Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/2724
Karar No: 2021/1192
Karar Tarihi: 23.02.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/2724 Esas 2021/1192 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2020/2724 E.  ,  2021/1192 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 24/10/2007 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/01/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ile davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili, davacıların mirasbırakanı Hakkı Yıldırım’ın paydaş olduğu 23 adet taşınmazda davalıların ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.06.2006 tarih ve 2001/13 Esas, 2006/41 Karar sayılı dosyasında açtıkları cebri tescil davasının davalılar lehine sonuçlandığını, bu hükmün 10.10.2007 tarihinde kesinleştiğini, hükmün kesinleşmesinden itibaren süresi içinde davalılar adına tesciline karar verilen bu payların önalım hakkı nedeniyle iptali ve davacılar adına tescilini istemiştir.
    Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 159 nolu parselde davacıların malik olmadıkları gerekçesiyle bu parsele ilişkin davanın reddine, diğer 22 adet taşınmaz yönünden de davalıların bu taşınmazlarda paydaş oldukları, paydaşlara karşı önalım hakkının kullanılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen ilk kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 22.09.2011 tarih ve 2011/9743 Esas 2011/9439 Karar sayılı ilamı ile "...Dosyada mevcut tapu kayıtları incelendiğinde, 159 nolu parselde davacıların müstakil payları bulunmamakla birlikte, miras bırakanları Hakkı Yıldırım’ın 36/2688 payı bulunduğu, mevcut mirasçılık belgesindeki mirasçılarının davacı ... vekiline vekaletname vererek tüm mirasçıların muvafakatlerinin alınması nedeniyle davacıların bu parsele karşı dava açmalarında bir usulsüzlük bulunmadığı anlaşılmıştır.
    Ayrıca, 172, 214, 244, 309, 328, 349, 377, 406, 417, 428, 453, 489, 491, 538, 569, 589-6, 34, 661, 730, 759, 851 ve 854 nolu parsellere ait tapu kayıtları incelendiğinde davalılar ... ile Mehmet Doğan’ın taşınmazlardaki paylarını 10.02.1981 tarihinde sattıkları ve taşınmazda başka paylarının bulunmadığı görülmüştür. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine ... Tapu Sicil Müdürlüğünün 05.05.2011 tarih ve 364 sayılı yazılarından da bu durum açıklanmıştır. Mahkemece her ne kadar 172, 214, 244, 309, 328, 349, 377, 406, 417, 428, 453, 489, 491, 538, 569, 589, 634, 661, 730, 759, 851 ve 854 nolu parsellere ilişkin dava, taşınmazlarda davalıların paydaş oldukları ve paydaşa karşı önalım hakkının kullanılamayacağı gerekçesiyle reddedilmiş ise de, mevcut tapu kayıtlarında davalıların paydaş olmadıkları anlaşılmış olup, davacıların bu parsellere karşı dava açmalarında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikle cebri tescil davasına ilişkin kesinleşmiş mahkeme ilamının tapuya tescilinin sağlanması için davacı tarafa süre verilmesi, daha sonra da tüm parseller yönünden işin esasına girilmesi, taraf delillerinin toplanması ve hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken 23 adet taşınmaz hakkındaki davanın yazılı gerekçelerle reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir" şeklindeki gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, 589, 569, 538, 491, 489, 453, 428 ve 634 nolu parsellerde davalılar adlarına olan tapudaki hisselerinin iptali ile davacılar adlarına eşit şekilde tapuya kayıt ve tesciline, 851, 159, 172, 244, 309, 328, 358, 377, 406, 417, 428, 453, 489, 491, 528, 589, 634, 652, 661, 73, 759, 569, 214, 854, 349, 759 ve 854 parsel sayılı dava konusu taşınmazlar yönünden 6100 sayılı HMK"nın 307. maddesi gereği feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili ile davalılar vekili temyiz etmiştir.
    1)Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacılar vekili ve davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddi gerekmiştir.
    2)Davacılar vekili ile davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Davacılar vekili tarafından verilen 10.09.2014 tarihli dilekçe ile 06.11.2014 ve 26.11.2015 tarihli oturumlardaki beyanlarda dava konusu 589, 569, 491, 489, 453, 428 ve 634 parsel sayılı taşınmazlar dışında kalan taşınmazlar yönünden davadan feragat edildiği bildirilmiş, dosyada mevcut 12.02.2008 tarihli ve 34 yevmiye numaralı ile 18.03.2008 tarihli ve 68 yevmiye numaralı vekaletnamesinde davadan feragate yetkili bulunduğu anlaşılmıştır.
    6100 sayılı HMK’nun 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun “Feragat ve kabulün şekli” başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
    Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır. (11.4.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı kararı)
    6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup HMK"nin 294. maddesi uyarınca hüküm yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar olduğundan hüküm fıkrasında mahkemenin neye karar verdiği açıkça yazılmalı ve hükmün infazı mümkün olmalıdır.
    Bunların yanında hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
    Mahkemece, dava konusu taşınmazlardan, feragat edilmeyen 7 adet taşınmaz hakkında davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, bu 7 adet taşınmaz hakkında açılan davanın aynı zamanda feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Ayrıca, davacılar vekilinin 538 parsel sayılı taşınmaz yönünden davadan feragati bulunmasına rağmen bu taşınmaz hakkında davanın kabulüne karar verilmiş olması da doğru görülmemiştir.
    Bu hali ile; çelişki yaratacak, davacılar vekilinin talebini aşacak ve hükmün infazında şüphe ve tereddüt oluşturacak şekilde karar verilmesi doğru olmayıp hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar ve davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    23.02.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi