Taksirle yaralama - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/8349 Esas 2021/3138 Karar Sayılı İlamı

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Her bi sanık hakkında CMK"nın 223/2-a maddesi uyarınca
ayrı ayrı beraat

Taksirle yaralama suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü saat 20:00 sıralarında katılan yaya ...’nun Seydişehir ilçesi Bozkır Yolu üzerinde bölünmüş yolun yol yapım çalışması nedeniyle gidiş istikametinin trafiğe kapandığı, geliş istikametinin çift yönlü olarak kullanıma açıldığı, olaydan hemen sonra hazırlanan kaza tespit tutanağında belirtildiği üzere aydınlatmanın bulunduğu, kazaya etken yol sorunun bulunmadığı olay mahallinde, yolun karşısına geçmek istediği sırada, kazanın meydana gelmesinde kusuru bulunmayan ve hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen ..."in sevk ve idaresinde bulunan otomobili ile katılana çarparak vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda, soruşturma aşamasında mahalli bilirkişi tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; kazanın meydana gelmesinde yolun onarım ve bakımından sorumlu kuruluşun bölünmüş olan yolun tek tarafının çalışma nedeniyle başlangıç noktasında işaretle kapatılmasına rağmen kaza olayının meydana geldiği noktada ve yakınında çift yönlü gidiş geliş olduğunu yolu kullananları uyarıcı ikaz edici ışıklı, reflektif sabit veya seyyar herhangi bir işaretleme koymayarak gerekli tedbiri almadığından yolun yapımı ve bakımı ve denetiminden sorumlu kuruluş olan belediyenin tali kusurlu olduğunu belirlemesi karşısında, belediyenin yolda başlatılan kanalizasyon yapım işini ihale ile Tika’ya verdiği, sanıklardan ...’nun şirketin yetkilisi; diğer sanık ...’un ise şirketin şantiye şefi olarak taksirle yaralama suçundan cezalandırılmaları için her ne kadar haklarında kamu davası açılmışsa da; trafik kazası tespit tutanağı, katılan beyanı, tanık anlatımları toplanan diğer deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kasıtlı suçlarda olduğu gibi taksirli suçlarda da hareketle netice arasında illiyet bağının bulunmasının zorunlu olduğu, failin hareketi ile ihlal edilen normda belirtilen tipik netice arasında sebep sonuç ilişkisi bulunması gerektiği, katılanın bölünmüş yol olan caddenin yapım çalışması nedeniyle trafiğin geliş-gidiş olarak açık olan kısmında yaya geçidi olmayan yerde yolu kontrol etmeden karşıdan karşıya geçmek istediği sırada tanık ..."in sevk ve idaresindeki otomobilin gelerek kendisine çarpmasıyla oluşan trafik kazasında, katılanın kusurlu hareketi ile neticenin meydana geldiği, tanıkların anlatımı, yolda çalışma olduğuna dair işaretlemenin bulunduğuna ilişkin kaza tespit tutanağındaki belirlemeler ile kazanın çalışmanın olmadığı caddenin trafiğe açık kısmında vuku bulması birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen sonuçtan sanıkların sorumlu tutulmasının mümkün olmadığı, açıklanan bu hususlar doğrultusunda atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı anlaşılmakla mahkemenin kabul ve takdirinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin eksik inceleme yapıldığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 29.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.