11. Hukuk Dairesi 2019/2166 E. , 2020/168 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26/12/2017 tarih ve 2016/470 E. - 2017/626 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/01/2019 tarih ve 2018/702 E. - 2019/78 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı TPMK vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, müvekkilinin "BRG+şekil" ibaresinin marka olarak tescili için TPMK’ya başvurusunun davalı Kurum tarafından 2004/44576 sayılı "brg+şekil" ibareli markaya dayalı olarak 556 sayılı KHK’nin 7/1-b maddesi uyarınca reddedildiğini, müvekkili ile redde mesnet markanın sahibi şirketin faaliyet alanlarının farklı olduğunu, müvekkilinin 2008 yılından beri makine imalatıyla uğraştığını ileri sürerek, YİDK"in 2016-M-10135 sayılı kararının iptaline, “BRG+şekil” ibareli 2016/45147 sayılı başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı TPMK vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; itiraza dayanak markanın "brg+şekil" ibaresinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 05, 24, 25, 27, 35. sınıflardaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, 2004/44576 sayılı markanın genel olarak mal belirtmeden perakendecilik hizmeti için tescilli bulunduğu, buna göre taraf markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik olmadığı, işaretler arasında bu anlamda bir benzerlik olsa da 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesindeki şartların somut olayda bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın kabulüne, YİDK’in 2016-M-10135 sayılı kararının iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili ile davalı TPMK vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuşlardır.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı tarafça marka tescil başvurusunun 556 sayılı KHK"nın 7/1-b maddesi uyarınca reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemi ile açılan işbu davada, davacının marka tescil başvurusunun reddine dayanak gösterilen markanın sahibi olan şirkete de husumet yöneltilmişse de 556 sayılı KHK."nın 7/1-b maddesine dayanan bu türden davalarda, redde mesnet marka sahibine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı, Yargıtay"ın yerleşik uygulamasında da husumet kamu düzenine ilişkin olup, HMK"nın 355. maddesi uyarınca re"sen gözetilmesi gerektiğinden, davalı şirket hakkındaki birleşen davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken davalı şirket yönünden de işin esasına girilmesi doğru olmamış yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse "düzelterek yeniden esas hakkında" duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden davalı TPMK vekilinin sair istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine ve davacı vekili ile davalı TPMK vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl davanın kabulü ile TPMK YİDK’in 2016-M-10135 sayılı kararının iptaline, davacının markanın tescili talebinin reddiyle birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı TPMK vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı TPMK vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı TPMK"dan alınmasına, 08/01/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.