Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/1844
Karar No: 2020/170
Karar Tarihi: 08.01.2020

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/1844 Esas 2020/170 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen karara göre, Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, mahkeme sigortacının rücu hakkının oluşmadığını belirterek davayı reddetmiştir. Davacı vekili itirazda bulunmuş, ancak Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddetmiştir. Ancak Yargıtay, davacının istinaf edebileceği doğru mahkeme türünün asliye ticaret mahkemeleri olduğuna karar vermiştir. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı bozmuştur ve dava dosyası ilk derece mahkemesine gönderilmiştir. Bu karar, TTK 4-1-a ve 5. maddeleri ile HMK'nın 1/1, 114/1-c ve 353/1-a.3 maddelerine dayandırılmıştır.
11. Hukuk Dairesi         2019/1844 E.  ,  2020/170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Denizli 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12/12/2017 tarih ve 2016/71 E- 2017/692 K. sayılı kararın Davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin Esastan Reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi"nce verilen 10/12/2018 tarih ve 2018/527 E- 2018/1982 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi Davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkili ile dava dışı Burgan Finansal Kirala A.Ş. arasında makine kırılması sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçeye konu Volvo marka kamyonun adı geçen şirket tarafından dava dışı Kaya Haddecilik Ltd. Şti "ne finansal kiralama yolu ile devredildiğini, aracın davalılardan ..."nin kullanımında iken devrilerek hasar gördüğünü, hasar bedelinin müvekkili tarafından ödendiğini, sürücünün tam kusurlu olması nedeniyle rücu haklarının doğduğunu, diğer davalıların sürücü ..."nin iş verenleri olduklarını ileri sürerek, 48.970,00 TL "nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, TTK"nın 1429 maddesi uyarınca sigortacının dava hakkının bulunmadığını, rücu koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; TTK"nın 1429. maddesi gereğince sigortacının aksine bir sözleşme bulunmadıkça sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiillerinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazmin ile yükümlü olduğu, dava konusu olayda; sigortalının aracı rıza ve muvafakat göstererek davalılara teslim ettiği, bu kişilerin sigortalı sayılmalarının yasa gereği olduğu, sigortalı mala kasten zarar verildiğinde ileri sürülmediği bu nedenle davacının davalılara rücu hakkının doğmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, dava dışı finansal kiralama şirketinin davaya konu aracı finansal kiralama sözleşmesi yolu ile yine dava dışı Kaya Haddecilik Ltd. Şti"ne devrettiği, adı geçen şirketin de dosya içerisinde örneği bulunan ""üretim, işletme ve tek satın alma sözleşmesi"" başlıklı sözleşme ile davalılar ... ve ... ortaklığına devrettiği, sözleşme içeriği incelendiğinde; Kaya Haddecilik Ltd. Şti "nin gösterdiği sahada yine Kaya Haddecilik Ltd. Şti"nin ekipmanları ile üretim yapılmasının ve çıkan mermerlerin adı geçen şirkete satılmasının kararlaştırıldığı, bir taşeronluk sözleşmesi niteliğinde olduğu söz konusu sözleşme uyarınca; davalılar ... ve ..."ın sigortalının 6102 sayılı TTK"nın 1429. maddesinde bahsi geçen, ""fiillerinden sorumlu olduğu kişiler"" niteliğinde oldukları ve bu hali ile davacı ... şirketinin adı geçen davalılar ve onların işçisi diğer davalı ... aleyhine rücu isteminde bulunamayacağı anlaşılmakla, usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına karşın davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 
    (1) Dava makine kırılması sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup Denizli Asliye Hukuk Mahkemesi’nce davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce istinaf başvurusu esastan reddilmiştir.
    6102 sayılı TTK 4-1-a maddesinde, TTK"da öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava olarak kabul edilmiştir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesi uyarınca da, ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesinde görülür. Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. 6100 sayılı HMK’nın 1/1. maddesi gereğince de mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olup aynı zamanda HMK"nın 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Somut olay sigorta sözleşmesinden kaynaklanmakta olup taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemeleri görevlidir. Kamu düzenini ilgilendiren görev hususunda Bölge Adliye Mahkemesince res’en ilk derece mahkemesinin kararının görevsizlik nedeni ile kaldırılarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine 6100 sayılı HMK’NIN 353/1-a.3 hükmü uyarınca kesin olarak karar verilmesi gerekirken istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru olmamış, BOZMAYI gerektirmiştir.
    (2) Bozma sebep ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının res’en BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelemeye bu aşamada yer olmamasına, HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 08/01/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi