
Esas No: 2015/11641
Karar No: 2017/3358
Karar Tarihi: 25.04.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/11641 Esas 2017/3358 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06/06/2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11/02/2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin davalılar ile birlikte iştirak halinde malik olduğunu, miras bırakan ... adına kayıtlı... İli, ... İlçesi,... Mahallesi, Korucuk Mevkii ... ada...parselde kayıtlı 1, 2, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 ve 16 no’lu bağımsız bölümlerde paydaşlığın devamı mümkün olmadığından ortaklığın aynen taksim mümkün olmazsa açık arttırma yoluyla satış suretiyle giderilmesini talep etmiştir.
Davalılar tarafından cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalılar ve vekilleri duruşmalarda aynen taksim mümkün olmazsa satış talep etmişlerdir.
Mahkemece, davanın kabulü ile satış suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanunu’nun 642.maddesine göre; “Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır…”; 650. maddesinde ise; “Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar. Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur"a çekilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden açıkça anlaşılacağı üzere, hakim, miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapabilir.
Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı öncelikle aynen taksim isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde gereğinde fark para ödetmek yoluyla, denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir.
Bu yolla aynen taksimi gerçekleştirme olanağı olan mahkemenin mallar üzerinde ortaklığı ve uyuşmazlığı sürdürecek, sonuçta mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi, açıklanan yasal düzenlemelere de aykırıdır.
Somut olaya gelince; dosya arasında bulunan tapu kaydına göre 10433 ada 1 parsel no’lu taşınmaz üzerinde kat irtifakı kurulu yapının, dubleks mesken niteliğindeki 1, 2, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15 ve 16 no’lu bağımsız bölümleri tarafların miras bırakanı... adına tapuda kayıtlı olup ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 12.11.2010 tarih ve 2010/1390 Esas 2010/1444 Karar sayılı mirasçılık belgesine göre mirasının 28 pay kabul edilerek 7 payın eşi olan davalı ...’a, 3’er payın da çocukları olan davacı ve diğer davalılara aidiyetine karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflarca aynen paylaştırılması istenen 15 adet taşınmaz ve bunları paylaşacak 8 mirasçı bulunduğuna göre mahkemece yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler de nazara alınarak oluşan sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de; mirasbırakan ... baba adının mirasçılık belgesinde “Memet”, tapu kaydında ise “Mehmet” olduğu anlaşılmakla tapu kaydının nüfus kayıtlarıyla uyumlu hale getirilmemesi, 10433 ada 1 parsel no’lu taşınmazda kayıtlı 3 no’lu bağımsız bölümün başkasına ait olduğu hususunun tapu kaydından anlaşılması ve taraflarca talep edilmemesine rağmen satılması, taşınmazlarda elbirliği mülkiyetinin bulunması nedeniyle satış bedelinin mirasçılık belgesine göre paylaştırılmaması ve satışın genel açık arttırma suretiyle yapılacağının gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 25.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.