14. Hukuk Dairesi 2016/6299 E. , 2017/3361 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.06.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.01.2016 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar ... ve... vekili ile davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 25.04.2017 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. ... ile karşı taraftan davalı asil ... (vekili mazeret gönderdi) geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil; ikinci kademede alacak istemlerine ilişkindir.
Davacı, davalı ... ile 21.04.2008 günü ....Noterli’nde düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca 4 parsel sayılı taşınmazdaki 10 ve 13 numaralı bağımsız bölüm dükkanların satışının vaat edildiğini, sözleşmede bedel 55.000 TL olarak belirtilmiş ise de 2.210.000$ ödendiğini, davalı ...’ın mal kaçırmak amacıyla 13 numaralı bağımsız bölümü taşınmazın önceki maliki ve işvereni olan ...’ın kızı davalı ...’e bağış yoluyla; 10 numaralı bağımsız bölümü de diğer kızı davalı ...’e satış yoluyla devrettiğini, devirlerin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, taşınmazların adına tescilini veya ödenen 2.210.000$ bedelin ödeme tarihi 24.04.2008 tarihinden itibaren işleyen faizi ile birlikte alınmasını istemiştir.
Davalılardan Orhan, dava dışı ...’ın tüm taşınmazlarını tarafına bedelsiz devrettiğini, anılan önceki malikin talimatı ile davacı ile satış vaadi sözleşmesi düzenlediğini, yine talimat üzerine taşınmazları diğer davalılara bedelsiz devrettiğini, davacıya zarar verme amacı taşımadan işvereni ...’ın talimatlarını yerine getirdiğini; davalılar ... ve ... ise, dava dışı babaları ...’ın ekonomik sıkıntı nedeniyle taşınmazları davalı ...’a devrettiğini, ...’a maddi destek sağladıklarından taşınmazların tarafına devredildiğini, davalı ... ile davacının eylem birliği içerisinde olup, başka hukuki sorunlardaki anlaşmazlıkların çözümünü zorlamak için davanın açıldığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların kötüniyetli oldukları kanıtlanamadığı gerekçesiyle tapu iptali ve tescil isteminin; davacının davalı ...’na bedel ödemediğini söylediği gerekçesiyle de bedel isteminin reddine dair verilen karar davacı vekili temyizi üzerine Dairemizin 21.10.2014 tarihli 2014/6285 Esas- 2014/11493 Karar sayılı ilamıyla"... kat irtifakı kurulu 4 parsel sayılı taşınmazdaki dava konusu bağımsız bölümler dava dışı ... ... adına kayıtlı iken, satış nedeniyle davalı ... adına tescil edilmiş, Orhan da 13 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetini 06.08.2008 günü bağış yoluyla davalı ...’ye; 10 numaralı bağımsız bölümün mülkiyetini de aynı tarihte satış yoluyla davalı ...’e devretmiştir. Davacı, davalıların kötüniyetli olduklarını taşınmazların yolsuz olarak tescilini sağladıklarını iddia etmiştir. Bu durumda öncelikle davalının TMK’nın 1023. maddesi uyarınca iyiniyetli olup olmadığı, TMK’nın 3. maddesi hükmü karşısında yararına geçerli bir tescilin sonuçları meydana gelip gelmeyeceği saptanmalıdır. Önceki malik ...’ın davalılar... ve ...’ün babası olduğu anlaşılmaktadır. Davalı ...’ın da 1998 yılında ... Kuyumculuk Tur. Tic. Ltd. Şti’de çalıştığı, dava dışı ..., davacı ve davalılar... ile ...’ün ... Ltd. Şti’nin ortakları arasında yer aldığı görülmektedir. Davalılar.... cevap dilekçesinde ekonomik sıkıntı duyan babaları ...’a maddi destek verdiklerini belirtmeleri; davalı ...’a taşınmazların muvazaalı olarak devredildiğini ve önceki malik ...’ın istemiyle taşınmazların davacıya satışının vaat edildiğini bilmemeleri hayatın olağan akışına aykırıdır. Ayrıca, davacı dava dışı ... ve davalılar... ile ...’ün aynı şirkette ortak olduklarından aralarındaki ticari ilişkilerin bilinmemesi, bir çalışanın malik olduğu taşınmazı işverenin kızına bağış yoluyla bedelsiz devretmesi de hayatın olağan akışına aykırıdır. Davalıların iyiniyetli olmadıkları anlaşıldığından mahkemece davacının tapu iptali ve tescil isteminin kabulü gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi doğru görülmemiştir." gerekçesiye bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili, davalılar ... ve... ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalılardan ..."ün ... Ltd. Şti. Ortaklarından olmadığı anlaşılmış; ancak, sonuca etkili görülmediğinden davalılar ... ve ...vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; harç, Devletin mahkemeler aracılığı ile yaptığı adlî hizmete ondan yararlananların katkısıdır. (16.11.1983 gün ve 5/6 sayılı İBK).
Başvuru harcı; dava açılırken veya davaya müdahale, ihtiyatî tedbir, ihtiyatî haciz, delil tespiti talebinde bulunanlar tarafından peşin olarak ödenmesi gereken harçtır.
Karar ve ilam harcı; konusu belli bir değerle ilgili bulunan davalarda, hüküm verilmesi hâlinde hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değer üzerinden nispî olarak alınan harçtır. Nispî karar ve ilam harcının 1/4’ü başvurma harcında olduğu gibi, dava açarken davacı tarafından peşin olarak ödenir. Peşin olarak ödenecek 1/4 oranında karar ve ilam harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanır.
Mahkeme, talep olmasa dahi yargılama giderlerine ve vekâlet ücretine de kendiliğinden karar vermekle yükümlüdür. Nitekim 29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı da bu yöndedir. Mahkeme, hükmünde, yargılama giderlerini tamamen veya kısmen unutmuş ve hüküm bu şekilde kesinleşmiş ise, davayı kazanmış olan taraf yargılama giderleri için ayrı bir dava açamayacaktır. Çünkü yargılama giderlerine yalnız asıl davada ve kendiliğinden karar verilir. Harç miktarı ve vekâlet ücreti de dava değerine göre belirlenmektedir.
Somut olayda davacı dava açarken 51.236,25 TL nispi harç yatırmıştır. Mahkemece davanın kabulüne karar verildiğine göre yargılama giderlerinden olan ve başvuru sırasında davacı tarafından yatırılan 51.236,25 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken bu hususta hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalılar ... ve ...vekilinin ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.480 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılar ... ve... ..."den alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
25.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.