10. Hukuk Dairesi 2017/3281 E. , 2019/6218 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum ve davalılardan ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı Kurum, 02.04.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve masraflar nedeniyle oluşan Kurum zararının, 5510 sayılı Kanunun 21. ve 23. maddeleri uyarınca, davalıdan rücuan tahsilini talep etmiştir.
5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesi 1. fıkrası ile “iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiştir.
Aynı kanunun 23. maddesinde ise "Sigortalı çalıştırmaya başlandığının süresi içinde sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirilmemesi halinde, bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca tespit edildiği tarihten önce meydana gelen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık halleri sonucu ilgililerin gelir ve ödenekleri Kurumca ödenir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hallerde, Kurumca yapılan ve ileride yapılması gerekli bulunan her türlü masrafların tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri tutarı, 21 inci maddenin birinci fıkrasında yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın, işverene ayrıca ödettirilir." hükmü öngörülmüş olup, maddenin açık hükmü karşısında; gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.
Anılan maddeye göre davalı işverenin sorumluluğu kusursuzluk ilkesine dayanmakta olup, zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe giriş bildirgesi yasal süre içerisinde Kuruma verilmemişse ve zararlandırıcı sigorta olayı bu yasal süreden sonra meydana gelmişse Kurumca yapılan sigorta yardımlarından 23. maddeye göre sorumlu tutulması, bu durumda tarafların kusur oranı gözetilmeksizin belirlenen ilk peşin sermaye değerinden, Borçlar Kanunu’nun 43-44. maddeleri uyarınca sigortalının kusurunun %50"sinden az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak kurum zararının belirlenmesi gerekecektir.
Eldeki davada; davalı ...’nın eşi adına 15.06.2009 tarihinde ruhsat verilen, özel bina inşaatının, sıva işini götürü bedelle yapmayı üstlenen dava dışı ..."ün, sıva işlerinin yapımı konusunda kendisine yardım etmek üzere, ..., ..., ... ve ... isimli şahıslarla anlaştığı, müteveffa sigortalı ...’ün 02/04/2009 tarihinde, müteveffa sigortalı ... ile birlikte, inşaatta sıva işini yaparken, inşaatın yakınından geçen elektrik akımına kapılmaları sonucu yaralanmaları sonucunda ...’ün vefatı şeklinde gerçekleşen olaya ilişkin, Mahkemece hükme esas alınan kusur raporunda; olayın meydana gelmesinde davalı ...’nın %60 oranında kusurlu olduğu, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, müteveffa sigortalılar ... ve ...’ün ise ayrı ayrı %20 olmak üzere, toplamda %40 oranında kusurlu bulunduklarının rapor edildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinde, davalı ... tarafından yaptırılan İskenderun/Hatay adresindeki özel bina inşaatına ait, 15.06.2009 tarih ve 2009/17 sayılı yapı ruhsatında arsa sahibinin davalının eşi ... olduğu, yapı müteahhidinin ... İnş. Tic. Ltd. Şti. olduğu anlaşılmakla, anılan yapı ruhsatı gözetilmek suretiyle ..., ... İnş. Tic. Ltd. Şti., ... ve davalı ... arasındaki ilişki belirlenip işverenlik sıfatları bu kapsamda belirlenmeli, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden bu çerçevede yeniden uygun bir kusur raporu alınmak suretiyle, 23. madde koşulları irdelenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
Kabule göre de, olayın meydana gelmesi sonucu ölen ya da yaralanan her bir sigortalı için verilen kusurun kendi müterafık kusurları mı olduğu, yoksa diğerinin kazasına etki eden kusurları mı olduğu hususu ayrıştırılmak suretiyle, kazazedelerin birbirlerinin kazalanmasında bir kusuru olup olmadığı açıkça ortaya konulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan ... vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."ya iadesine, 18/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.