21. Hukuk Dairesi 2014/525 E. , 2015/1562 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İş Mahkemesi
Davacı, Bağ-Kur sigortalılık süresinin ve 15/05/2007 tarihli talebine istinaden yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
1-Yerel Mahkeme, davacı vekiline tefhim edilen kararı, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 8. maddesi hükmüne göre 8 günlük sürede temyiz etmediği gerekçesiyle HUMK"unun 432.maddesinin 4.fıkrası uyarınca 19.11.2012 tarihli Ek Kararı ile temyiz isteminin reddine karar vermiştir.
Davacı vekili, 5.12.2013 tarihinde tebliğ edilen temyiz talebinin reddine dair ek kararı, 6.12.2013 tarihinde süresinde temyiz etmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, karar davacı vekiline 9.10.2013 tarihinde tefhim edilmiş, davacı vekilinin ise 21.10.2013 tarihinde temyiz ettiği ve ekinde harç sureti bulunduğu anlaşılmakla, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşılmış olup Yasa"da öngörülen 8 günlük temyiz süresinin geçtiğinin kabulü doğru değildir. Hal böyle olunca, davacı vekilinin hükmü süresinde temyiz ettiği anlaşıldığından Yerel Mahkemenin temyiz isteminin reddine ilişkin 19.11.2012 tarihli ek kararının bozularak kaldırılması ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 432/son maddesi gereğince asıl hükmün temyizini amaçlayan temyiz itirazlarının incelenmesi gerekir.
2-Dava, davacının 1479 sayılı Yasa uyarınca sigortalılık süresinin belirlenerek 15.5.2007 tahsis talep tarihini takip eden aybaşından itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 3.2.1987 tarihinde Kuruma intikal eden işe giriş bildirgesi uyarınca 20.4.1982 tarihi itibari ile 1479 sayılı Yasa kapsamında sigorta tescilinin yapıldığı, davacının vergi kaydının biçerdöver işletmeciliğine dayandığı, ilgili vergi dairesinin İB formlarında mükellefiyetin bir kısmının zirai olduğunu bildirmesi nedeni ile Kurumun davacının sigortalılık sürelerinde değişiklik yaptığı, ancak ilgili vergi dairesinin 24.11.2011 tarihinde yaptığı denetimde davacının faaliyetinin ticari olduğunun tespit edildiği ve buna göre davacının 1.3.1978-31.1.1987, 2.2.1987-31.5.1988, 5.2.1990-20.1.1993, 1.1.1987-16.12.1993, 1.5.2001-23.3.2004, 13.12.2007-20.12.2011 tarihleri arasında vergi kaydının, 9.7.1974-29.1.1993 tarihleri arasında oda kaydının, 5.12.1984-17.11.1993 tarihleri arasında sicil kaydının bulunduğu ve Kurumun davacıyı 20.4.1982-9.11.1993, 16.11.1993-17.11.1993 tarihleri arasında zorunlu, 1.12.2001-31.1.2007 tarihleri arasında istege bağlı sigortalı, 13.12.2007-20.12.2011 tarihleri arasında ise zorunlu bağ-kur sigortalısı kabul ettiği, davacının 10.11.1993-15.11.1993 tarihleri arasında 5 gün, 1.4.1999-31.7.1999 tarihleri arasında 120 gün 506 sayılı Yasa kapsamında sigortalılığının ve 1.1.1994-30.11.1997 tarihleri arasında 1410 gün ve 1.9.2007-30.11.2007 tarihleri arasında 90 gün isteğe bağlı prim ödemesinin bulunduğu, davacının SSK"dan yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu ancak Kurumun son 7 yıllık fiili hizmet süresinin bağ-kur"da geçmiş olması nedeni ile talebini reddettiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda; davacının vergi kaydına istinaden 20.4.1982-9.11.1993, 16.11.1993-17.11.1993, 1.5.2001-23.3.2004, 13.12.2007-20.12.2011 tarihleri arasında zorunlu bağ-kur sigortalısı, zorunlu sigortalı kabul edilen süre dışında kalan 24.3.2004-31.1.2007 tarihleri arasında da isteğe bağlı bağ-kur sigortalısı olarak kabulünün gerekeceği açık olup, bu durumda 2829 sayılı Yasa"nın 8. maddesi uyarınca son yedi yıllık süre içerisinde en çok primi ödenen gün sayısının 1479 sayılı Yasa uyarınca geçtiği dikkate alındığında, Kurum işlemi yerinde olup, bu hususta davanın reddine karar verilmesi yerinde olmakla birlikte, davacının sigortalılık süresinin tespitine ilişkin olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş; davacının Kurumuca isteğe bağlı sigortalı kabul edildiği 1.5.2001-23.3.2004 tarihleri arasında vergi kaydı bulunduğundan bu dönem yönünden zorunlu bağ-kur sigortalısı olduğuna karar vermek, yaşlılık aylığı yönünden ise şimdiki gibi şartları oluşmadığından davanın reddine karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29/01/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.