16. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/415 Karar No: 2018/5366 Karar Tarihi: 03.10.2018
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/415 Esas 2018/5366 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kadastro Mahkemesi'nde görülen bir davada, Hazine tarafından devletin hüküm ve tasarrufu altındaki bir taşınmazın tespitinin iptali ve adına tescili istenmiştir. Mahkeme, çekişmeli taşınmazın tesciline karar verirken, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 16. Hukuk Dairesi, dava konusu taşınmazla ilgili olarak daha önce Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin vermiş olduğu kararı göz önünde bulundurarak, kadastro tutanağına askı ilanı yapılmaması gerektiği gerekçesiyle kararı bozmuştur. Görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiştir. Kanun maddeleri detaylı olarak belirtilmemiş.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 1153 parsel (yeni 298 ada 258 parsel) sayılı 44500 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz vergi kaydı, irsen intikal, taksim, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/4’er payla ... , ... , ... ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak tespitin iptali ve taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Mahkemece işin esasına girilerek davalı taraf lehine zilyetlikle edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, dava konusu 1153 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak daha önce Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 04.10.1983 tarih, 1983/17540-13937 Esas, Karar sayılı düzelterek onama ilamı ile; "...tapulama komisyon kararının iptaline ilk düzenlenen tutanağa göre askı ilanının yapılması için tutanak ve eklerinin Tapulama Müdürlüğüne gönderilmesine" karar verilmiş, kararın 19.01.1984 tarihinde kesinleşmesi üzerine tutanak 23.02.1984-25.03.1984 tarihleri arasında askı ilanına çıkartılmış ve komisyona itiraz edilmeyip 26.03.1984 tarihinde kesinleşmiştir. Buna rağmen, tutanağın 05.08.2011-05.09.2011 tarihleri arasında ikinci kez askı ilanına çıkartıldığı ve iş bu davanın da 26.08.2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Kadastro tutanağı 26.03.1984 tarihinde usulünce kesinleştiğine ve ikinci kez askı ilanına alınmasını gerektirir bir durum da bulunmadığına göre, dava konusu taşınmaz hakkında askı ilan süresi geçtikten, bir başka ifade ile tutanak kesinleştikten sonra açılan davada Kadastro Mahkemesinin görevli olmadığı, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu kuşkusuzdur. Görev hususu, kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce re"sen nazara alınması gerekir. Hal Böyle olunca mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla esasa ilişkin hüküm kurulması isabetsiz olup, davacı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 03.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.