Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/14766
Karar No: 2017/1622

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/14766 Esas 2017/1622 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, tapulu taşınmazlarının orman niteliği taşıdığını iddia ederek tapularının iptali ve orman niteliği ile yeniden tescil edilmesini istemiştir. Müdahil gerçek kişiler ise taşınmazların kendilerine ait olduğunu savunmuş, davalı idare ise taşınmazların kendilerine tahsis edildiğini iddia etmiştir. Mahkeme, orman yönetiminin çekişmeli taşınmazların yüzölçümünün eksik ölçüldüğü iddiası ile açtığı davanın reddine, taşınmazların yenileme tutanağındaki gibi tapu maliki adına tapuya kayıt ve tesciline; taşınmazların orman niteliğinde olduğu iddiası ile açılan davada ise mahkemenin görevsizliğine karar vermiştir. Temyiz incelemesinde, dava dosyasının yeterli şekilde araştırılmadığı ve orman kadastrosuna göre çözümlenmemesi nedeniyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Yerel mahkeme tarafından orman kadastro harita ve tutanaklarına göre taşınmazların durumunun belirlenmesi gerekmektedir.
Kanun Maddeleri: 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 ve 22/2-a maddeleri, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi ve Uygulanması Hakk
20. Hukuk Dairesi         2015/14766 E.  ,  2017/1622 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ile asli müdahil gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi vekili kadastro mahkemesine verdiği 08.10.2010 tarihli dava dilekçesinde ... ilçesi, ... mahallesi ... ada ... (eski ...), ... ada ... (eski ...), ... ada ... (eski ...), ... ada ... (eski ...) parsel sayılı taşınmazların ham toprak niteliğiyle ... adına tapuda kayıtlı olduğunu, yörede 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosunun askıya çıkarıldığını, taşınmazların davalı adına tesbit edildiğini, ancak, kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını iddia ederek, tapularının iptali ile orman niteliği ile ... adına tesciline karar verilmesini istemiş, müdahil gerçek kişiler taşınmazların kendilerine ait olduğu iddiasıyla; ... Genel Müdürlüğü ise “su parkı ve müzesi” olarak kullanılmak üzere Milli Emlak Genel Müdürlüğünce kendilerine tahsis edilmiş olduğu iddiasıyla (davalı ... yanında) davaya müdahil olarak katılmıştır.
    Mahkemece, Orman Yönetiminin çekişmeli taşınmazların yüzölçümünün eksik ölçüldüğü iddiası ile açtığı davanın reddine, taşınmazların yenileme tutanağındaki gibi tapu maliki adına tapuya kayıt ve tesciline;
    Taşınmazların orman niteliğinde olduğu iddiası ile açtığı davada mahkemenin görevsizliğine;
    Asli müdahiller ..., ..., ..., ... ve ... tarafından açılan davaların da görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.11.2013 gün ve 5470-9750 sayılı kararı ile onanmış, tapu iptali ve tescil istemine ilişkin dava genel mahkemeye aktarıldıktan sonra, Meram belediyesi, taşınmazların mera niteliğinde olduğu ve ilgili köy tüzel kişiliklerinin belediyeye devredilmesi nedeniyle belediye adına tescili gerektiği iddiasıyla müdahil olmuş, mahkemece, Orman Yönetiminin davasının ispat edilemediğinden reddine, müdahillerin davasının 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesi gereğince reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve asli müdahil gerçek kişiler vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi gereğince yapılan uygulama kadastrosuna itiraz süresi içinde açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Yörede 2005 yılında ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde çalışmaları ile 1953 yılında yapılıp kesinleşen arazi kadastrosu ve 2010 yılında yapılan uygulama kadastrosu çalışmaları vardır.
    1- Müdahil gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına; kararın dayandığı gerekçeye göre; çekişmeli taşınmazların geldisini oluşturan ..., ..., ... ve ... parsellerin 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosu ile oluştuğu, önce gerçek kişiler adına tespit edilmiş iken, farklı köy tüzel kişilikleri tarafından açılan Hazinenin de taraf olduğu dava sonucunda Konya Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 1954/4-1957/149 sayılı kararıyla mera olarak sınırlandırıldığı, daha sonra Hazinece vasıf değişikliği yapılarak ham toprak niteliğiyle tapuya tescil edildiği, gerçek kişilerin kadastro öncesi nedene dayalı olarak tapu kaydının iptali istemiyle müdahil oldukları tarihe kadar 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre geçirildiğine ve mahkemece müdahillerin davalarının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2- Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; yönetim, davasını 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan kadastro paftası yenileme çalışmalarının askı ilan süresi içerisinde, kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak açmış, kadastro mahkemesince 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi çalışmalarında bir hata bulunmadığı belirlenerek, mülkiyete ilişkin uyuşmazlık genel mahkemeye devredilmiştir. Mahkeme, taleple bağlı olarak araştırma ve inceleme yapmalıdır. Orman Yönetimi mülkiyete ilişkin olarak kesinleşmiş orman kadastrosuna dayandığına göre, davanın da kesinleşen orman kadastrosuna göre çözümlenmesi gerekir. Bu yönde görevli mahkemece yeterli araştırma ve inceleme yapılmamış, bozma kararı öncesinde kadastro mahkemesince yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda taşınmazların bir bölümünün 2005 yılında yapılan Hıdrellez Devlet ormanı sınırı içinde kaldığı belirlenmiş, mahkemece, taşınmazların eski tarihli resmi belge niteliğindeki 1963 tarihli memleket haritası ve bu haritanın yapımına esas alınan 1959 tarihli hava fotoğraflarında orman sayılan yer olmadığı şeklindeki dosya kapsamına uygun olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Bir yerde orman kadastro çalışması varsa, taşınmazların orman olup olmadığı, kesinleşen orman kadastro haritası ve tutanaklarının zemine yöntemince uygulanması ile belli olur.
    O halde öncelikle; 2005 yılında yapılan orman kadastrosunun iptali için dava açılıp açılmadığı araştırılmalı, varsa bu davanın sonucu bekletici mesele yapılmalı, davanın sonucuna göre veya açılmış bir dava yoksa, mahkemece, çekişmeli taşınmaz ve çevresine ait 3402 sayılı Kanunun 22/2-a madde uygulaması sonucunda düzenlenen kadastro paftası, yörede yapılan orman tahdidine ait işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazların bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örnekleri getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve tapu fen memurundan oluşturulacak, bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır, sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman
    Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, çekişmeli taşınmazların orman kadastrosu haritalarına göre konumu 3402 sayılı Kanununun 22/2-a madde uygulaması sonucunda düzenlenen kadastro paftası üzerinde gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek, taşınmazların kesinleşen tahdit haritasındaki konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, orman kadastro harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
    SONUÇ:1) Yukarıda bir numaralı bentde açıklanan nedenlerle; müdahil gerçek kişiler vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
    2) İki numaralı bentde açıklanan nedenlerle davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 28.02.2017 günü oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi