Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/2679 Esas 2016/5646 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2679
Karar No: 2016/5646
Karar Tarihi: 01.06.2016

Yağma - Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2016/2679 Esas 2016/5646 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada, sanığın yağma suçundan mahkum olduğu belirtilir. Mağdur, olay günü çalıştığı taksiye sanığın müşteri olarak bindiğini ve taksinin seyir halindeyken parası olup olmadığını sorduğunu ve parası olduğunu belirtmesine rağmen parasını gösterememesi üzerine araçtan inmesini istediğini, sanığın ise araçtan inmek istemediğini ve kendisini korkutarak taksiyi çaldığını söylediği ifade edilir. Sanık ise aracı çaldığını kabul etmekle birlikte, mağduru tehdit etmediğini ve bıçağın kendisine ait olmadığını savunur. Mahkeme, mağdurun ifadeleri arasında çelişkiler olduğunu ve savunmanın dikkate alınmadığını belirterek kararı bozar.
TCK'nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi sebebiyle bu hususun yeniden değerlendirilmesi gerektiği vurgulanır. Kanunun 53. maddesi, suç işleyen çocuklar için verilecek cezaları düzenlemektedir.
6. Ceza Dairesi         2016/2679 E.  ,  2016/5646 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Yağma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

    Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

    Ancak,

    1-Olayın mağduru ..."ın 13.06.2015 tarihli emniyetteki ifadesinde, özetle olay günü şoförü olarak çalıştığı ticari taksiye, sanığın müşteri olarak bindiğini, taksi seyir halindeyken sanığa parası olup olmadığını sorup, parası olduğu yanıtını alması üzerine görmek istediğini sanığın parayı gösterememesi üzerine araçtan inmesini istediğini, sanığın araçtan inmek istemediğini, kendisi araçtan inerek arka bagaja doğru yöneldiğinde, sanığın çalışır vaziyetteki taksinin sürücü yerine geçerek gaza basıp gittiğini beyan ettiği,

    Mağdurun, ...6. Asliye Ceza Mahkemesindeki 09.07.2015 tarihli celsedeki ifadesinde ise, “... sanığın yaz günü olduğu halde pardesü giymesinden şüphelendiğini, taksimetrenin epey yazması üzerine sanığa bunu ödeyecek paran varmı diye sorduğunu, varsa göster dediğini, bunun üzerine sanığın "seni keserim" dediğini, sanığa araçtan inmesini söylediğini, bu sırada sanığın elini beline atınca kendisinden korkarak arabadan indiğini, sanığında takisiyi alıp götürdüğünü” beyan ettiği,

    Mağdurun ...3. Ağır Ceza Mahkemesindeki ifadesinde de sanığın kendisini korkutmak suretiyle arabayı aldığı şeklindeki beyanını tekrarladığı,

    13.06.2015 tarihli "Teslim Tutanağına" göre, olaydan sonra bir kaza sonucu sanığın suça konu araç ile yakalandığı, ticari taksinin ruhsat sahibi olan ..."nun araçta bulunan bıçağın araca ait olduğunu beyan etmesi nedeniyle söz konusu bıçağın bu şahsa teslim edildiği,

    Mağdur ... ile araç sahibi ..."in kovuşturma aşamasında ise, araçta ele geçirilen bıçağın sanığa ait olduğunu iddia ettikleri,

    Sanığın ise, aracı çaldığını kabul etmekle birlikte, mağduru tehdit etmediğini ve araçta bulunan bıçağın da kendisine ait olmadığını savunması karşısında;

    Tamamı sözlü anlatımdan oluşan iddia ve/veya delillerin birbiriyle çelişmesi halinde, hangi anlatıma ne sebeple üstünlük tanındığı açıklanıp, vicdani kanı ilkesine uygun, gerekçelendirilebilir ve temyiz merci tarafından denetlenmesi mümkün bir sonuca ulaşılması gerekmektedir.

    Somut olayda ise;

    Mağdur ..."ın aşamalarda kendi içinde ayrıca tanık .... açıklamaları ile çelişen beyanları arasında açık aykırılık duraksamaya yer vermeyecek şekilde giderilip, savunmada göz önünde tutularak, lehe-aleyhe tüm beyanlar değerlendirilip hangisine ne sebeple üstünlük tanındığı karar yerinde denetlenebilir şekilde açıklanıp tartışılmadan genel geçişli ifadeler kullanılıp, eksik soruşturmayla yetinilerek duruşmaya devamla yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,

    2-Uygulamaya göre de, TCK"nın 53. maddesinin 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140- 2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, bu hususun yeniden değerlendirilmesi lüzumu,

    Bozmayı gerektirmi, sanık ...savunmanının temyiz itirazı bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.