davalı tarafça ispatlanması gerektiğinden bahisle bozulduğu, bozma sonrası alınan 20/06/2016 havale tarihli raporda da ayrıntıları izah olunduğu üzere hesaplamaya esas alınan poliçelerde kabul beyanı olmadığı, bu durumda davalının dava konusu edilen poliçe bedellerinin kendisi tarafından ödendiğini ispat ettiği, davacı tarafa rapora karşı itirazlarında belirttiği tüm poliçe bilgi ve belgelerini sunmak üzere, 2 aylık kesin süre verildiği, davacı tarafça verilen süre içerisinde belgelerin sunulmadığı, bu sebeple yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılamadığı, poliçe primleri ödemelerinin davalı tarafça karşılandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yerel mahkemenin evvelce verilen kararının zorunlu trafik sigorta poliçesi primlerine ilişkin kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmış bulunmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Dava, sigorta primlerinin tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, 20.06.2016 tarihli ek bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle davalı tarafça poliçelerin kabul edildiğine dair delil bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında dava konusu poliçelerin davalı tarafça yaptırıldığı ve primlerinde dava dışı sigorta şirketine ödenmiş olduğu ve davacının da bu poliçelere ilişkin primler nedeniyle alacak hakkının oluştuğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş ve bozma ilamına da mahkemece uyulmuştur. Bu durumda, bozma ilamına uyulmakla usulü kazanılmış hakkın oluştuğu da gözden kaçırılarak bu kez poliçelerin davalı tarafça kabul edildiğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.