"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "Zorunlu Tarım Bağ-Kur Sigortalılığının Tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tokat İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.11.2005 gün ve 2004/2153 E. 1897 K. sayılı kararın incelenmesi davalı ve dahili davalı vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 27.3.2006 gün ve 2005/14323 E. 2801 K. sayılı ilamı ile,
(...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalı SSK"nun tüm davalı Bağ-Kur Gen.Müdürlüğünün aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava, davacının 01.07.1991-2004 tarihleri arasında S.S.K."na tabi 15.05.1990-31.03.1993 tarihleri arasındaki zorunlu sigortalılığı dışında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalı Bağ-Kur Genel Müdürlüğünce ihtilaf çıkarılmayan 01.07.1991-30.06.1992 ve 01.05.2002-2004 tarihleri arasındaki süre ile SS.K. zorunlu sigortalısı olduğu 15.05.1990-11.08.1990, 01.07.1992-31.03.1993 tarihleri arasındaki süre dışında 01.04.1993-01.05.2002 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğun tesbitine, tarım Bağ-Kur sigortalılığı ile çakışan 01.05.2002-30.09.2002 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasaya tâbi isteğe bağlı sigortalılığının iptaline karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa"da 506 sayılı Yasa"nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa"nın 7.maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum"a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. "Anılan Yasa"nın 5.maddesi ile 7.madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa"nın 2. ve 3.maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir.
Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde "Kurum"a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum"ca re"sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa"nın 36.maddesi kapsamında Kurum"un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur"a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum"a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur"un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re"sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine yüklediği re"sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa"nın 10.maddesine göre kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının 01.07.1991 tarihinde davalı Bağ-Kur Genel Müdürlüğünce re"sen tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği ve davalı Kurumca 01.07.1991 tarihi ile davacının terk dilekçesi verdiği 30.06.1992 tarihi arasında ve prim ödediği 01.05.2002-2004 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak kabul edildiği, davacının istem döneminde 01.07.1992-31.03.1993 tarihleri arasında S.S.K. zorunlu sigortalısı, 01.05.2002-30.09.2002 tarihleri arasında 506 sayılı Yasaya tabi isteğe bağlı sigortalı olduğu, tapu da üzerine kayıtlı zirai arazisinin bulunduğu, muhtarlıkça tanzim edilen belgeden 20 yıldır havancılık ve çiftçilik yaptığının anlaşıldığı, Tekel İdaresine sattığı ürün bedellerinden tevkifat yoluyla 25.04.1996, 27.03.1997, 14.05.1998, 07.05.1999, 06.06.2000, 28.05.2001 ve 17.04.2002 tarihlerinde Bağ-Kur prim kesintisi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Mahkemece davacının 30.06.1992 tarihinde tarım Bağ-Kur terk dilekçesi verdikten sonra ürün bedellerinden prim kesintisi yapıldığı, 01.01.1996-01.05.2002 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ilişkin karar yerinde ise de terk bildiriminden sonra davalı Kurumca yeni bir tescil işlemi yapılmadığı gibi ürün bedellerinden de kesintinin yapıldığına ilişkin belgenin bulunmadığı 01.04.1993 - 31.12.1995 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalılığının kabulü ile tesbit kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Bağ-Kur Genel Müdürlüğünün bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı ve dahili davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle; 2926 Sayılı Kanun"un 6.maddesi gereğince davacının 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi sigortalılığının, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa tâbi zorunlu sigortalı olarak 01.07.1992 tarihinde çalışmaya başlaması nedeniyle, 30.06.1992 tarihi itibarıyla son bulmasına, dosyada davacının terk dilekçesi verdiğine ilişkin bir bilgi yada belge olmamakla birlikte, sigortalının terk dilekçesi verip vermemesinin sonuca etkili olmamasına, davacının sigortalı olduğu sürenin (230 gün)makul süreyi aşmış bulunmasına, 1.4.1993 ila 31.12.1995 tarihleri arasındaki dönemde re"sen tescili gerektiğinden herhangi bir bilgi yada belgenin de bulunmamış olmasına göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı ve dahili davalı vekilleri temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.