11. Hukuk Dairesi 2017/1566 E. , 2018/7381 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 07/02/2017 tarih ve 2016/197-2017/35 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının ‘...’ ibareli iki adet markanın sahibi olduğunu ve bu ibareyi 15 yıldır ticaret unvanı olarak kullandığını, davalının, davacı şirket markaları ve ticaret unvanının esas unsurunu oluşturan ‘...’ ibaresiyle iltibas oluşturan "..." ibareli markayı kendi adına tescil ettirdiğini, taraf markalarının ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebep olacak derecede benzer olduğunu, davacının ... ibaresi üzerinde öncelik hakkının bulunduğunu, davalının kötü niyetli tesciliyle davacı markalarının bilinirliğinden istifade etmeyi amaçladığını ve davalı eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ileri sürerek, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinini, haksız rekabetin tespit ve önlenmesini, davalı şirketin ticari unvanından "..." kelimesinin terkinini ve hüküm özetinin ilanını talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 2004 yılından beri dava konusu ibareyi hem marka hem de ticari unvan olarak kullandığını, davacının durumdan haberdar olduğu halde ses çıkarmadığını, 8 yıla yakın süre geçtikten sonra davanın açıldığını, müvekkilinin kötü niyetli olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her iki taraf markasının da ibaresel olarak esas unsurunun ... ibaresi olduğu, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiği de göz önüne alındığında karşılaştırma konusu markaların ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebep olabilecek derecede benzer olduğu, tescile dayalı kullanımın hukuka uygun olduğu, davalı kendi adına tescilli olan markayı kullandığından
marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetten söz edilemeyeceği, basiretli bir tacir gibi davranmakla yükümlü olan davalının ticari faaliyetlerinde kullandığı tanıtım işaretlerinin halkı yanıltmayacak nitelikte olmasına dikkat etmesi gerektiği, taraf şirketlerin kuruluş amaçları, faaliyet gösterdikleri sektör, gerçek hak sahipliği ilkesi ve tescilde öncelik hakkı ilkesi gözetildiğinde, davacının ticaret unvanının terkini talebinin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalıya ait markanın iptali ile sicilden terkinine, davalıya ait ticaret unvanından ... ibaresinin terkinine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Ancak, mahkemece bozma öncesi verilen 10.12.2013 gün, 2012/245 E-2013/226 K sayılı kararda ‘...’ ibaresinin ticaret unvanından terkinine ilişkin talebin reddine karar verilmiş, anılan hükme yönelik davacı temyizi ise Dairemizin 2016/6070 E-2016/6690 K sayılı ilamıyla reddedilmiştir. Ticaret unvanının terkinine ilişkin taraflar arasındaki uyuşmazlık bu suretle kesinleştiği halde, mahkemece bozmaya uyularak tesis edilen kararda, bozma kapsamı dışında kalan unvan terkinine dair talebin kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip, hükmün bu nedenle bozulması gerekse de anılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün belirtilen husus yönünden düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 2. numaralı bendinde geçen ‘’Davalı şirkete ait ... TEKNİK ENDÜSTRİYEL MUTFAK EKİPMANLARI VE SOĞUTMA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ’nin ticaret unvanından ... ibaresinin kaldırılmasına, unvan terkini yönündeki karar kesinleştiğinde ticaret sicil müdürlüğüne bildirimde bulunulmasına.’’ kısmının hüküm fıkrasından tamamen çıkarılması suretiyle hükmün davalı yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 26/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.