11. Hukuk Dairesi 2019/1868 E. , 2020/169 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 2. Tüketici Mahkemesince verilen 10/01/2019 tarih ve 2018/176 E- 2019/16 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 21/02/2019 tarih ve 2019/167 E- 2019/204 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin Ziraat Bankası Kayseri...Şubesinde adına dört ayrı vadeli döviz hesabında Euro olarak bulunan parasının bilgisi ve onayı olmadan Ziraat Bankası Sanayi Şubesine aktarıldığını, ve faiz oranında 2,50’den 1,50’ye düşürüldüğü, bu işlemler nedeniyle müvekkilinin zarara uğradığını elire sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak şartıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın aktarma tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, işlemin 21/10/2015 tarihinde % 2,5 ile şubeden şubeye hesap aktarımı olduğunu, faiz oranının yine % 2,5 olduğunu, ancak faizin dönem sonu 17/06/2016 olması nedeniyle o tarihte güncel olan ne ise o faiz oranı verildiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu , toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; bilirkişi raporlarında bankaların işlemlerin daha kolay ve seri olmasını sağlamak, müşteri memnuniyetini artırmak, aynı grup müşterileri aynı şubelerde toplayarak daha nitelikli hizmetler
vermek amacıyla dönem dönem şubeler arası müşteri devirlerinin yapıldığı, bankaların genel uygulamasında bu tip devirlerin müşteriye sorulmadan yapıldığı, somut olayda da banka, hinterland düzenlemesi kapsamında mevduat müşterilerinin adreslerine yakın şubelerden hizmet almasını sağlamak amacıyla hesapları sanayi şubesine devrettiği, davacının 04/08/2016 tarihinde mevduat hesaplarının devredildiği şubedeki hesaplarından itiraz etmeksizin ana para üzerine tahakkuk etmiş faizlerini tahsil ettiği, kaldı ki bu devir nedeniyle davacının herhangi bir nedenle faiz veya buna benzer maddi kayba sebebiyet verilmediği, mevduat hesaplarının devreden şubede olduğu gibi aynı şartlarla devam ettiği ve devir nedeniyle herhangi bir faiz oranı düşürülmesi veya değişikliği işleminin söz konusu olmadığı, davacının maddi olarak bir zararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.Bölge Adliye Mahkemesince, bilirkişi raporları ile mevduat hesap sözleşmesinin 3. Maddesindeki vade sonunda müşteri talimat vermemesi halinde aynı vade ve yenileme tarihinde geçerli olan faiz oranı üzerinden yenilenmiş sayılacağına dair hüküm gözetildiğinde, somut olayda davacının 13/06/2013 tarihinde ..."ne 366 gün vadeli döviz hesabı açtığı, % 2,5 faiz oranının 13/06/2013 tarihinde açılan mevduatlara 16/06/2014 tarihine kadar verildiği, 16/06/2014 tarihinde vadesi dolan ve faiz tahakkukları yapılan vadeli mevduat hesaplarının faizli bakiyeleri ile vade sonu 17/06/2015 olacak şekilde bankanın o tarihteki güncel faiz oranı % 2,20 faiz oranı ile aynı mevduat türünden 1 yıllık (366 günlük) temdit edildiği, 17/06/2015 tarihinde vadesi dolan ve faiz tahakkukları yapılan vadeli mevduat hesaplarının faizli bakiyeleri ile vade sonu 17/06/2016 olacak şekilde bankanın o tarihteki güncel faiz oranı % 1,80 faiz oranı ile aynı mevduat türünden 1 yıllık (366 günlük) temdit edildiği, davacıya ait vadeli döviz hesaplarının 21/10/2015 tarihinde bankanın...şubesinden sanayi şubesine devri esnasında vadeli mevduat hesaplarının aynı vadede ve aynı faiz oranları ile devir edildiği, faiz oranlarında yıllar itibariyle düşüş yaşandığı, davacının anılan işlemlerden kaynaklı herhangi bir zararının olmadığı bilirkişi raporları ile anlaşılmakla, ilk derece mahkemesinin anılan gerekçelerle davanın reddi ilişkin kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 6502 sayılı Yasa"nın 73/2.maddesi gereğince tüketici mahkemelerinde tüketici tarafından açılan davalar harçtan muaf olduğundan davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 08/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.