19. Hukuk Dairesi 2016/7219 E. , 2016/15074 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek.Av. ... ile davalılar vek. Av. ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin 01/01/2008-16/06/2010 tarihleri arası muavin defter kayıtlarına göre davalıdan alacaklı olduğu miktarın tahsili için giriştiği icra takibinin davalıların borcun 50.000,00 TL "sinden fazlasına yaptıkları kısmi itiraz üzerine kısmen durduğunu ve davalılar itirazının haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının muavin defter kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilleri tarafından yapılan ödemelerin muavin deftere kaydedilmediğini, öte yandan müvekkillerinin kayıtlarında yer almayan faturalarında davacının muavin defterine kaydedilerek müvekkillerinin borçlu gösterildiğini, müvekkili tarafından yapılan ödemeler gözetildiğinden esasen müvekkillerinin davacıdan alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı adi ortaklıktan cari hesaba dayalı alacağını tahsil için icra takibi yaptığı, davalıların takibe kısmen itiraz ederek, ödeme savunmasında bulunduğu davacının bu ödemelerin başka bir borca ilişkin olduğunu iddia etmesine rağmen bu iddiasını ispat edemediği ve bu hususta davalılara yemin teklif ettiği, davalıların ödemelerin ortaklık borcuna ilişkin olduğuna dair yemin ettiği, davalı defterlerinde kayıtlı fatura toplamının 299.832,30 TL olduğu, davalıların ödeme kaydının 281.087,90 TL olduğu, bu ödemelerden sadece 10.000 TL"lik bir çekin ödenmediğinin anlaşıldığı, buna göre ödenen meblağın 271.087,90 TL olduğu, bu ödemenin fatura bedelinden mahsup edildiğinde aradaki farkın 28.744,10 TL olduğu, davalıların ise takipte 50.000,00 TL"lik borcu kabul ettikleri, böylelikle davacının alacaklı olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, davacının defter kayıtları ve şirket niteliği nedeniyle ödemenin yapılıp yapılmadığını bilebilecek durumda olduğundan aleyhine %40 kötüniyet tazminatına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Somut olayda davacı haksız ise de takibinde kötüniyetli olduğunu gösteren bilgi ve belgeye rastlanılamadığından kötüniyet tazminatına hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.