14. Hukuk Dairesi 2017/934 E. , 2017/3343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.11.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkiline olan borcu nedeniyle davalılardan ... hakkında icra takibi başlatıldığını ve takip neticesinde borçlu davalıya mirasbırakanı Hüseyin Yaman’dan intikal edecek taşınmaz hisseleri üzerine haciz konulduğunu, icra hukuk mahkemesince kendilerine haczedilen taşınmazlar üzerinde ortaklığın giderilmesi davası açmak üzere süre verildiğini belirterek davaya konu 110, 4, 37, 54, 53, 65, 19, 5 ve 104 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, davaya konu taşınmazlardan yalnızca bir adetinin satılmasının borcu karşılayacağını savunmuştur.
Mahkemece, 110, 4, 37, 54, 53, 65, 19, 5 ve 104 parsel sayılı taşınmazların ortaklığının satış sureti ile giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili temyizi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 29.03.2012 tarihli, 2012/1373-4987 sayılı ilamıyla “...icra takibindeki davacının alacağı hesap edilerek borcu karşılayacak sayıdaki taşınmazların satışına karar vermek gerekirken, tüm taşınmazların satışına karar verilmesi doğru olmadığından...” bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile davaya konu 110, 4, 37, 54, 53, 65, 19, 5 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesine, diğer taşınmaza yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile bir kısım davalılar vekili temyiz etmiştir.
Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı İcra Hakimliğinden İcra İflas Kanununun 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. Bunun için icra hakiminden yetki belgesi alınması zorunludur. İcra hakiminden yetki belgesi almadan doğrudan doğruya veya yetkisi olmayan icra müdürünün verdiği yetki belgesine dayanılarak dava açılması halinde dava hemen reddedilmeyip davacı tarafa icra hakiminden yetki belgesi almak üzere süre verilmelidir.
İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayalı olarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir.
Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir.
Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur.
Usuli kazanılmış hak, mahkemenin veya tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri yararına, diğerinin ise aleyhine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hak olarak tanımlanır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş olmamakla birlikte uygulama ve Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarıyla (4.2.1959 günlü ve 13/5 sayılı İ.B.K, 9.5.1960 günlü ve 21/9 sayılı İ.B.K.) yargılama hukukundaki yerini almıştır.
Yargıtay bozma ilamına uyulmakla hüküm yararına bozulan kişi açısından da usuli kazanılmış hak doğar.
Somut uyuşmazlıkta; bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi zorunludur. Mahkemece, dava konusu taşınmazların davalı borçluya isabet eden miras payı itibariyle değerleri belirlenmek ve bu değerler gözetilmek suretiyle borca yeter miktarda taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesi gerekirken, davalı borçlunun miras payı itibariyle hissesine düşecek değer kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.04.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.