"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "ortaklığın giderilmesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tekirdağ 1.Sulh Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 15.6.2005 gün ve 2003/1140 E. 2005/602 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 21.2.2006 gün ve 2006/10908 E. 1530 K. sayılı ilamı ile,
(...Dava iki adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkeme aynen bölüştürme suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davalı vekilinin 593 parselin esasına yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin 592 ve 593 parsellere ilişkin diğer temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın giderilmesi istenen 592 ve 593 parsellerin tapuda elbirliği ve paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, ½ payın davalı Emin B...., ½ payın davacıların miras bırakanı Mehmet B.... adına kayıtlı bulunduğu, mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen ifraz krokisine göre ikiye bölünmelerinin mümkün olduğu, il idare kurulunun 02.02.2005 tarihli kararı ile bilirkişinin ifraz krokisindeki bölünme şekline onay verildiği, tüm paydaşların taşınmazların 1/2 payının Mehmet B.... mirasçıları arasında ortak bırakılmasına muvafakat ettikleri uyuşmazlık konusu değildir.
Davacılar vekili gerek dava dilekçesinde gerekse yargılama süresince yaptığı açıklamalarında davalının ve davacıların kullanım durumlarını ayrıntılı olarak belirttikten sonra bu kullanma biçimine göre taşınmazların ikiye bölünmelerini istemiştir. Uzman bilirkişinin düzenlediği rapor ve ifraz krokisinde tarafların fiili kullanım ve taksim şekli belirlenerek 592 parselde 1 nolu bölüm üzerindeki basit yapıların Mehmet B.... mirasçılarına, 2 nolu bölüm üzerindeki basit yapıların ise davalıya ait olduğu belirtilmiştir. Davacılar vekili 07.04.2004 tarihli oturumdaki imzalı beyanıyla 592 parselde 1 nolu bölümün davacılara, 2 nolu bölümün davalıya bırakılmasını kabul etmiş, fakat 593 parselde 2 nolu bölümün davacılara, 1 nolu bölümün ise davalıya verilmesini istemiştir.
Davalı vekili 25.06.2004 tarihli oturumda 592 parsel için davacılar vekilinin beyanına aynen katılmış ancak 593 parselin bölünme şekline karşı çıkmış, böylece sadece 593 parselin bölünme şeklinde uyuşmazlık doğmuştur. Bu durumda mahkemece tarafların bölünme şeklinde anlaşamadıkları 593 parsel için kura yöntemiyle hangi bölümün hangi paydaşa verileceğinin belirlenmesi ile yetinilmesi gerekirken, davacılar vekilinin istemi üzerine birbirine bitişik iki taşınmaz tek bir taşınmaz gibi düşünülerek 592 parsel içinde kura yöntemine başvurularak tarafların fiili kullanımlarına ve anlaşmalarına aykırı şekilde aynen bölüşme kararı verilmesi isabetsiz olmuştur.
3-Öte yandan taşınmazların aynen bölüştürülmelerine karar verildiğine göre 592 ve 593 parsellerin değeri üzerinden %03,6 oranında harç alınması gerekirken %09 oranında harç alınması da doğru değildir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 28.02.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.