19. Hukuk Dairesi 2016/4359 E. , 2016/15093 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki asıl dava itirazın iptali birleşen davada menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın reddine birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin davalıya 15.000,00 TL tutarında balık sattığı, 30/07/2013 tarihinde teslim ettiğini, davalının iki adet 7.500 TL"lik çekleri keşide ederek müvekkiline teslim ettiğini, 05/02/2014 keşide tarihli 7.500 TL bedelli çekin keşide yeri yazılmayarak çekin zorunlu unsurunun eksik bırakıldığı ve çek bedeli ile banka sorumluluk miktarının tahsil edilemediğini, zorunlu unsur eksik olduğundan kambiyo yolu ile icra takibi yapılamadığını, ihtarname keşide edildiği, ödeme yapılmaması üzerine icra takibine geçildiği, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı davacı ile arasında hukuki ilişki mevcut olmadığını, davalı vekil duruşmadaki beyanında davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında herhangi bir şahsi- ticari ilişki olmamasına rağmen, müvekkili aleyhine 7.500,00 TL alacak talebiyle...Müdürlüğü 2014/261 sayılı dosyası ile icra takibine girişildiğini, takip konusu faturanın dayanağı olan herhangi bir borçlandırıcı işlemin davalı şirket ile müvekkil arasında yapılmadığını ileri sürerek müvekkilinin davalı şirkete bu şekilde bir borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacı borçlu aleyhine icra takibine girişildiği, takibe itiraz nedeniyle davacı aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, itirazın iptali davası devam ederken borçlunun menfi tespit davası açmasında hukuki yararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delilere göre, T. İş Bankası Foça Şubesi"ne ait davalı ..."ün 321599 no"lu hesabından 2011/732 no"lu 05/02/2014 keşide tarihli 7.500,00 TL bedelli çekin düzenleme yerinin belirtilmiş olduğu, bu nedenle geçersiz bir çekten söz edilemeyeceği, çeki ciro eden davacı şirketin çekten doğan alacağı devretmiş olduğu, çekin tekrar ciro veya ödeme yoluyla davacıya geldiğini gösteren bir belgenin dosyada yer almadığı, bu haliyle davacı şirketin çeke dayalı olarak davalıdan bir talepte bulunamayacağı, davacının temel ilişkiye dayanarak alacağı talep etmesi için çekinde ibrazının şart olduğu, aksi durumda davalının çeki ibraz eden kişiye bir daha ödeme yapmak zorunda kalabileceği, icra takibine dayanak 30/07/2013tarih 78351 no"lu 15.000,00 TL bedelli fatura içeriği 1.400 adet levrek balığının davalıya tesliminin kanıtlanamadığı, bu konuda dosyaya ibraz edilen irsaliyeli faturada davalının veya temsilcisinin imzasının yer almadığı, bu nedenle temel ilişkinin de ispatlanamadığı gerekçesiyle, davacı Emre Balıkçılık Su Ür. İnş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının reddine, davalının haksız takip tazminat talebinin reddine, Davacı ... tarafından Emre Balıkçılık Su Ür. İnş. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti aleyhine açılan ve birleştirilen İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2015/238 E. Sayılı menfi tespit davasının kabulüne, davacının aleyhine girişilen Foça İcra Müdürlüğü"nün 2014/261 E. Sayılı icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitine, davacının haksız takip tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm asıl davada davacı – birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, asıl davada davacı- birleşen davada davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-İtirazın iptali davası açıldıktan sonra borçlunun aynı alacak sebebiyle menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Mahkemece birleşen dava yönünden hukuki yarar yokluğundan red kararı verilmesi gerekirken davanın kabulü ile esası hakkında karar verilmesi doğru olmamış mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu benttea çıklanan nedenlerden asıl davada davacı – birleşen davada davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.