Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/3354
Karar No: 2017/3344
Karar Tarihi: 24.04.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/3354 Esas 2017/3344 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/3354 E.  ,  2017/3344 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 04.06.2015 gün ve 2014/12775 - 2015/6186 sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde dahili davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Asıl ve birleştirilen dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemlerine ilişkindir.
    Asıl dosya davacısı ... 23.08.2005 tarihli dava dilekçesiyle; 35 ada 59 parsel sayılı taşınmazdaki davalı ..."e ait hisseden 2500 m2"sini .... Noterliği"nin 05.06.2000 tarih ve 4509 sayılı satış vaadi sözleşmesiyle satın aldığını ve bedelini peşin ödediğini, taşınmazın başka davanın konusu olması nedeniyle ferağ işlemlerinin yapılamadığını; ancak, sonradan davalı adına tescil edilmesine rağmen davalının ferağdan kaçındığını ileri sürerek, tapu iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
    Birleştirilen dosya davacısı ... 20.07.2007 tarihli dava dilekçesiyle; davalı ... ile aralarında.... Noterliği"nin 17.05.2000 tarih ve 4026 sayılı gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi tesis edildiğini, buna göre davalının 35 ada 59 sayılı parsel olarak tespit gören taşınmazdaki hissesinin 2 dönümünü kendisine devretmeyi taahhüt ettiğini, satış bedelini peşinen ödediğini, taşınmaz hakkında Kadirli 2. Kadastro Mahkemesi"nde görülen dava nedeniyle zilyetliğin devredilemediği, anılan dosyada verilen ve kesinleşen karar ile davalının hak sahibi olduğunu; kendisinin önceden ...Hukuk Mahkemesi"ne açtığı 2005/532 Esas sayılı davanın Yargıtay bozma ilamına uyularak "taşınmazın imar uygulamasının dava tarihi itibariyle yapılmadığı, dava tarihi itibariyle satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı" gerekçesiyle reddedildiğini ve bu kararın kesinleştiğini; artık imar uygulaması yapıldığından

    ifa olanağının doğduğunu belirterek, tapu iptali ve tescil istemiş; yargılama sırasında 01.06.2010 tarihli dilekçeyle, ..."nun davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
    Asli müdahil ..., asıl davaya sunduğu 12.10.2006 tarihli ve harçlandırılmış asli müdahale dilekçesiyle; 35 ada 59 parsel sayılı taşınmazın Kadastro Mahkemesi"nde dava konusu olduğu dönemde, taşınmazın hissedarlarından olan davalı ..."dan 7000 m2"lik kısmı 03.01.1997 tarihli harici satış sözleşmesiyle satın aldığını ve değerini peşinen ödediğini, davalının anılan dava sonucu taşınmazda hak sahibi olması ancak kendisine devre yanaşmaması üzerine .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nde 2006/29 Esas sayılı tapu iptal ve tescil davası açtığını beyan ederek, müdahil davacı olarak kabulü ile davaların birleştirilmesini istemiş; birleştirilen davaya sunduğu 17.04.2008 harç tarihli müdahale dilekçesiyle de; dava konusu 35 ada 59 sayılı parselle ilgili olarak yapılan imar uygulamasının iptali istemiyle dava dışı kişiler tarafından açılan .... İdare Mahkemesi"nin 2007/37 Esas sayılı dava dosyasının derdest olduğunu ve imar çalışmaları kesinleşmediğinden vakitsiz açılan davanın reddi gerektiğini, kendisinin açtığı davanın kabulle sonuçlanarak adına tescillerin yapıldığını, harici satış sözleşmesinin tarihinin satış vaadlerinden önce yapıldığını, iyiniyetli olduğunu zilyetliğini amaca uygun olarak gereği gibi yerine getirdiğini belirtip, müdahale talebinin kabulüyle davanın reddini talep etmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 15.03.2007 tarih 2006/29 Esas, 2007/253 Karar sayılı dosyasında, ... tarafından ... aleyhine 25.01.2006 tarihinde açılan 03.01.1997 tarihli harici satış sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil davasının davalı tarafından kabul edildiği ve mahkemece bu gerekçeyle "davanın kabulü ile, 35 ada 59 sayılı parsel ile bu parselden ifrazen kaydedilen "1231/1; 1626/2,4,5,6,7; 1627/1; 1628/4; 1203/1; 1234/1; 1235/1; 1200/11,20; 1229/1,2,3,4,5,6; 1230/1,2,3,4,5,6,7; 1239/ada 3,4,5; 1240/3,4; 1243/5 ve 6 parsel sayılı taşınmazlardaki davalı ... paylarının iptali ile ... adına tesciline" karar verildiği ve bu kararın tarafların müşterek dilekçeyle temyiz taleplerinden feragat ettiklerinden 21.06.2007 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
    Öte yandan; dosya içerisinde mevcut Kadirli 2. Kadastro Mahkemesi"nin 26.02.2003 tarih ve 1999/6 Esas, 2003/11 sayılı ilamına göre; birçok taşınmaz hakkında 24.09.1976 tarihinde açılan ve birleştirilerek görülen tespite itiraz ve tescil davalarının yapılan yargılaması sonucunda, "35 ada 27 sayılı parselin 508403m2 olarak tespitine itiraz üzerine, Komisyonun 18.05.1984 tarih ve 483 sayılı "27 sayılı parselin tespitinin iptaline, 27 parselin miktarının 54770 m2"ye indirilmesine, bu parselden ayrılan 209000 m2"lik bölümün 35 ada 58 numaralı parsel olarak, 80000 m2"lik bölümünün 35 ada 59 numaralı parsel olarak ve 246950 m2"lik bölümünün de 35 ada 60 numaralı parsel olarak tesciline" dair verilen kararına karşı tapu ve vergi kayıtları ile zilyetliğe dayalı olarak açılan

    tespitin iptali ve tescil davaları olup; 35 ada 59 sayılı parsel yönünden "Teknik bilirkişinin 25.02.2002 tarihli rapor ve rakrokisinde 35 ada 59 numaralı parselin 80000 m2"lik olarak 305 tarih 6 numaralı tapu kaydı ve 48 tahrir numaralı vergi kaydı miktarı olarak tarla vasfıyla 27/A ile gösterilen 2273 m2"lik, 58/B ile gösterilen 55173 m2"lik, 60/A ile gösterilen 11360 m2"lik, 58/I ile gösterilen 491 m2"lik bölümler ki toplam 69297 m2 olarak tapu ve vergi kayıt maliklerinin zilyetliklerinde olan bölüm ile vergi ve tapu kayıt miktarı ile toplam 149297 m2 yüzölçümlü ve tarla vasfıyla 35 ada 59 numaralı parsel adı altında ....tamamı 99252 hisse kabul edilerek ....3274 hissesinin ... ...adlarına tapuya kayıt ve tesciline" karar verildiği ve hükmün kesinleşerek infaz edildiği görülmektedir. Diğer taraftan; 35 ada 59 parsel sayılı taşınmazın tespiti itirazlı iken ve miktarı 80000 m2 olarak kayıtlıyken kısmen imar uygulamalarına tabi tutulduğu ve 19.03.1999 tarihinde 4507.05 m2 düştükten sonra 75492.95 m2 kalıp, 17.10.2003 tarihinde 7173.73 m2"sinin imar uygulamasına girdiği ve 1737.06 m2"sinin DOP olarak kesildiği, 27.01.2006 tarihinde ise hükmen tashih ile 68319.22 m2 olduğu ve 08.12.2006 tarihinde de imar düzenlemesi sonucu kütük sayfasının kapatıldığı; farklı bir deyişle 35 ada 59 parsel sayılı taşınmazın birden fazla imar uygulamasına tabi tutulması sonucu çok sayıda imar parsellerinin oluşturulduğu, oluşturulan bazı imar parsellerinin de yeniden şuyulandırma gördükleri anlaşılmaktadır.
    Burada öncelikle üzerinde durulması gereken husus 6100 sayılı Yasanın 125. maddesidir.
    Bilindiği üzere; alacağın devri ve borcun üstlenilmesi Türk Borçlar Kanununun 183 ila 204. maddelerinde düzenlenmiştir. Alacağın devri, alacağın ona bağlı bütün (yan ve öncelik) hakları ile birlikte devralana geçmesini sağlar ve bu işlem yapılırken borçlunun rızasının alınması gerekmez. Alacağın devri, hatta borçlunun muhalefetine rağmen geçerli olarak doğar ve hükümlerin hasıl eder. Borçlunun alacağın devrinden sonraki asıl muhatabı artık alacağı devralan kişidir. Bu itibarla borçlunun borçtan kurtulabilmesi için alacağın devri işleminden sonra borcunu, alacağı devralan kimseye ifa etmesi gerekir.
    Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan, davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.
    Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re’sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan 6100 sayılı HMK’nun 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa önel verecektir.
    Anılan maddeye göre,


    1-Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
    a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
    b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
    Somut olayda; mahkemece 6100 sayılı HMK.nun 125. maddesi (1086 sayılı HUMK.nun 186. maddesi) uyarınca işlem yapılmamıştır. Zira, asıl ve birleştirilen davanın yargılaması sırasında davalı ..."a ait payların hükmen Ahmet adına tesciline dair verilen kararın kesinleştiği ve tapuda infaz edildiği gözetilerek, anılan el değişikliği bakımından 6100 sayılı HMK.nun 125. maddesi (1086 sayılı HUMK.nun 186. maddesi) uyarınca işlem yapılmadığı gibi; yine dosya kapsamına getirtilen kayıtlardan görülebildiği kadarıyla, bazı imar parsellerinde davalı ..."a ait paylarda el değişiklikleri olduğu (örneğin, 35 ada 59 sayılı parselden 2006 yılında yapılan imar uygulamasıyla oluşturulan 1924 ada 2 sayılı imar parselinde davalı ... adına kayıtlı payın ... adına 20.09.2007 tarihinde tescil edildiği, Ahmet"in de bu payı 21.10.2007 tarihinde ..."a satış suretiyle temlik ettiği, bu taşınmazın da imar düzenlemesine tabi tutulması sonucu oluşturulan 1924 ada 4 ve 5 sayılı imar parsellerinde Kürşat adına tescilden sonra birçok el değişiklikleri olup, halen dava dışı kişilerin malik oldukları; yine 1916 ada 1 sayılı imar parselinde davalı ..."ın payının ... adına tescilinden sonra Ahmet"in dava dışı 3. kişiden de pay satın aldığı, daha sonra bu taşınmazın da imar uygulamasına tabi tutulması sonucu oluşturulan parsellerden aynı ada 2 sayılı imar parselinde Ahmet"in payını dava dışı Bilal"e sattığı, Bilal"in mevcut kendi payıyla tevhiden tescilden sonra Ahmet"den aldığı pay miktarı kadar olan hisseyi ..."na satış suretiyle devrettiği, bu taşınmazın da 02.08.2010 tarihinde şuyulandırmaya tabi tutulmasıyla 1627 ada 5, 1916 ada 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğu ve 4 sayılı parselde Bilal ve Ali paydaş olup, başkalarından da pay temellük ettikleri, 5 sayılı parselde kat irtifakı tesis edilmiş olup, tüm bağımsız bölümlerin dava dışı kişiler adlarına kayıtlı oldukları) halde mahkemece HMK.nun 125. maddesinin uygulanmadığı, sadece birleştirilen dosyanın davacısı Arif vekili tarafından ..."nun davaya dahil edildiği anlaşılmakta olup, 35 ada 59 sayılı parselden imar uygulamaları sonucu oluşturulan tüm imar parselleri bakımından tedavüllü kayıtlar getirtilerek el değişikliği olan tüm parseller bakımından HMK.nun 125 maddesi uyarınca işlem yapılması gerektiği açıktır.
    O halde, anılan yasal düzenleme uyarınca işlem yapılmaksızın işin esası hakkında hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Diğer taraftan; mahkemece, dosyaya geldi ve gitti kayıtları denetlenebilir ve beyanlar hanelerini gösterir şekilde tapu kütük sayfaları noksansız olarak

    getirtilmemiş, imar uygulamalarına ilişkin şuyulandırma cetvelleri temin edilmemiş, yukarıda açıklanan hükmen tescilin dayanağı olan tescil krokisi getirtilerek Kadastro Mahkemesi"nin hükmen tescil ilamı gözetilmemiştir. Yine anılan ilamın infazı bazı imar parsellerinde de yapılmış olup, bu imar parsellerinde aynı ilama konu başka taşınmazlardan gelen payların bulunup bulunmadığı net bir şekilde belirlenmemiştir. Ayrıca, birleştirilen davanın davacısı Arif"in önceden açtığını beyan ettiği Kadirli Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2005/532 Esas sayılı dava dosyası getirtilip incelenmediği gibi, imar uygulamasının iptaline ilişkin idari dava dosyasının akıbeti araştırılmamış, kadastral parselin ihyasıyla ilgili işlem veya karar bulunup bulunmadığı üzerinde de durulmamıştır.
    Hal böyle olunca; öncelikle 6100 sayılı Yasanın 125. maddesi uyarınca işlem yapılması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken anılan husus gözetilmeksizin hüküm kurulması doğru görülmemiş; hükmün bu gerekçeyle bozulması gerekirken, sehven işin esası bakımından bozulduğu karar düzeltme isteği üzerine bu defa yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından, karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin önceki bozma ilamının kaldırılarak hükmün açıklanan nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dahili davalı ..."nun karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 04.06.2015 gün ve 2014/12775 Esas, 2015/6186 Karar sayılı bozma ilamının KALDIRILMASINA ve Yerel Mahkeme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçelerle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının istek halinde yatırana iadesine, 24.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi